Translate

31 Ocak 2024 Çarşamba

Gölge ve Kan (Karındeşen Jack #1) - Kitap Yorumu


***
Asil bir İngiliz ailesine mensup 17 yaşındaki Audrey Rose ayrıcalıklı bir hayatı sürmektedir, ama toplumun beklentilerinin aksine gizli ve tekinsiz bir dünyası da vardır. Çünkü genç kız, amcasına adli tıp laboratuvarında otopsi konusunda yardım etmektedir. Ama Audrey bir gün kendini amansız bir katilin peşinde bulur ve hayatı tek kelimeyle tersyüz olur…
***

Tarihi kurguları severim diyorsan gel anam bu seriyi sevebilirsin. Üstüne gizem de içeriyor, katil arıyoruz ve bir de romantik yönü var. Daha ne olsun?

Benim tarihi kurgularla aramın iyi olduğu pek söylenemez. O yüzden okumaya başlayınca biraz zorlandım. Neredeyse yarıladığımda adapta olabildim. Hoşuma gitti. Karakterlerin arasındaki iletişimi okurken prenses gibi hissettim. Konuşma tarzları günümüze göre çok daha tatlı ve elit (malum maksimum kötü laf "pislik" olunca).

Audrey, böyle bir ortamda büyüyen asil bir İngiliz. Kendisi adli bilimlere ilgi duyuyor ve amcasının yanında otopsiye yardım ediyor. Burada da tam bir beyefendi olan Thomas Cresswell ile karşılaşıyor ve bir süre sonra katil arama avımız başlıyor.

Karakter olarak Thomas'ın centilmen tavırlarına ve Audrey'nin nazikliğine bayıldım. Yan karakterleri de sevdim. Kurgusunu beğendim. Katili tahmin edemedim (yeniyim bu işte ;) fdgdfhgfh), eden varsa helal olsun.

Zaman zaman beni ürküten bir kitap oldu. Hele kendisinin gerçek karındeşen jack olayıyla alakası olduğunu duyunca biraz daha ürktüm. Yazarımız ufak değişikliklerle olayı kurgulamış.

Bu kadaaar, ben ikinciden devam ediyorum.


"Beni çözmeyi başaramadın demek? Üzülme, çalıştıkça yaparsın. Ve evet, aksini istesen de yarın hâlen benden hoşlanıyor olacaksın. Benim hakkımda öngörüde bulunamamaya bayılıyorsun. Aynı şekilde parlak zekâm seni bir denkleme oturtmaya yetmiyor ve ben de buna bayılıyorum."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Stalking Jack the Ripper
Yazar: Kerri Maniscalco
Yayınevi: Ephesus
Çeviren: Deniz Beril Bacaklılar
Sayfa Sayısı: 384

Serinin Kitapları:
1.) Gölge ve Kan
2.) Kül ve Kan
3.) Büyü ve Kan
4.) Ateş ve Kan

29 Ocak 2024 Pazartesi

Özel Koruma - Kitap Yorumu


***
Hannah Brooks sizi bir tirbuşonla, tükenmez kalemle ya da kumaş peçeteyle bile öldürebilecek biri gibi değil de bir anaokulu öğretmeni gibi görünüyor. Fakat işin aslı, o bir özel koruma ajanı ve yıldız aktör Jack Stapleton’ı takıntılı bir hayranından korumak için görevlendirildi.

Jack Stapleton şöhret sahibi bir adam. Paparaziler tarafından dünyanın dört bir yanındaki kumsallarda görüntülenirken, diğer özelliklerinin yanı sıra, üstüne yapışan sörf şortuyla dalgaların arasından çıkması ve bir Roma tanrısı gibi ışık saçmasıyla ünlü. Fakat birkaç yıl önce yaşanan bir aile trajedisinin ardından göz önünde olmamayı tercih edip ortadan kayboldu.

