Legend (Caraval #2) - Kitap Yorumu

 

***

Gizemli bir suçluyla yaptığı anlaşma sonucu, yerine getirmesi gereken görevi ondan başka kimse başaramazdı: Caraval’ın efendisinin gerçek kimliğini ortaya çıkarmalıydı. Legend’ın gerçek kimliğini bulmanın tek yolu Caraval’ı kazanmak olduğundan, Tella bir kez daha kendisini bu efsanevi oyunun içinde buldu. Yolu tahtın cani varisiyle, lanetlenmeye mahkûm bir aşk hikâyesiyle ve sırlarla örülmüş örümcek ağlarıyla kesişecekti… Buna kız kardeşinin sırları da dahildi.

Caraval’ı oynamak her zaman cesaret, beceri ve fedakârlık gerektirirdi. Ama oyun bu sefer daha fazlasını istiyordu. Tella, Legend’ın ismini öğrenemezse önemsediği her şeyi kaybedebilirdi – belki kendi hayatını bile. Kazanması durumunda ise Legend ve Caraval sonsuza kadar ortadan kaybolacaktı.

***

Caraval'dan sonra bir romantik komedi okuyup kendime gelme ihtiyacı hissetmiştim. Çok yoğun bir kitaptı. Sonrasında Legend'a başladım ve romantik arasının gerçekten güzel geldiğini fark ettim. Seriyi bir tık özlemiş de oldum.

Bu kitap ilk kitap kadar beynimi yakmadı. Kurgu açısından beğendim. Sadece bazı yerlerin gereksiz eklendiğini hissettim, bu kadar uzatmaya gerek yoktu bence. Ama yine de güzeldi. Karakterleri sevdim. Artık bilmeyenimiz kalmadı ama spoiler olmaması adına şöyle diyeyim: Vale'i gördük ;)

Bunu da söylemeden edemeyeceğim ama Tella'yı okumak Scarlett'ı okumaktan daha keyifli geldi, üzgünüm Scarlett...

Dante'ye de ayrı bayıldımmmmm. Romantik arası vermeden direkt 3'e geçmeyi düşünüyorum. Bu kitap fazlasıyla bu arayı doldurmuş oldu.

"Bana dövmelerinden bahset. Herhangi bir anlamları var mı, yoksa sadece cici resimlerden mi ibaretler?"

"Sen onlara cici mi dedin?"

"Bu kelimeyle bir sorunun mu var?"

"Benden bahsederken kullanmıyorsan, hayır."

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Legendary

Yazar: Stephanie Garber

Yayınevi: Dex

Çeviren: İlke Afacan

Sayfa Sayısı: 468

Serinin Kitapları:

1.) Caraval

2.) Legend

3.) Finale

3.5) Spectacular

Sil Baştan - Kitap Yorumu

 

***

Bir Sevgililer Günü’nde arabası yanarak hurdaya dönen Emilie Hornby, biraz rahatlamak ve bir kâse Ben&Jerry’s dondurmada teselli bulmak için büyükannesinin evine kaçar. Emilie kanepede uyuyakalır ancak uyandığında kendini evinde, kendi yatağında bulur ve yine aynı Sevgililer Günü’ne uyanır... Peki, bir sonraki gün? Yine aynı kâbus gibi Sevgililer Günü…

Emilie, erkek arkadaşı Josh’ın onu aldatmasını her gün sil baştan izlediği ve uyanamadığı, zaman döngüsü gibi bir kâbusun içinde sıkışıp kalmıştır. Emilie, bu kâbus yetmezmiş gibi bir de talihsiz şekillerde çarpıştığı gizemli Nick’ten kurtulamaz. Genç bir kız, hayatının alevler içinde yanmasını kaç gün daha öylece izleyebilir? Peki, bu korkunç günlerden iyi bir şeyler çıkmaya başladığında ve evren, ona aynı günü sil baştan yaşatmayı bıraktığında ne olur?

