***
Kitaplar ve tarih arasında sakin bir hayat süren yirmi yaşındaki Violet Sorrengail’in Kâtipler Bölüğü’ne girmesi beklenmektedir. Ancak general –aynı zamanda pençe kadar sert olarak bilinen annesi– onun Navarre’ın seçkinlerinden biri, yani bir ejderha binicisi olması için yüzlerce adayın arasına katılmasını emreder.
Fakat herkesten ufak ve narin olduğunuzda ölmek an meselesidir... çünkü ejderhalar “kırılgan” insanlarla bağ kurmazlar. Onları küle çevirirler.
Bağ kurmak isteyen ejderhaların sayısı adayların sayısından az olduğu için çoğu aday başarı şansını artırmak adına Violet’ı öldürmeye hazırdır. Kalanlarsa onu sırf annesinin kızı olduğu için öldürmek ister, tıpkı Biniciler Bölüğü’nün en güçlü ve de en acımasız kanat lideri Xaden Riorson gibi.
Violet, bir sonraki gün doğumunu görmek için bile zekâsının her zerresini kullanmak zorundadır.
Öte yandan her geçen gün dışarıdaki savaş daha ölümcül bir hâl almakta, krallığın koruma bölgeleri tek tek yıkılmakta ve ölü sayısı artmaktadır. Daha da kötüsü, Violet önderlerinin korkunç bir sır sakladıklarından şüphelenmektedir.
Arkadaşlar, düşmanlar, sevgililer… Basgiath Savaş Akademisi’ndeki herkesin sakladığı bir şeyler vardır çünkü bu akademiye bir kez girdiniz mi sadece iki şekilde çıkabilirsiniz: mezun olarak ya da ölerek.
***
Bizim neden ejderhamız yok; neden onlara binip uçamıyoruz ve neden orada Xaden ile tanışmıyoruz? 😭
Bu kitap var ya...
Kurgu olmasının hüznünü bir kenara bırakıp kitap için romantik fantastik diyebilirim. Eğer bir şeye benzetecek olursak başta bana Divergent izlenimi verdi, sonra da Dikenler ve Güller Sarayı havası vardı bazı detaylarla (yeterince dikkatli bakarsanız muşmula suratlı Tamlin'i bile bulabilirsiniz).
Kitabın ilk yarısı konuya adapte olma açısından çok iyiydi, film izliyor gibiydim. Sonraki yarısı ise DEHŞETÜL VAHŞETTİ. Bu kitabı favorilerim arasına aldım. Karakterler arası diyaloglar olsun kurgu olsun çok hoşuma gitti. Kitaptaki espritüel diyaloglara BAYILDIM, ÖZELLİKLE XADEN İLE İLGİLİ OLANLARA!
Ne zaman ara vermek zorunda kalsam sürekli aklım kalıyordu. Fırsatını bulabilirseniz 2 gün bile sürmeden bitirilebilir, o kadar akıcı.
Zaten Xaden'ı gördüğünüzde...
Bu adam nasıl biliyor musunuz... Edward Cullen kadar karanlık ve ilgi çekici, Gece Sarayı'nın Biricik Yüce Lordu Rhysand kadar sempatik, Daemon Black kadar espritüel.
Daha önce hiçbir kitapta bu kadar post it kullanmamıştım. Çok hoşuma giden yerler oldu, ayyyyyy.
+18 yerler bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder