Translate

30 Nisan 2025 Çarşamba

Karanlık Günahlar (Kusursuzca Kusurlu #9) - Kitap Yorumu

 

***
NERA
Kan ve ölüm dolu bir gecede,
Masum bir adamın hayatını kurtardığımı sanıyordum,
Bir daha asla göremeyeceğim bir adam.
Yanılmışım.

Havada hafif bir değişim.
Karanlıkta gümüş gözlerin parıltısı.
Onu göremeyebilirim ama orada olduğunu biliyorum.
Gölgelerde gizleniyor,
Beni izliyor, koruyor.
Ortadan kaybolmadan önce tekrar buluşana kadar...

KAI
Karanlık. Acı. Kan.
Bildiğim tek şey bu.
Kalp yok. Ruh yok. Rüyalar yok.

Ama sonra, onun ışığı karanlığımda parladı,
Ölü ruhuma hayat verdi.
Benim korkusuz Yavru Kaplanım,
Yaşamaya devam etmek için tek sebebim.

Geçmişi değiştiremem,
Yaptığım şeyi geri alamam.
En karanlık günahımı...
***

Serinin 9. kitabında aslında 7. kitabın sonunda Sergei ve Az ile gördüğümüz Kai'yı okuyoruz. Nevacığım kitap başında özellikle spoiler vermeden kitaptan bahsetmemizi rica etmiş, elimden geleni yapacağım.

Kai, tehlikeli işler yapan karanlık bir adam. Bir gün bir "iş"i sonrası yolda duvarın dibinde otururken yanına yaklaşan kadını fark eder. Nera. Nera adını bile bilmediği bu adamın yaralı halde oturduğunu görür görmez ona yardım etmek ister ve çalıştığı veteriner kliniğine götürür, yaralarıyla ilgilenir.

Okuduğum. En. İyi. Neva Altaj. Kitabı. BAYILDIM. Adeta değerli taşlarla süslenmiş bir sanat eseri. Dünyanın 8. harikası. ŞAHANE BİR ŞEY. 

Kai, aslında çok derinliği olan bir karakter. Geçmişi o kadar üzücü ki. Resmen terminatör olarak yetiştirilmiş duyguları olmayan biri. Psikolojik olarak çok dark ve kapalı bir kutu. Nera ise mafya liderinin biricik kızı. Geçmişinde yaşadığı üzücü olaylara karşı ayakta güçlü durmaya çalışan ve mafya olaylarından hoşlanmayan bir kadın.

Kraliçem serinin 9. kitabında tarzını biraz değiştirmiş. Daha uzun ve detaylı yazmış, karakterleri daha derin anlatmış. O kadar iyi olmuş ki! Kai tam olarak böyle anlatılmalıydı. Onun geçmişini okuyup kendini keşfetme serüvenine tanık olmak çok özeldi. Çok başka bir bakış açısı sundu bana.

Aynı zamanda kendisi başlarda anlayamasa da ultra romantik biri olduğunu gördük :') Nera'nın maydanoz bitkisi soldu diye gecenin bir yarısı maydanoz aramaya çıkması ve anlayamayıp kereviz ve türevlerini getirmesi... İlgisi olmasa da Nera'nın anlattığı hayvanlara ait bilgileri dinlemesi... HARİKA BİRİ!

Kitabın ilk yarısı geçmişi, ikinci yarısı şu anı anlatıyor. Geçmiş kısmına AŞIK OLDUM. Süreç o kadar güzeldi ki (aslında her şeyi döküp anlatmak istiyorum ama hepsi spoiler :(). Şu an kısmı da bir o kadar güzeldi. Kai'ın bazı yeniliklere (ÇILDIRIYORUM BUNDAN BAHSEDEMİYORUM) tepkisi çok tatlıydı. Ve komik olaylara verdiği ciddi tepkiler beni bitirdi. Hele sonda Sergei ve Az ile olan sahneleri dfkgndfh YA BAYILIYORUM BU ÜÇLÜYE!!!!

İkinci partın daha uzun olmasını çok isterdim. Sanırım okumaya doyamadım. Favori Kusursuzca Kusurlu kitabım. Muazzam olmuş. AYRICA kitabın sonunda Nevacığım yan seriye başladığını belirtmiş (aslında çoktan çıktı). Yan seride bu dünyadaki karakterlerin çocukları üzerinden ilerleniyormuş. Çok duygusal :')

+18 yerler, şiddet sahneleri, hoş örnek olmayacak olaylar ve tetikleyici unsurlar barındırıyor.