***

Daha önce yazarın Bay Yanlış Numara kitabını okuyup sevmiştim. Oradaki karakterler, espriler ve olaylar güzeldi.

Bu kitabın da aslında konusu çok güzel. Sevgililer Günü'nde kötü şeyler sürekli Emilie'yi bulmaya başlıyor ve sürekli aynı günü tekrar ve tekrar yaşıyor. Bir gün bu olaydan bıkıyor ve döngüden kurtulmanın yollarını arıyor.

Karakterin aynı günü tekrar ve tekrar yaşama olayını barındıran kurgular hoşuma gidiyor. Bu açıdan sevdim. Tatlı da bir sevgililer günü kitabı olmuş. Kolay okunan çıtır bir kitap.

Fakat yaşımdan mıdır bilmiyorum ama sanırım artık genç yetişkin bana göre değil fhfghfdghd

+18 olmayan romantik kitapları, lise dramalarını seviyorsanız seversiniz. Kitabın en arkasında da harika bir çalma listesi var, aklınızda bulunsun.

Son olarak ilk sayfada, yazarın yer verdiği yazı çok duygulandırdı :')

"Yalnızca yedi dakika daha var."

"Yani?"

"Beni sadece yedi dakika daha seveceksin."

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: The Do Over

Yazar: Lynn Painter

Yayınevi: Artemis Milenyum

Çeviren: Damla Atamer

Sayfa Sayısı: 264

Caraval (Caraval #1) - Kitap Yorumu

 

***

Caraval’a hoş geldiniz! Burada duyduğunuz ya da gördüğünüz hiçbir şey gerçekle karşılaştırılamaz. Bu yalnızca bir oyun ya da gösteriden çok daha fazlası. Caraval, bu dünyada bulabileceğiniz, sihre en yakın şey.

Çocukken Scarlett, büyükannesinin anlattığı Caraval’ın sihirli öykülerine inanırdı ama büyüdükçe, o masalları ardında bıraktı. Yine de annesi kendisini ve kız kardeşi Tella’yı terkedip onları zalim babasıyla bıraktığında, Caraval Ustası Legend’a mektuplar yazarak onu ve sanatkârlarını adalarına çağırdı ama bir türlü cevap alamadı. Ta ki yedi yıl sonra, düğün gününden çok kısa süre önce, Legend’dan bir davetiye alana kadar.

Özgürlük. Seçenekler. Mucize. Sihir. Caraval’daki oyuna katılır ve tek dilek hakkını kazanabilirse belki de bunların hepsine sahip olabilirdi. Ama korkuyordu Stella. Caraval hayal mi, gerçek mi?

***

Aklımı çok karıştırdı. Yani öyle bir kitap ki doğru bildiğiniz şeyler doğru, yanlış bildiğiniz şeyler yanlış çıkmıyor. Kız ne yaşıyorsa ben de onu yaşadım. Bunu her kitapta yaşayamadığım için Stephanie'yi tebrik etmek istiyorum.

Scarlett masalları çok seviyor ve kız kardeşi Tella ile masallarla büyüyorlar. Scarlett, yıllarca Caraval Ustası Legend'a mektuplar yazıyor davet almak ümidiyle. 7 yıl sonunda davetiyesini alıyor ve kız kardeşiyle bu oyuna katılıyorlar. Bu oyun, sihirli bir oyun.

Bitirdikten sonra ben ne okudum dedim, oturup halıyı inceledim. Kesinlikle beklediğim gibi değildi. Kurgu konusunda birkaç tahminim oldu, tutmadı. Çok garipti... Daha iyi miydi, çoğunlukla evet.

Ne söylesem spoiler olacak... Bence bir denemeniz gerekiyor, enteresan bir kafası var. Yoğun bir kitap. Başlangıçta biraz sıkılabilirsiniz, ama pes etmeyin. Fantastik, romantik, gizem, genç yetişkin türlerini barındırıyor.

“Gerçekleşen düşler güzel olabilir ama kişi uyanmadığı takdirde o düş, kâbusa da dönebilir.”

