Translate

22 Aralık 2017 Cuma

Gölge Hırsızı - Kitap Yorumu


***

“Sen benim gölge hırsızımsın; nerede olursan ol, seni bulacağım.”

Babası tarafından terk edilmiş, çocukluğu boyunca annesiyle birlikte sıradan bir kasabada yaşayan kahramanımızın özel bir yeteneği vardır:
Peşine gölgeler takılır, ona hep bir şeyler fısıldar...

Yıllar geçmiş, bahçesindeki kestane ağaçlarının altında oturduğu okulunu, babasıyla annesinin birbirlerini sevdikleri zamandan kalma o soluk fotoğrafları ardında bırakarak yeni bir hayata başlamıştır.
Ne var ki tekdüze hayatı ve bir türlü ismini koyamadığı ilişkisiyle içindeki özlemi dindirememekte, ona fısıldayıp duran gölgelerden bir türlü kurtulamamaktadır.
Bir kıyı kasabasına yolunun düştüğü bir gün, hüzün dolu geçmişinin, peşini bırakmayan gölgelerin sırrı yavaş yavaş çözülmeye başlar. Yıllar önce geldiği bu kumsalda, gölgelerinin birbirine karıştığı ilk aşkının izini bulacak ve onun peşine takılacaktır.
Belki de, bir sandığın içine sakladıkları o uçurtmayı yerinden çıkarmanın zamanı gelmiştir artık...
Gölge Hırsızı, ardımızda bırakamadığımız anları, anıları ve aşkları anlatıyor.
Yani peşimize takılan, kurtulamadığımız gölgeleri...

***


Marc Levy ile Keşke Gerçek Olsa adlı kitabıyla tanıştım. Devamını Keşke Gerçek Olsa'nın devamı olan Sizi Tekrar Görmek ile getirdim. Marc Levy'i neden sevdiklerini artık biliyorum.
Yazarın böyle çok narin, elegant ve samimi ortamda hissettiren bir dili var. Bu da kitaplarını gözümde farklı kılan bir özellik.
Kitabı alırken beklentim yüksekti, fakat okumaya başladığımda beklentim biraz düştü. Kurgunun beklediğim gibi olmadığını düşünerek üzülmüştüm. Okumaya devam ettiğimde ise "İşte Marc Levy be, budur!" moduna geçtim.
Keşke Gerçek Olsa'da olan birkaç karakterin bu kitapta olması beni mutlu etti. O tanıdığım havayı tekrar anımsamak güzeldi. (Bu iki kitaptaki olaylar birbirinden bağımsızdır.)
Sevdiğim, güldüğüm hatta öhömbelkideağladığımöhöm bir kitap oldu.

"Uçurtma ile 'Seni Özledim' yazabilen bir kadını unutmanız asla mümkün değildir."

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim Puan: 5/5

Özgün Adı: Le Voleur Dombres
Yazar: Marc Levy
Yayınevi: Can Yayınları
Çeviren: Ayça Sezen
Sayfa Sayısı: 216

14 Aralık 2017 Perşembe

Zehr-i Bal (Zehr-i Bal Serisi #1) - Kitap Yorumu


***

Aşk... Tarih... Polisiye...
1870 yılında başlayan çarpıcı ve sürükleyici bir aşk hikâyesi...
Dönemin Üsküdar Kadısı Rauf Efendi’nin güzeller güzeli biricik kızı Gülpare ile ailesini çocuk yaşta kaybetmiş, bıçkın bir delikanlı olan Kalaycı Hamza’nın yolları bir adakla kesişir. Aşkın zehri ilk görüşte onları sararken hesaba katmadıkları bir şeyler vardır: Sultan karşıtı bir isyan, gizli bir aşk ve acı kayıplar.
Sultan’a sadakatiyle bilindiği için başı belada olan Rauf Efendi’nin hayatını şans eseri kurtaran Hamza da artık topun ağzındadır. Kadı’nın gözüne girmeyi başaran Hamza, yanına aldığı yeni dostu Rıfkı, Gazi Berber Selim ve Turşucu Bekir ile bu olayı gün ışığına çıkarmaya çalışacak ve Kor Cevat ile adamlarını alaşağı etmek için savaş verecektir.
Bir yanda yüreğini kuşatan Gülpare’nin aşkı; diğer yanda ortasında kaldığı bir isyan...
Ancak kader zaten en başından yazılmıştır.
Dönemin ruhunu hissettiren romana özel albümüyle, Sezgin Irmak’ın kaleminden bir üçlemenin ilk romanı;
Zehr-i Bal…

***

Popüler olmayan kitapları keşfetmeye bayılıyorum. Özellikle popüler olmayan bir kitap keşfettiğimde ve o kitabı sevdiğimde dünyalar benim oluyor, sanki büyük bir hazineyi ilk ben bulmuşum gibi hissediyorum. İşte bu kitap da benim için büyük bir hazineydi.
Üç kitaplık bir serinin ilk kitabı olan Zehr-i Bal'ı okurken mest oldum, etrafta sırıtarak dolaştım desem sanırım yeridir.
(Sevdiğiniz bir kitabın ya da sevmediğiniz bir kitabın yorumunu yazmak çok zor değil mi? Objektif olmak gerçekten zor olabiliyor.)
Tamam, buldum. Maddeleyerek anlatırsam sanırım işim daha kolay olur.