Jack, annesi hastalanınca, ailesinin Teksas’taki çiftliğine geliyor. Yalnız minik bir detay var: Ailesinin “takıntılı hayran” konusunu ya da özel koruma meselesini öğrenmesini istemiyor. Böylece Hannah mantıklı olmadığını düşünse de kendini Jack’in sevgilisi gibi davranırken buluyor. Hem de eski erkek arkadaşının, tıpkı bir pislik gibi, kimsenin buna inanmayacağını söylemesine rağmen.
***

Kitaplarda genelde olan nedir? Erkeğin kadını koruması. Peki ya, adam ünlü bir aktörse ve kadın onun koruması olursa?

O kadar gülüp eğlendiğim bir kitap oldu ki! Hannah'nın kendisinin iki katı bir adamı bile yere sererek etkisiz hale getirebilecek bir kadın olması ve Jack'in resmen golden retriever tarzında bir adam olması, sonra birbirlerine tatlı tatlı aşık olmaları o kadar güzeldi ki. Hannah'nın ciddiyetine ve Jack'in tatlı düşüncelerine ve mizahına bayıldıııııım.

İtiraf etmem gerekiyor ki kitaba başlamadan önce basit bir şey okurum diye düşünmüştüm. Kitaba başladığımda da düşüncem değişmedi. Fakat ne zaman Hannah ve Jack karşılaştı, dedim aha başlıyoruz. Ben Jack'e bayıldım. Çok tatlı buldum.

Böyle seri olmayan kitapları okurken olayların bir anda olup bitmesi durumunu pek sevmiyorum. Bu kitapta öyle olmadı çok yerinde ve güzeldi. Sadece biraz daha uzun olsaydı keşke.

Bu kadar beğendiysem puanı nereden kırdım, sorusuna vereceğim yanıt ise sonu. Kapanışta Jack ile Hannah için yazılan sonu beğenmedim. Yani sonu güzeldi fakat Hannah ve Jack sahnesi benim için yetersizdi. Ya da daha şahane olacak olan ne olurdu biliyor musunuz? Son kısmın Jack'in ağzından yazılması. Var ya o kadar muazzam olurdu ki!

Fazla fantastik okudum, gerilim okudum, rsdeyim, bunalıyorum diyorsan gel anam bu kitap güzel.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: The Bodyguard
Yazar: Katherine Center
Yayınevi: Artemis Milenyum
Çeviren: Tuba Özkat
Sayfa Sayısı: 344

26 Ocak 2024 Cuma

Beyindeki Aşk - Kitap Yorumu

 

**
Bee Königswasser, erkeklerin hüküm sürdüğü ve haksızlıklarla dolu evrene denge getirmek isterken tek bir soruya göre yaşıyordu: Marie Curie olsa ne yapardı? Akademik kırıntılarla geçinmeye çalıştığı yılların ardından rüyası gerçekleşse ve NASA ona bir nöromühendislik projesinde liderlik teklif etse Marie tereddütsüz kabul ederdi. Ancak modern fiziğin annesi, asla Levi Ward gibi bir adamla ortak liderlik yapmak zorunda kalmamıştı.

Levi uzun boylu biriydi, delici yeşil gözleri ve karanlık bir cazibesi vardı. Bee laboratuvardaki ilk gününde, kazara kendini yardıma muhtaç, aciz genç kadın durumuna düşürdüğünde onu güçlü kollarıyla kurtarmıştı. Buna rağmen Levi, lisansüstü eğitimdeyken Bee’ye karşı duygularını çok net bir şekilde ortaya koymuştu; başdüşmanlar sadece birbirlerinden çok uzaktaki kendi galaksilerinde çalışabilirlerdi.

Bee, NASA’da çalışmaya başlayamıyordu; çünkü ekipmanı kayıptı, personel onu görmezden geliyordu ve zaten bocalayan kariyeri daha da büyük bir kaosun içine düşmüştü. Fakat zaman geçtikçe Levi’ın yumuşadığını, onu ve fikirlerini desteklediğini hatta o yemyeşil gözleriyle ona bakıp durduğunu gördüğüne yemin edebilirdi. Sıra gerçekten harekete geçip kalbini ortaya koymaya geldiğinde önemli olan tek bir soru vardı:
Bee Königswasser ne yapacaktı?
***

Finalleri geride bıraktığımıza göre en sevdiğim yazarlardan birinin kitabını yorumlayalımm. Ali Hazelwood'un kitaplarını seviyorum. Hiç üzmüyor (bayılırım), içimi kıpır kıpır yapıyor.