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Caraval

Yazar: Stephanie Garber

Yayınevi: Dex

Çeviren: İlke Afacan

Sayfa Sayısı: 440

Serinin Kitapları:

1.) Caraval

2.) Legend

3.) Finale

3.5) Spectacular

Kıvılcımdaki Gölge (Ten ve Ateş #1) - Kitap Yorumu

 

***

İlkellerin peçesi altında doğan ve Kader Perileri’nin vaat ettiği Bakire Seraphena Mierel’in geleceği hiçbir zaman kendisine ait olmadı. Atasının halkını kurtarmak için yaptığı anlaşmayı sürdürmek adına daha doğmadan Seçilmiş olan Sera, hayatını geride bırakıp kendini Konsort olarak Ölüm İlkeli’ne sunmak zorunda.

Ne var ki Sera’nın gerçek yazgısı bütün Lasania’nın en iyi korunan sırrı, Sera sıkı koruma altında bir Bakire değil, tek görevi, tek hedefi olan bir suikastçı. Hedefi Ölüm İlkeli’ni kendine âşık etmek, zaafı haline gelmek sonra da… onu öldürmek. Başarısız olursa krallığını Çürüme’nin ellerinde yavaş yavaş ölmeye mahkûm etmiş olacak.

***

Bu kadınla ilişkimiz neredeyse 11 senelik :') Biraz önce saydığıma göre 20 kitabını okumuşum. Her defasında beni daha da çok kendine aşık ediyor şapşal kadın. Sarah Maas okumayı seviyorsanız bu kadına bayılırsınız. Görebildiğim tek farkı, Sarah'ın fantastik yönü romantikten biraz daha önde oluyor; Jennifer'ın ise romantik yönü daha fazla.

Kıvılcımdaki Gölge'ye gelecek olursam... Bu kitap, Ten ve Ateş'in ilk kitabı. Ten ve Ateş de Kan ve Kül Serisi'nin yan serisi. Yani bu kitabı okumadan önce Kan ve Külden ile Kan ve Kül Serisi'ne başlamanızı öneririm.

Kan ve Kül'de 3. kitabı bitirdikten sonra bu kitabı okuyun. Çünkü Kan ve Kül'de bir şeyler yerine oturduktan sonra Kıvılcımdaki Gölge'yi anlayabilirsiniz, diğer türlü biraz mantıksız gelebilir. Sonrasında Kan ve Kül 4'e geçersiniz ve gözlerinizden kalpler çıkar. Böyle yapmadığım için o kadar pişman hissediyorum ki...

KARAKTERLERİ İNANILMAZ! Drakenler, tanrılar, kan emenler... Ne ararsanız var.

Kan ve Kül'de Nyktos'u, Nektas'ı, Reaver'ı görünce delirmiştim. BU KİTAPTA DAHA ÇOK DELİRDİM. JENNIFER HER DEFASINDA KALBİMİ ÇALIYORSUN KADIN. 

Zaten o kadar güzel romantik sahneler yazıyorsun ki ben sendeki mutluluğu hiçbir kitapta bulamıyorum. Her zaman favorim olacaksın...

Kan ve Kül 5 çıkacakken (2024 Mayıs) Ten ve Ateş'e artık başlamam gerekiyor diyerek başladım. Kitabın daha başından beni hiç beklemediğim şekilde etkiledi... BAYILDIM! MAHVETTİN BENİ JENNIFER YA DFKGMNDFKH

Sadece bazı olaylar Kan ve Kül ile benzer. Bu bir eksi olabilir. Ama ben çok takılmadım. O seriyi okuyalı çok olduğu için evreni özlediğimden benim için iyi bile oldu. Devamı için sabırsızlanıyorum (Ağustos 2024).

Şiddet sahneleri ve +18 olaylar dolayısıyla küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümeleri gerekiyor...

"Evet, gerçekten de o elbiseyi mahvettim."

"Neden gülüyorsun anlamadım."

"Gelecek yıllarda en sevdiğim hatıralardan biri olacak."