Neden sevdim?
1.) Romanlarda genel olarak insanlar birbirlerinden hoşlanır ve konuşmaya başlayarak temas kurarlar değil mi? Ya da bunun tam tersi olur. Yani tanıştıktan sonra çok geçmeden bir şekilde tensel temas kurarlar. (Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.) Bu romanda öyle değildi. O sevgi saf biçimdeydi ve karakterler birbirleriyle pek temas kurmasalar bile o sevgiyi hissetmeyi sevdim. Belki de genel olarak ilk anlattığım şekilde kitaplarla karşılaştığım için bıkmış olabilirim ve bu sevincim de istediğim gibi bir kitapla sonunda tanışmamdan ötürü gelişmiş olabilir. Çok uzattım, sonraki maddeye geçiyorum. 
2.) Az da olsa Osmanlı ruhunu hissedebilmek ayrı bir güzeldi. O dönemlerde yaşamayı o kadar isterdim ki! Fakat bu kitap kurgusal bir roman olduğu için bilgi kaynağı olarak görmek yanlış kaçar, bunu da belirtmem gerekir diye düşünüyorum.
3.) Kitaptaki aksiyon da aşk da yeterliydi.
4.) Kitabı açınca tasarımında yapılan renklendirme sayesinde insanın içi cıvıl cıvıl oluyor.

Neden hoşuma gitmedi?
1.) Öncelikle beni yadırgamayın, bunlar benim şahsi fikirlerim. Ve kitabı okutmadan bunu maddeyi nasıl anlatabileceğim hakkında bir fikrim yok. Çok düşündüm nasıl düzgünce ifade edebilirim diye. En iyisi bir yerlerden başlamak. Şimdi, kızımız dini önemseyen bir ailede ve babası kadı. Durum böyleyken kendisinin aşkına haram karıştırmasını pek etik bulmadım. En azından bu konuda biraz pişmanlık dile getirmesini beklerdim. Çünkü Osmanlı Dönemi'nde yaşayan bir insansa, bilmiyorum, buna dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Aslında bu madde çok açık uçlu bir madde. Neden öyle olduğu veya olmadığı açıkladıkça açıklanabilir. O yüzden gözüme batan kısmı ufacıcık dile getirdim ve daha fazla uzatmadan kesiyorum.
2.) Dediğim gibi kurgusal roman olduğu için bilgi kaynağı olarak göremeyiz. Kitaptaki insan ismi ve olay gerçek hayatta varolduğu için bu çelişki biraz beni rahatsız etti. Belki tamamen uydurma isimlerle yazılmış olsaydı bu kadar gözüme batmazdı.
Sonuç olarak bu kitabı üç arkadaşım aynı anda okuyor ve ben onlardan önce okuyup bitirmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum... Aynı anda kitabı okuyup kitabın sebep olduğu duyguyu taze taze paylaşmak daha güzel, değil mi?
Serinin ikinci ve üçüncü kitabını da aldım ve başlamak için sabırsızlanıyorum.
Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Yazar: Sezgin Irmak
Yayınevi: Portakal Kitap 
Sayfa Sayısı: 304
Serinin Kitapları:
1.) Zehr-i Bal
2.) Mühr-ü Kalp
3.) Sırr-ı Sevda

5 Aralık 2017 Salı

Nezaket Ve Zarafet İçin Mahremiyet Eğitimi - Kitap Yorumu


***

" Mahremiyet eğitimi, çocuğun duygularını denetlemek değil; ona kendi duygularını denetleyebilecek yeteneği kazandırmaktır. " 

***

Bugün, kurgusal romanlardan ziyade bir eğitim kitabı yorumu paylaşıyorum. Hayır, durun! Eğitim kitabı, dedim ama bu öyle akademik bilgiler içeren ansiklopedik bir kitap değil. Gayet akıcı, bilgilendirici ve içinde örneklerin de bulunduğu güzel bir kitap.
Özellikle çağımızın iğrenç düşünceli insanlarından korumak adına genel olarak küçük yaştaki evlatlarımıza ve kardeşlerimize kendi bedenlerinin bilincine nasıl varabileceklerini ve kendi özel alanlarını nasıl oluşturmasına yardımcı olabileceğimizi okuyoruz. Davranışlarımızdaki ufak tefek hatalar ile işlerin nasıl çığrından çıkabileceğini, çok masum görünen olayın bile travmatik etkiyle sonuçlanabileceğini yaşanmış olaylar ile okuma fırsatı yakalıyoruz.
Gerçekten müthiş bir kitaptı. Birden fazla post-it yapıştırdım. (Evet, yeni post-it aldım. :D) Ne güzel oldu bu kitaba rastlamam.
Yorumumun sonuna yaklaşırken sadece ebeveynlerin değil; çevresinde çocuk bulunan herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşündüğümü de belirtmek istiyorum.
Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!
Behlül kaçar.
Verdiğim puan: 5/5

Yazar: Pedagog Adem Güneş
Yayınevi: Timaş Yayınları
Sayfa Sayısı: 192

Elfhame Kralı Öykülerden Nefret Etmeye Nasıl Başladı (Peri Halkı #3.5) - Kitap Yorumu

*** Kedi sütü ve kibirle beslenen, çirkin bir kehanet başına bela olan bir Peri prensi o... Cardan doğumundan beri prens kâh delicesine sevi...