Translate

24 Şubat 2024 Cumartesi

Toprak ve Kan Hanesi (Hilal Şehir #1) - Kitap Yorumu

 

***
Bryce’ın yaşamı kusursuzdu, bütün gün çalışır, gece de partilerdi, ta ki bir iblis en yakın arkadaşını öldürene kadar. Suçlu parmaklıklar ardında olmasına rağmen cinayetler devam edince Bryce kendini büyük bir soruşturmanın merkezinde buldu.

Hunt ise düşmüş bir melekti. Bir zamanlar devirmeye çalıştığı Başmelekler tarafından köleleştirildi. Artık acımasız becerilerini tek bir amaç için kullanıyordu, patronunun düşmanlarına suikast yapmak… Ancak bir gün, Bryce’ın davasını çözerse özgürlüğüne bir adım atabileceğini fark etti.

Bryce ve Hunt, Hilal Şehir’in derinliklerine inerken, her şeyi tehdit eden karanlık gücü ve alev alev yanan tutkuyu keşfederler.
***

BİTTİ. BİTTİ. BİTTİ.

TOPRAK VE KAN HANESİ'Nİ BİTİRDİM! BİTİRDİM!

O KADAR GÜZELDİ Kİ!

Kitaba direkt ortadan başladığımız için adapte olmak biraz zordu. Beynim yandı. Bir anda o kadar karakteri tanımaya çalışmak biraz yorucuydu ama eğlenceliydi. İlk 130 sayfadan sonra açıldı ve okuması daha eğlenceli oldu. Okul sürecinde olduğumdan bir hafta gibi bir sürede bitirebildim. Bırakmazsanız 3 gün gibi bir sürede bitirilebilir gibi geldi bana. Sadece ilerleyin, bırakmayın, yapabilirsiniz. BUNA DEĞER.

Sarah'dan daha önce kitap okumadıysanız bu seri ile başlamanızı önermem. Bence Dikenler ve Güller Sarayı ile başlamak daha iyi olur, hem yazara ısınmak hem de okumasının kolaylığı açısından. Bu kitap onun 3 katı falan ağırdı (AMA DEĞER SAKIN PES ETMEYİN).

Kitabın kurgusunu anlatmayayım, arka kapak yazısı bence yeterli. İlerleyişine bayıldım. Dünyası inanılmaz. Olaylar inanılmaz. Karakterler İ-NA-NIL-MAZ. BAYILDIM. Çok güçlü bir kadrosu var.

Bryce, müthiş biri. Güçlü bir kadın karakter.

Hunt, zaten düşmüş bir melek. Daha iyi ne olabilir...

Ruhn, inanılmaz bir prens.

Ve yan karakterler... Sarah, hepsini o kadar güzel kurguya işlemiş ki! Kimin kim olduğunu çözdükten sonra hepsine bağlandım ve sevdim.

ÇOK ÇOK ÇOK GÜZELDİ. ÇOK GÜZELDİ.

+18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırdığından küçük dostlarımın biraz büyümesi gerektiğini düşünüyorum.


"Sevgiyle, her şey mümkündür."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: House of Earth and Blood
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Arif Dursun
Sayfa Sayısı: 856

Serinin Kitapları:
1.) Toprak ve Kan Hanesi
2.) Gökyüzü ve Nefes Hanesi
3.) Alev ve Gölge Hanesi

21 Şubat 2024 Çarşamba

Tersyüz - Kitap Yorumu

 

***
Ambrose Young okulun en çekici çocuğu ve kasabanın yıldız güreşçisiydi. Uzun boylu ve yapılı bir vücudu, omuzlarına değen saçları ve yakıcı gözleriyle aşk romanlarının kapaklarını süsleyebilecek kadar yakışıklıydı. Fern Taylor bunun farkındaydı ve Ambrose Young’a âşıktı. Belki de bu kadar yakışıklı olduğu için Fern asla onunla birlikte olabileceğini düşünmemişti. Ta ki her şey tersyüz olana ve Ambrose'un eski yakışıklılığından eser kalmayana kadar…