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A Shadow in the Ember

Yazar: Jennifer L. Armentrout

Yayınevi: Dex

Çeviren: Seyhan Dönmez

Sayfa Sayısı: 624

Serinin Kitapları:

1.) Kıvılcımdaki Gölge

2.) Alevdeki Işık

3.) A Fire in the Flesh

4.) Born of Blood and Ash

Kalpsiz (Chestnut Springs #2) - Kitap Yorumu

 

***

Cade Eaton, dünyanın en huysuz ancak en sorumlu bekâr babalarından biridir. Ailesinin her zaman başvurduğu kişi odur ve yardıma hep hazırdır. Küçüklüğünden itibaren iyi günde ve kötü günde yanınızda olan, kendisi için hiçbir şey istemeyen kişidir. Cade, oğlu Luke ve ailesiyle birlikte mutludur, çalışmayı çok sevdiği büyük çiftliğinin hayatı için yeterli olduğundan emindir. Ta ki bu yaz Luke’un dadısı emekli olana ve yeni bir dadı aramak zorunda kalana kadar...

Willa Grant, yirmilerindeki her genç kadının yapacağı gibi yazı şehirde, arkadaşlarıyla partilere katılıp eğlenerek geçirmeyi planlar. Fakat bir noktada bu, sıkıcı bir plan haline gelir. En iyi arkadaşı Summer’ın yaşadığı Dilek Kuyusu Çiftliği’nde doğanın ve sessizliğin tadını çıkarmaya karar verir. Ne istediğini her zaman bilen Willa daima küstahlığı kadar zekâsıyla da dikkat çekmiştir. Dünyanın en huysuz bekâr babası için dadı olarak çalışmak ona göre oldukça kolaydır. Ancak bir gece, “doğruluk mu cesaret mi” oyunu onları jakuziye sokmuş ve aralarındaki iddia, Willa’nın gözlerini Cade’den bir türlü ayıramamasıyla sonuçlanmıştır.

Genç kadının iş anlaşması sadece iki ay geçerlidir. Ancak kalbi, sonsuza kadar kalmak isteyeceği yeri bulmuştur.

***

Arkadaşların, dostların, kardeşlerin ilişki hayatlarının anlatıldığı ve kurguların birbiriyle bağlantılı olduğu serilere bayılıyorum. Bir sonraki hikaye bir öncekine ait parçalar içeriyor ve sanki o karakteri ben yetiştirmişim de gelişip ilerlemiş gibi mutlu oluyorum.

Bu seri de öyle bir seri. İkinci kitap olan Kalpsiz'de, ilk kitaptaki (Kusursuz) Rhett'in abisi Cade'in ilişki hayatını okuyoruz.

Cade, bekar bir baba. Dünyalar tatlısı bir çocuğa sahip. Bir süreliğine oğluna bakacak birine ihtiyaç duyuyor ve bu yolda Willa ile karşılaşıyor.

Bekar baba okumayı bekar anneye göre daha çok seviyorum. Babalar ile çocuklarının diyalogları aşırı sempatik ve tatlı geliyor. Bu kitapta da buna bayıldım. LUKE ÇOOOOK TATLIYDI

Cade ve Willa'nın ilişkisi de tatlı olan bir diğer şeydi. Zaten ilk kitabı sevdiyseniz bu kitabı da çok seversiniz. Rhett ve Summer'ı her okuyuşta duygulandım, az mı uğraştık :')

Her şeyiyle beğendiğim bir kitap oldu. Kurgusunu da çok beğendim. Çok tatlıydı (x5) ÖZELLİKLE ESPRİLERE BAYILDIM. Zaten kitaba öyle bir giriş yapıyor ki dfgdfhdfghd

Tek bir şey hoşuma gitmedi. O da Cade ile Willa'nın arasındaki yaş farkı. Bana fazla geldiği için (13) ısınamadım birazcık ama takılmazsanız çok tatlı bir kitap. Karakterlerin tamamen kendi yaşlarının tavırlarını yansıttığını düşünüyorum. Elsie Silver harika bir iş çıkarmış gerçekten. Sen bu işi biliyorsun kız ;)

+18 olaylar içeriyor.

" Seninle beraber bir şeye kızmam gerekiyor mu? Çünkü sen kızdıysan ben de kızarım. Sadece bana nasıl destek olacağımı söyle. "

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Heartless

Yazar: Elsie Silver

Yayınevi: Nemesis Kitap

Çeviren: Yeşim Öksüzoğlu

Sayfa Sayısı: 376

Serinin Kitapları:

1.) Kusursuz

2.) Kalpsiz

3.) Çaresiz

4.) Pervasız

5.) Umutsuz

Kusursuz (Chestnut Springs #1) - Kitap Yorumu

 

***

Rhett Eaton, fazlasıyla rekabetçi ve tehlikeli bir spor olan boğa biniciliğinde iki kez dünya şampiyonu olmuştur. Bir aslanın cesaretine ve mitolojik bir tanrının bedenine sahip Rhett, tarih yazmak için hazırdır. Ya da menajeri Kip Hamilton, onun talihsizce zedelenen imajını temizlemek için işe koyulmadan önceki senaryo buydu. En büyük sponsorunu kızdıran skandalın ardından, uslu durup mevcut sponsorlarını sakinleştirdiğinden emin olmak için Rhett’i denetlemek şarttır. Ve bu zorlu görev, Kip`in en güvendiği menajerine, yani biricik kızı Summer`a verilir.

Kip’in kuralları son derece basittir:

Ellerini kızımdan uzak tut ve ve sakın belaya bulaşma.

Summer Hamilton, hukuk fakültesinden yeni mezun olmuş, askeri bir disiplin ve büyük bir heyecanla babasının şirketinde çalışmaya başlamıştır. İlk görevi de ergenliğinde âşık olduğu Rhett`i, hem beladan uzak tutmak hem de yaklaşan son dünya şampiyonasına hazırlamaktır. Neyse ki genç kadın, bir kovboya emir verecek cesarete sahiptir.

Ancak kovboy şapkasının altındaki gerçek adamı gören Summer, asıl görevi ile karşı koyamadığı tutkuları arasında kalır.

Bu, tüm kuralları çiğnemek anlamına gelse bile...

***

Pişt, tatlı şey...

Huysuz kovboy içeren bir romantik komedi okumak ister misin?

Chestnut Springs’e Hoş Geldin!

5 kitaplık bir serinin ilk kitabı olan Kusursuz, Rhett Eaton ve Summer Hamilton'ın ilişkisini anlatıyor. Rhett, kocaman yetişkin ama bir o kadar da çocuk ruhlu bir kovboy. Summer ise disiplinli ve sorumluluk sahibi bir avukat. Rhett'in başı talihsiz bir sebepten dolayı (kimin aklına gelir) derde girer ve bu sorunla ilgilenmek için Summer işe koyulur.

Bu kitaba bayıldım. Rhett'in yetişkin olup tatlı heyecanlarını ve mızmızlığını okurken çok eğlendim. Kıroca sayabileceğim davranışları beni çok güldürdü dfgdfsghd Summer ile arasındaki zıtlaşmalar falan her şey çok güzeldi. Summer'a da ayrı bayıldım. Cesareti, hayata bakışı ve pick me davranışlarının olmayışı...

Neden bilmiyorum, bu kitaba elim gitmiyordu ve erteleyip duruyordum. Hata! O kadar güzeldi ki, keşke ertelemeseydim. Kitabın 3/4'ünü BAAAYIIILAAARAAAKKK okudum. 1/4'ünde ise biraz hoşuma gitmeyen şeyler oldu. Yani o olaylara gerek var mıydı, bilemedim. Yine de güzeldi. Sonunda mutlu olduğum için puan kırmak istemedim buradan.