"Bir dahaki sefere kurşun yarası olan bir adama rastlarsan ya kaç ya da onu öldür."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Darkest Sins
Yazar: Neva Altaj
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Tuba Özkat
Sayfa Sayısı: 408

Serinin Kitapları:
1.) Tuvaldeki Yaralar
2.) Kırgın Fısıltılar
3.) Saklı Gerçekler
4.) Harabe Sırlar
5.) Çalıntı Dokunuşlar
6.) Parçalanmış Ruhlar
7.) Yanmış Hayaller
8.) Sessiz Yalanlar
9.) Karanlık Günahlar
10.) Sweet Prison
11.) Precious Hazard

25 Nisan 2025 Cuma

Sığınak (Devil's Night #2) - Kitap Yorumu

 

***
Korku.
Şüphe.
Merak.
Acı dolu bir geçmiş.
Yaralı ruhlar.
Engellenemeyen arzular…

Karanlık bir şehirde, terkedilmiş bir otelin izbe koridorlarında kurbanın ve avcının sürekli rol değiştirdiği nefes nefese bir kovalamaca.
Kai, Banks, Michael, Rika, Will, Alex ve pusuda bekleyen Damon.
Nefesler tutuldu.
Şeytan Gecesi’nde bütün kılıçlar çekildi.
Bu gece çok uzun olacak.

KAI
Ne aradığım hakkında en ufak bir fikrin yok, ufaklık. Üç yılda neye dönüştüğümü kimse tahmin bile edemez.
Hayatımı geri istiyorum.
Ben senin sığınağını gördüm ufaklık, şimdi benimkini görme zamanı…
***

Serinin ikinci kitabında Şeytan Gecesi'nin vazgeçilmezi Dört Atlı'dan Kai Mori'yi okuyoruz.

İlk kitaptaki olayların ardından herkes, oynadığı gizemli oyunlara karşı hayatta kalmaya çalışarak Damon'ı arıyor. Bu isimler arasında Damon'ı en çok bulmak isteyen kişi ise kendisine ait "özel" sebepleri olan Kai. Bu yolda Damon'a dair olayların etrafında görüp durduğu Banks ise aklını çelip karıştıran tek isim.

İlk kitaba sıfır beklentiyle başladığım için midir bilmiyorum ama çok beğenmiştim. Darklığı tavan, romantikliği tartışılabilecek bir kitaptı. Serinin ikinci kitabı ise ilk kitaba göre daha soft, tatlı ve dark (!!) ilerledi. Kai, bu ekibin duygusal ve düşünceli üyesi sanırım :') Sırf bu sebeple kendisini Michael'dan biraz daha fazla sevmiş olabilirim. Kendisi ayrıca yarı Japon yarı İtalyan, alevli biri.

Banks ise hayatının karmaşası içinde dik durmaya çalışan bir kadın. Güçlü biri. Erika gibi sürekli sızlanmıyor :P

Ne kadar soft ve tatlı (ve dark!!) ilerlediğini belirtsem de normalde okuyup bayıldığım tatlı dark romanceler kadar masum değil. İlk kitaptaki gibi yine olan oluyor dfgdfgj Sürekli bir olay, bir aksiyon var. Bu açıdan çok sevdim. Fakat son kısım bana biraz ani geldi, çabuk olup bitti ama güzel bir kurgusu var.

Bunun dışında Banks ve Kai ikilisini çok sevdim. Kai'nin sahiplenici ve her bakımdan tutku dolu bakışları ile Banks'in oyunbaz tavırlarını ve içindeki tatlı kız çocuğunu okumak güzeldi.

Asıl konuşmak istediğim kişi -> Damon Torrance!! Bu çocuğu ilk kitapta pek gözüm tutmamıştı fakat bu kitapta onun biraz daha derinlerine inince içim sızladı... Kendisini 3. kitapta okumak için sabırsızlanır hale geldim. Damo wait for me knks.

+18 yerler, şiddet sahneleri, hoş örnek olmayacak olaylar ve tetikleyici unsurlar barındırıyor.