Tersyüz, beş genç adamın küçük bir kasabadan kalkıp savaşa gidişinin ve içlerinden sadece birinin geri dönüşünün hikâyesi... Hayatı, benliği, güzelliği kaybetmenin hikayesi... Bir kızın, yıkılmış bir çocuğa ve yaralı bir savaşçının sıradan bir kıza olan aşkının hikâyesi... Kalp kırıklığının üstesinden gelen bir arkadaşlığın ve bilinen kalıpların dışına çıkan bir kahramanın hikayesi... Tersyüz, hepimizin içinde biraz iyiliğin biraz da kötülüğün olduğunu keşfettiğimiz modern çağın Güzel ve Çirkin’i..
***

Bu kitabın yorumunu nasıl yapacağımı bilmiyorum, kalbim paramparça. Tatlı bir hikaye okuyacağımı sanıyordum.

Öncelikle belirtmeliyim ki üzüleceğim ve kalbimin kırılacağı kitapları okumayı pek tercih etmiyorum, Aynı Yıldızın Altında gibi. Aynı Yıldızın Altında, çok güzel bir kitaptı ve kalbimi bir o kadar kırmıştı. Tersyüz onun kadar yıkıcı olmadı benim için ama yine de mahvetti.

Kitap, askeri kurgu ve romantik türündeydi. Kurgusunu tatlı buldum, beğendim. Yan karakterleri çok sevdim, özellikle Bailey'i. Bailey, sana bayılıyorum.

Fern ve Ambrose'un aşkı da tatlı olan bir diğer şeydi. Romantizm açısından değil de birbirlerine destek olma ve fedakârlık süreci açısından çok beğendim. Kalbimi bıraktım.

Dram ve aşk kitaplarını seviyorsanız bu kitabı sevebilirsiniz. Dram ve aşktan fazlası olduğunu belirtmek de istiyorum. Aferin Amy Harmon, ya ne diyeyim, yıktın beni. Kitaba başlarken bu kadar etkileneceğimi düşünmüyordum.

Yani gerçekten kitabın EN SONUNDA böyle bir şey yapmak zorunda mıydın... Neden beni böyle etkiledin... Pes doğrusu, ben hiçbir şey demiyorum. 

Kitap başında isimleri çok karıştırdım. Çoğu defa kızı erkek, erkeği de kız zannettim. İsimleri öyle seçilmiş ki dgdfghd Yani şimdi Ambrose kız ismi gibi değil mi? Ama kendisi erkek.

Neyse bu minik şakamızdan sonra (bu dramın üstüne şaka yapabilmek bile bir mucize, aferin amy harmon) 4 verme sebebime gelecek olursak da bazı hoş olmayan şeyler diyelim, tamamen kişisel sebepler... Bazı karakterlerin başına kötü şeyler gelmesini kaldıramıyorum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Making Faces
Yazar: Amy Harmon
Yayınevi: Yabancı
Çeviren: Arzu Altınanıt
Sayfa Sayısı: 376

17 Şubat 2024 Cumartesi

Sevgili Aaron - Kitap Yorumu

 

***
Bir yardım kuruluşunda gönüllü olarak çalışmaya başlayan Ruby Santos’un işi oldukça basitti: Sınır ötesinde görevli bir askerle eşleşecek, ona haftada bir defa mektup yazacak ya da e-posta gönderecekti. Ruby insanlara yardım etmeyi seviyordu ve bu iş onun için biçilmiş kaftandı.

Aaron ile eşleşirken planı belliydi: Mektup yaz, e-posta gönder ve gelen cevaba göre bunları tekrarla. Ancak dünyanın diğer ucundaki bu adama âşık olacağını tahmin edememişti.

Ruby ile Aaron mesafelere rağmen bir araya gelerek arkadaşlıklarını büyük bir aşka dönüştürebilecek mi?
***

Neden bu kitabı biri bana zorla okutturmadı? Şu an buna üzülüyorum. O kadar sevdiğim bir kitap oldu ki, neden daha önce okumadım...

Ruby bir yardım kuruluşunda gönüllü olarak çalışıyor. Görevli askerlerle rastgele eşleşip haftada bir mektup yazarak onlara destek olmaya çalışıyor. Bu askerlerden biri de Aaron Hall. E posta ve mektupla konuşmaya başlıyorlar ve aralarındaki macera bu şekilde başlamış oluyor.