Serinin diğer kitaplarında yan karakterler anlatılıyor. Elsie Silver'ın yazım tarzını, esprilerini, karakter ve olay betimlemelerini çok sevdim. Bölüm başlarında karakterler arası mesajlaşmalar olması da sevdiğim diğer bir şey oldu. 2'ye geçmek için sabırsızlanıyorum.

+18 olaylar içeriyor.

"Ve kendime sordum: Bu benim dünyadaki son anım olsaydı, mutlu gider miydim?"

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Flawless

Yazar: Elsie Silver

Yayınevi: Nemesis Kitap

Çeviren: Yeşim Öksüzoğlu

Sayfa Sayısı: 336

Serinin Kitapları:

1.) Kusursuz

2.) Kalpsiz

3.) Çaresiz

4.) Pervasız

5.) Umutsuz

Bay Yanlış Numara (Bay Yanlış Numara #1) - Kitap Yorumu

 

***

Kötü şans, daima Olivia Marshall'ın peşinde olmuştur. Ya da belki de ailesinin düşündüğü gibi her şeyi batıran kişi, bizzat Olivia’nın kendisidir. Ama yanlış numaradan gelen "Üstünde ne var?" mesajı, anonim de olsa, hayatının en ateşli ve en eğlenceli ilişkisine dönüşür. Olivia, bir an için şansın, yüzüne gülmüş olabileceğini düşünür.

Colin Beck, Olivia'yı her zaman yakın arkadaşının sinir bozucu küçük kız kardeşi olarak görür. Başına gelen talihsiz bir olayın ardından Olivia, Colin’in evine taşınır. Colin, onun tamamen farklı ve insanın aklını başından alan çekici birine dönüştüğünü fark eder. Haftalardır ateşli mesajlar gönderdiği karşı konulmaz Bayan Yanlış Arama’nın, Olivia olduğunu fark edene kadar mesafesini koruyabileceğinden emindir.

Ancak şimdi, işler karışmadan önce, ateşi harlayıp harlamayacağına karar vermesi gerekir.

***

Kitaplıklardaki romantik stokları çok çabuk bitmiyor mu ya? Daha geçen gün alışveriş yapmıştım, neredeyse bittiler...

Hilal Şehir'den resmen çarpılarak çıktıktan sonra bu kitap bana çok iyi geldi. Colin'i çok sevdim. Ağırbaşlı ama tatlı davranışları olan karakterlere bayılıyorum.

Colin'e ne kadar bayıldıysam Olivia'ya da o kadar gıcık oldum. 25 yaşında olup bazı tepkilerinin 10 yaşında gibi olması beni biraz üzdü, yersizdi :') Buna karşın çocuk ruhlu olması, bıcır bıcır olması çok tatlıydı. Colin ile zıttı, uyumlarına bayıldım.

Bana sorarsanız çok fazla üst üste romantik okuduysanız bu kitap çok da hoşunuza gitmeyebilir. Başka türler okuyup bir romantik okuyayım kendime geleyim diyorsanız daha tatlı olur. Tam rs kitabı. İmdadıma yetişti.

Çok eğlenerek okudum. Colin'in özellikle unutmadığım birkaç tepkisi var, mahvoldum dfkgmdfhd Çok fazla referans içeriyordu, bu da esprilere ayrı bir hava katıyordu fakat ben hepsini anlayamadım dolayısıyla birkaç espriyi kaçırdım.

Son olarak keşke kitabın sonlarına doğru gerçekleşen birkaç olay olmasaydı, kurgu bir tık farklı ilerleseydi. Böyle de güzel ama ne bileyim orası bir içime sinmedi.

+18 olaylar içeriyor.

"Sabah uyandığımda aklıma ilk o geliyordu, akşam uyumadan önce de düşündüğüm son şey oydu. Onunla olmak için her şeyi gözden çıkarırdım çünkü Olivia etrafımdayken her şey daha canlıydı."