"Senin yanında acele etmek yerine zamanı yavaşlatmak istiyorum."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Hideaway
Yazar: Penelope Douglas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Beyza Bozsu
Sayfa Sayısı: 472

Serinin Kitapları:
1.) Günaha Davet
2.) Sığınak
3.) Son İntikam
4.) Karanlık Şafak

5 Nisan 2025 Cumartesi

Pumpkin Spice Kafe (Dream Harbor #1) - Kitap Yorumu

 

***
Jeanie stresli iş hayatından sonra kendini birden Dream Harbor’ın huzur dolu sokaklarında, teyzesinin ona bıraktığı Pumpkin Spice Kafe’yi işletirken bulur. Kasabanın sıcakkanlı insanları ve tarçın kokulu kurabiyeleri, onu âdeta yeni bir başlangıç yapması için davet etmektedir.

Logan, Dream Harbor’da yaşayan ve kasabanın dedikodularından kaçan bir çiftçidir. Fakat Jeanie’nin gelişiyle birlikte Logan’ın tüm dengesi altüst olur ve sinir bozucu derecede neşeli olan bu kadından uzak durmaya çalışsa da kendini bir şekilde onun cazibesine kapılırken bulur.

Pumpkin Spice Kafe, tutkulu bir romantizm yaşamak isteyenler ve “yeni başlangıçları” sevenler için muhteşem bir hikâye.
***

Jeanie, şehir yaşamına alışmış başarılı bir iş kadınıyken kendisini Dream Harbor'da kendisine teyzesinden miras kalan Pumpkin Spice Kafe'de buluyor. Yeni taşındığı bu kasabaya adapte olup kafeyi ayakta tutmaya çalışırken tanıştığı yakışıklı çiftçi ise beklemediği bir gelişme oluyor.

Jeanie ve Logan, o kadar harika bir ikili ki! Jeanie, neşeli ve enerjisi yüksek bir kadın. Bu haline bayıldım. Logan ise çekingen ama yardıma ihtiyacı olan her anda Jeanie'nin yanında bulunan ve içten içe onu koruyup kollayan bir adam. Yaptığı her şey ile "sen seviyorum demesen de olur" tarzında biri :')

Tatlı ve soft bir kitap. Bu kitabı birkaç dark romance sonrası okudum. Bazen insan karanlık evrenlerden uzaklaşıp sakin ve rahatlatıcı kurgular okumak istiyor :P Gerçekten her kitabın okunduğu doğru anlar varmış.

Bu kurguda iki taraf da korkarak ve düşünerek hareket ediyor ve küçük küçük kıvılcımlar oluşuyor. Bazı insanlar gereğinden fazla düşünerek (??) ve korkarak (!!!) hareket etse de çok sevdim, içim gitti.

İzlemedim fakat Gilmore Girls'e benzediğini duydum (merak ettim, bakacağım bu diziye). Ve hiçbir yönden benzemese de hissel olarak bana Başka Dilde Aşk'ı (Archer😭) anımsattı. Bu sebeple yeri bende ayrı oldu. Sonsuza kadar kitaplarımın arasında kalmasını, okuyup durmayı isterim :')

Kesinlikle birkaç açıdan geliştirilebilir. Mesela (bazı tribal enfeksiyonlar dışında çünkü barıştık) alevli kısımlar fazla değildi ama ikili arasındaki enerjiyi ve hissettirdiklerini o kadar sevdim ki sorun olmadı benim için.

Kasabası ayrı kurgusu ayrı karakterleri ayrı tatlı. Serinin ikinci kitabında da kasabadan Hazel'i okuyoruz. İnşallah 2'yi yakında okuruz, doyamadım.

+18 yerler bulunuyor. Ve birkaç kere soru aldığım için belirtmek istiyorum, lgbt konularını içeriyor.


"O zaman ne istiyorsun? Çünkü ben çözemedim."
"Seni. Seni istiyorum."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: The Pumpkin Spice Café
Yazar: Laurie Gilmore
Yayınevi: Juno Kitap
Çeviren: Gizem Toy
Sayfa Sayısı: 288

Serinin Kitapları:
1.) Pumpkin Spice Kafe
2.) The Cinnamon Bun Book Store
3.) The Christmas Tree Farm
4.) The Strawberry Patch Pancake House
5.) The Gingerbread Bakery

Adeline’ın Peşinde (Kedi ve Fare #1) - Kitap Yorumu

*** MANİPÜLATÖR Bana izin veren herkesin duygularını manipüle edebilirim. Canını yakar, seni ağlatır, gülmene ve iç çekmene sebep olurum. Am...