Kitabın ortalarına kadar mesajlarını okuyoruz. Bu benim çok sevdiğim bir olay oldu. Kitaplarda mesajları okumayı seviyordum. Bu şekilde olunca bayıldım.

Ortalarından sonrası ise ayrı bir güzeldi. Aaron ile Ruby'nin karşılaşma anını okurken o kadar mutlu oldum ki! Bu kadının yazım tarzını çok beğendim. Ortamı ve duyguları çok güzel yansıtmış. Sanki o an orada ben vardım ve Aaron ile tanışacakmışım gibi ben gerilip heyecanlandım.

Lütfen, bu kitabı bir okuyun. O kadar güzel ki... Askeri kurgu, arkadaşlıktan aşka ve yavaş gelişen aşkları seviyorsanız ayrı bir güzel.

Kurgusuna bayıldım. İçimin gittiği yerler oldu, güldüğüm yerler oldu. Aaron'ın tasvir ediliş şekline ayrı bir bayıldım. Harika biri. Çok tatlı. Bu kitaba kalbimi bıraktım.

Sadece Ruby'nin sürekli fakir ve para kelimelerini cümle içinde kullanmasına uyuz oldum. Ama Aaron ona karşılık vererek içimi rahatlattı. Aaron'ın çok tatlı biri olduğunu söylemiş miydim?


"Sana bugün burada olduğun için ne kadar mutlu olduğumu söyledim mi?"


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Dear Aaron
Yazar: Mariana Zapata
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Hanife Albayrak Çift
Sayfa Sayısı: 464

14 Şubat 2024 Çarşamba

Ateş ve Kan (Karındeşen Jack #4) - Kitap Yorumu

 

***
Audrey Rose Wadsworth ve Thomas Cresswell karanlık sırlarla çevrili Chicago’da düzenlenen göz alıcı Kolomb Dünya Fuarı’na katıldıklarında, kendilerini kayıp kişilere ve çözülmemiş cinayetlere uzanan
bir soruşturmanın ortasında bulurlar.
Serinin şoke edici finalinde Audrey Rose ve Thomas,
Beyaz Şehir Şeytanı olarak bilinen katili bulabilecekler mi?
Yoksa gizemi çözüp cevapları bulmaya çalışırlarken aşkları
tarifi mümkün olmayan bir trajediyle yarım mı kalacak?
***

Seri ne olursa olursun bitiminde duygulanıyorum. O dünyaya alışınca geride bırakmak hep bi hüzünlü oluyor. Ben seni nasıl unutacağım şimdi Thomas Cresswell... Hayatın da ölümün de ötesinde, Sana olan sevgim ebedi, Cresswell ❤

Kitabın yorumuna geçecek olursak, üçüncü kitabın yorumunda bahsettiğim karakterlerin cinayetten geride kalma durumu bu kitapta yoktu. Bunun dışında cinayet kurgusu yerindeydi. Kurgu, spoiler niteliğinde olduğundan bahsedemeyeceğim ama beğendim.

Thomas ve Audrey Rose ile tanıştığım için çok mutluyum. Çok harika bir kitaptı. Kesinlikle serinin een güzel kitabıydı. Hele sona doğru...

Çok tatlı ve cinayet peşinde koştuğumuz bir seriydi. Eğer seriyi ilk defa bu kitap ile gören varsa tarihi kurgudan hoşlanıyorsanız ve cinayet çözmeyi seviyorsanız, bir de üstüne aşk patlasın istiyorsanız bu seriye koşun anam, bayılırsınız. 

Daha ne diyeceğimi düşünüyorum fakat bulamıyorum. Sürekli ne kadar sevdiğimi söyleyesim geliyor. Çok beğendim, çok tatlıydı. Thomas'ın ince düşüncelerine bayıldım. Audrey'in ayağı ağrıdığında ona özel ayakkabı yapması... Sürekli Audrey'e Audrey'in tam adıyla hitap etmesi bile çok tatlıydı. Bu çocuk kalbimi çaldı (ağlayan emoji).


"Seni seviyorum, Audrey Rose. Evrendeki bütün yıldızlardan daha çok."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Capturing the Devil
Yazar: Kerri Maniscalco
Yayınevi: Ephesus
Çeviren: Deniz Beril Bacaklılar
Sayfa Sayısı: 480

Serinin Kitapları:
1.) Gölge ve Kan
2.) Kül ve Kan
3.) Büyü ve Kan
4.) Ateş ve Kan

10 Şubat 2024 Cumartesi

Sihirli Liste - Kitap Yorumu

 

***
Lise hayatı boyunca sessiz bir kız olan Ellie Kobata, artık bazı riskler almaya ve hayatını değiştirecek bir yaz geçirmeye hazırdır. Bunu da on üç maddeden oluşan "Anti Duvar Çiçeği Listesi"ni tamamlayarak yapacaktır. Hızlı trene binecek, çizimlerini paylaştığı Instagram hesabını -belki- herkese açık hâle getirecek ve en iyi arkadaşı Lia ile efsanevi bir seyahate çıkacaktır.

Ancak Ellie, listesindeki dört numaralı maddenin (Jack Yasuda’dan alınacak intikam) korkunç bir fiyaskoya dönüşmesiyle yaz tatilinin büyülü olmaktan çıkıp lanetli bir hâle geldiğinden emindir. Kendini, Lia ile çıkacağı yolculuk yerine, Jack’i sihir fuarına götürmek üzere arabasında mahsur kalmış hâlde bulur. Belki de Ellie ve Jack, Kaliforniya kıyılarına doğru yolculuk yaparken Ellie’nin listesindeki on üçüncü madde çoktan gerçek olmuştur: Âşık olmak..
***

Şimdi, bu kitabı iki yorumla değerlendirmek istiyorum. Öncelikle kitap, genç yetişkin ve romantik kategorisinde. +18 olaylar barındırmıyor. Bayağı bayağı genç yetişkin kitabı. Arkadaşlıktan aşka ve düşmandan aşka karışımı. 16 yaşındaki Ellie, çekingen bir kız. Jack ile çocukluk arkadaşı. Bir olay oluyor ve araları açılıyor. Ellie, kendine yapılacaklar listesi hazırlıyor ve Jack ile yolları kesişiyor, öyle ilerliyorlar. Küçük yaştaki arkadaşım için tatlı ve güvenli bir kitap.

Gelelim diğer yorumuma dfghdfhd Yani yazar, bütün tuşlara basmış gibi kitapta. Sihir desen var, aşk desen var (tartışılır), düşmanlık desen var, dram desen var. Bunun dışında Jack, yarı Japon yarı İtalyan. Yani, biraz zorlama buldum. Arkadaşlıktan aşka dönüşümde araya düşmanlık katması tatlı olmuş, beğendim. Ama sihir kısmını fazla zorlama buldum. Sihir dediğim de Ellie'nin ailesinin bir dükkanı var ve kısaca anlatmam gerekirse toz sihir kullanıyorlar. Fantastik desen de değil. Yani ne alaka anlamadım.

Bunun dışında karakterlerimiz gereksiz saf. Ellie'nin Lia aşağı Lia yukarı demesi beni sinir etti. Arkadaşını sevebilirsin, tamam bu çok normal ama öyle yerlerde Lia Lia diyor ki uyuz oldum. Garip bir şekilde küsüyorlar, barışıyorlar. Aralarındaki iletişimi sevemedim.

Jack ile Ellie ise tatlıydı. Keşke biraz daha detaylı olsaydı. Kurgu çok güzel ilerleyebilirdi ama bu haliyle pek beğenemedim. Çerezlik bir şey arıyorsanız değerlendirilebilir.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: The Charmed List
Yazar: Julie Abe
Yayınevi: Artemis Milenyum
Çeviren: Çiğdem Köfüncü
Sayfa Sayısı: 280

9 Şubat 2024 Cuma

Büyü ve Kan (Karındeşen Jack #3) - Kitap Yorumu

 