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Mr. Wrong Number

Yazar: Lynn Painter

Yayınevi: Artemis Milenyum

Çeviren: Nazlıcan Kabataş

Sayfa Sayısı: 304

Serinin Kitapları:

1.) Bay Yanlış Numara

2.) Aşk Bahsi

Alev ve Gölge Hanesi (Hilal Şehir #3) - Kitap Yorumu

 

***

Bryce Quinlan, Midgard’dan başka bir dünyayı görebileceğini hiç tahmin etmemişti; şimdiyse tek istediği Midgard’a geri dönmekti, çünkü tüm sevdikleri oradaydı: ailesi, arkadaşları ve eşi. Bu garip yeni dünyada mahsur kalmıştı ve zekâsından başka güvenebileceği hiçbir şey yoktu.

Hunt Athalar, kendini pek çok kez derin boşluklarda bulmuştu ama bu sefer en derinine batmıştı. İstediği her şeye sahip olduğu kısacık bir sürenin ardından kendini yine Asteri’nin zindanlarında buldu. Özgürlüğü elinden alınmıştı ve Bryce’ın korkunç kaderine dair hiçbir fikri yoktu. Ona yardım etmek istiyordu ama Asteri’nin tasmasından kurtulana kadar elinden hiçbir şey gelmeyecekti.

***

YA SARAH NAPIYORSUN YA NAPIYORSUN????????????????????????????

Bu kitap şu ana kadar serinin bence en iyi kitabı. İkinci kitabı okurken rsye girmiştim aradığım birkaç şeyi bulamamıştım. Bu kitapta fazlasıyla aradığımı buldum. O kadar iyiydi ki!

Sıkılmadan okudum. Muhteşem bir başlangıç yapılıyor kitaba, delirdim okurken. Bir de bitişi var tabii. Ona da ayrı delirdim. Sadece bu kitapta 3 kere ağlamanın eşiğine geldim (benim gibi zor ağlayan birine göre 300 sayfada 3 kere gözlerinin dolması demek kabus demek). Öyle şeyler yapmış ki Sarah, mahvoldum. Kalbim çok acıdı...

Seride inanılmaz fazla karakter var. Birkaçından bahsetsem diğerlerine haksızlık olacak, hepsine bayılıyorum, Midgard'daki kaldırım taşlarına bile. Bu kadının serilerini bu yüzden çok seviyorum. Hepsi o kadar güzel anlatılıyor ki, ana karakter gibiler. Okurken hepsiyle ayrı bir bağ kuruyorsunuz. Çok sempatikler, kalbe dokunuyorlar.

Hilal Şehir'i ilk defa bu kitap ile görüyorsanız okumadıysanız lütfen önce Dikenler ve Güller Sarayı Serisi'ni okuyun. Bana güvenin.

Gelelim 3. kitap sonunda yer alan bonus bölümlere... Normalde 5 farklı bonus hikaye ile sonlanıyor. Şimdilik 3'ü Türkçe'ye çevrilmiş. Biri Bryce ve Hunt, diğeri Ember ve Randall ve üçüncüsü Danika ve Bryce. Danika ve Bryce, pdf olarak bulunuyor kitap olarak satın alınamıyor. Yani aslında sadece 2 tercih var: Bryce ve Hunt ve Ember ve Randall.

İngilizce pdf olarak 5 bölümü de okudum. Hepsi çok hoşuma gitti. Hikayelerin son sözleri beni çok etkiledi, altında yatan anlamlar çok duygulandırdı. Aralarında en beğendiğim Ruhn'unki oldu, o kadar tatlıydı ki keşke o da çevrilseydi :')

Son olarak +18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırdığından küçük dostlarımın biraz büyümesi gerektiğini düşünüyorum.

"Hayatıma neşe kattın Bryce."

 

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: House of Flame and Shadow

Yazar: Sarah J. Maas

Yayınevi: Dex

Çeviren: Seyhan Dönmez

Sayfa Sayısı: 928

Serinin Kitapları:

1.) Toprak ve Kan Hanesi

2.) Gökyüzü ve Nefes Hanesi

3.) Alev ve Gölge Hanesi