***
Muhteşem bir transatlantikte New York’a yolculuk yapan Audrey Rose ve Thomas, geçirecekleri bir hafta boyunca Ay Işığı Karnavalı’nın sergileyeceği sıradışı gösterilerin keyfini çıkaracaklardır. Sihirbazlar, cambazlar, falcılar, eşsiz bir kaçış ustası…

Ancak soylu kızlar kaybolmaya ve vahşice sergilenen cesetler ortaya çıkmaya başladığında ihtişamlı yolculuğun büyüsü bozulur. Yoksa yolcuları okyanusun dalgalarından daha şiddetli sarsan bu cinayetlerin sorumlusu, kendi büyülü gösterisini mi oynamaktadır?
***

Gerçeklerin kurgulandığı serimizde bu sefer farklı bir tarihi gerçeği kurguluyor yazar. Bu seferki kurgulanan gerçeği söylersem spoiler olabileceğinden geçmiş zamanda sihirbazlar üzerinden gerçekleşen bir konunun kurgusu diyebiliriz.

Seride en sevdiğim kitap bu oldu. Tabii ki birçok açıdan eleştirilebilir. Kızdığım çok yer oldu. Mesela katil araştırmalarında karakterlerimiz gereksiz bir şekilde geri planda kaldı, diğer kitaplarda çok öndeydiler. Bunun dışında Audrey'e cesaretsizliğinden ve kararsızlığından dolayı da çok kızdım. Fakat bu kitabın karakterlerini serinin diğer karakterlerine göre daha çok beğendiğimden ve kurgusu hoşuma gittiğinden en sevdiğim kitap bu oldu (ilk üçü arasında).

Seri boyunca İstanbul ve Osmanlı'ya yer verilmesi de sevdiğim diğer bir şey oldu.

Audrey Rose, çok gıcık ediyorsun ama tatlı bir kızsın.

Ve Thomas... sen nasıl bir karaktersin. O davranışları... Duygularını yansıtma biçimi ve jestleri o kadar tatlıydı ki!

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Escaping from Houdini
Yazar: Kerri Maniscalco
Yayınevi: Ephesus
Çeviren: E. Didem Ulucan
Sayfa Sayısı: 480

Serinin Kitapları:
1.) Gölge ve Kan
2.) Kül ve Kan
3.) Büyü ve Kan
4.) Ateş ve Kan

4 Şubat 2024 Pazar

Sıfırın Altında (The STEMinist Novellas #3) - Kitap Yorumu

 

***
Hannah sonunda en büyük hayalini gerçekleştirmiş ve NASA’da çalışmaya başlamıştır. Fakat birkaç ay sonra kendini, dünyanın öteki ucunda, Kuzey Kutbu’ndaki araştırma merkezinde, yaralı ve fırtınada mahsur kalmış halde bulur. Kurtarma görevi oldukça tehlikelidir. Buna rağmen görevi üstlenmeye istekli tek kişi, Hannah’nın NASA’daki en büyük düşmanı Ian Floyd’dan başkası değildir.

Ian, Hannah’nın hayatında pek çok role sahiptir: projesini reddetmeye ve kariyerini mahvetmeye çalışan kötü dâhi, hemen hemen her rüyasında başrol oynayan yakışıklı adam… Hannah, onu asla bir kahraman olarak düşünmemiştir. Artık Ian, genç kadının kalbi için, yaklaşan büyük kar fırtınasından daha tehlikelidir.
***

Üçlemenin son kitabını da bitirmiş bulunuyorum. Çok hüzünlüyüm, keşke bitmeseydi. Bu kadının kitaplarına bayıldığımı söylemiş miydim :')

Bu seriyi ilk defa bu kitapla görenler için söylüyorum. Seri Aynı Çatı Altında, Aşk Çıkmazı ve Sıfırın Altında'dan oluşuyor. 3 arkadaşın ilişki hayatını anlatıyor. Sırayla okumanız gerekir mi? Bence kesinlikle evet. Özellikle bu 3. kitap kesinlikle sona bırakılmalı. Çünkü üçüne de çok tatlı son yazılmış bu kitapta ek olarak. Görünce o kadar mutlu oldum ki :') Sadie'yi çok özlemiştim. Mara ile beraber bu kitapta yer alıyor. Ek olarak Liam ve Erik de bulunuyor. ÇOK TATLIYDI!

ÇOK TATLIYDI :')

2024'te en sevdiğim kitaplardan biri oldu. Bayılarak okudum. Ian çok tatlıydı, Hannah çok tatlıydı. Aralarındaki iletişim çok tatlıydı. Esprilere bayıldım, o kadar eğlendim ki! Çok güzel çevrilmişti.

Seri hakkında değerlendirme yapacak olursam bu seri kesinlikle benim favorim. En sevdiğim ikili Sadie ve Erik (Aşk Çıkmazı) oldu. Ama kapanış Sıfırın Altında ile o kadar güzel yapılmış ki, en sevdiğim kitap bu oldu.

Çok mutluyum, çok duygusalım şu an. Neden bittin...

Kitap +18 olaylar içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın birazcıcık büyümesi gerektiğini düşünüyorum.


"Onu sevmekten nefret ediyorum."
"En azından seninki kumandayı kullanamadığı için duvara çarpıp durmuyor."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Below Zero
Yazar: Ali Hazelwood
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Rabia Bayram
Sayfa Sayısı: 168

Serinin Kitapları:
1.) Aynı Çatı Altında
2.) Aşk Çıkmazı
3.) Sıfırın Altında

3 Şubat 2024 Cumartesi

Kül ve Kan (Karındeşen Jack #2) - Kitap Yorumu

 

***
Audrey Rose, Londra’da başına gelen dehşet verici olayların etkisinden henüz çıkamamıştır. Hayatındaki değişimlerle yüzleşmeye fırsat bulamadan kendini yeni bir maceranın içinde bulur. Yeni arkadaşı Thomas’la adli tıp eğitimi almak için Romanya’ya doğru bir yolculuğa çıkarlar. Ancak korku dolu geçmişi, geleceğini şekillendirmek isteyen genç kızın peşini bir türlü bırakmaz...
***

İlk kitapta asil bir aileden gelen Audrey Rose ve centilmenliğiyle bütün prensleri ağlatacak olan Thomas Cresswell'in tanışmasını ve birlik olup cinayeti çözüşlerini okuduk. İkinci kitapta ise Audrey ve Thomas'ın adli tıp eğitimi için Romanya'ya yolculuk yapmasıyla başlayan cinayetlerin sırrını çözmelerini okuyoruz.

İlk kitapta yazar, gerçek karındeşen jack olayını kurgulamıştı. Bu kitapta da gerçek drakulayı kurguluyor. 

Kitaba başlar başlamaz macera başlıyor ve öyle ilerliyor. Kurgu olarak ben başarılı buldum. Gerildiğim yerler oldu. Kitaptaki o şüpheci ortamı sevdim. Ancak sonunu beğenemedim. Katili BU SEFER buldum (ehehe). Mantıklıydı ama biraz basitti bence.

Bunun dışında Audrey ve Thomas'ı çok tatlı bulduğumu söylemek istiyorum. Aşkları aşırı yavaş ilerlese de çoooooook tatlıydı ve minnoştu.

Ortalara kadar sıkılarak okuduğum sonrasında severek okuduğum bir kitap oldu.


"Sen olmasan ne yapardım?"
"Beni deli gibi özlerdin, bunu biliyorsun. Tıpkı bir gün ayrı düşersek benim seni hayal bile edemeyeceğim kadar özleyeceğim gibi."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Hunting Prince Dracula
Yazar: Kerri Maniscalco
Yayınevi: Ephesus
Çeviren: Deniz Beril Bacaklılar
Sayfa Sayısı: 448

Serinin Kitapları:
1.) Gölge ve Kan
2.) Kül ve Kan
3.) Büyü ve Kan
4.) Ateş ve Kan

Elfhame Kralı Öykülerden Nefret Etmeye Nasıl Başladı (Peri Halkı #3.5) - Kitap Yorumu

*** Kedi sütü ve kibirle beslenen, çirkin bir kehanet başına bela olan bir Peri prensi o... Cardan doğumundan beri prens kâh delicesine sevi...