Bu kitapta nörobilimle uğraşan Bee'yi okuyoruz. Güzel bir projede çalışma şansı yakalayan Bee, ilk gününde kazara kendini yardıma muhtaç duruma düşürüp güçlü kollar sayesinde kurtulduğunda bu işin pek de kolay olmayacağını anlıyor. Özellikle bu kişi lisansüstü eğitimi sırasından ondan pek de haz etmeyen Levi olunca.

Aşk Hipotezi'ni okudunuz mu? Okuduysanız bu kıyaslamamı daha iyi anlarsınız. Bu kitap ona çok benziyor. Tabii ki tıpatıp aynı değil, bu kurguda birkaç farklı detay var (tatlı detay, bayıldım x2).

Diğer kitaplarından farklı olarak o tarzda bir kitap olmamasına rağmen polisiye okuyor gibi hissettim, oturup suçluyu düşündüm. Bulamadım dfdsgdfgv 

Tatlı bir kitaptı, ben sevdim. Karakterleri güzeldi. Kurgusu güzeldi. Birkaç yeri okurken biraz zorlandım ama onun dışında hızlı ilerledi. Sadece sonunu beğenemedim. Biraz daha uzatılsaydı, o kısımları güzelce okusaydık :( Buradan puan kırdım. 

Ya bir de kişisel bir eleştirim olacak. Bee, kızım pardon ama salak mısın, sadece soruyorum.

Bunun dışında hoş, kafa dağıtıp mutlu olmalık bir kitap.

+18 olaylar içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümesi gerektiğini düşünüyorum. Ve birkaç kere soru aldığım için belirtmek istiyorum, lgbt birey içeriyor.


"Levi?"
"Efendim?"
"Kırmızı ruj... sana çok yakıştı."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Love on the Brain
Yazar: Ali Hazelwood
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Gülfem Çırak
Sayfa Sayısı: 392

22 Ocak 2024 Pazartesi

Mezarın Dibinde (Gece Avcısı #3) - Kitap Yorumu

 

***
Yarı vampir Cat Crawfield'ın hayatının en güzel zamanlarıydı. Ölümsüz sevgilisi Bones'un da yardımıyla ölümlüleri kanun dinlemeyen ölümsüzlerden başarıyla koruyordu. Ne var ki Kedicik'in, gerçek kimliğini acımasız kan emicilerden saklamak için peşpeşe taktığı maskeler biraz eskimişti! Kedicik için tehlike çanları çalıyordu.

Bu da yetmezmiş gibi, Bones'un geçmişinden çıkıp gelen bir kadın onu mezara gömmeye kararlıydı. Hem de bu kez sonsuza kadar! Cat, intikam peşindeki bir vampirin ağına düşse de, ne yapıp edip Bones'a yardım edecekti. Birlikte ölümcül bir büyüyü durdurmaya çalışırlarken, özel ajanlık yetenekleri bu kez Cat'in imdadına koşmayacaktı. Bütün vampir içgüdülerini sonuna kadar kullanmak zorundaydı. Kendini ve Bones'u, mezardan da beter bir sondan kurtarmak istiyorsa tabii!
***

Serinin 3. kitabını da bitirmiş oldum. Yine bol maceralı, bol vampirli, zombili, değişik yaratıklarla dolu bir kitap oldu. Yeni karakterler eklendi bu kitapta. Çok fazla karakteri aynı kurguda okumak kitaplarda sevdiğim bir olay. Burada da hoşuma gitti. Kitaba renk kattı. Ama bu yan karakterlerden biri var ki, yani Annette, var olmak zorunda mısın bilmiyorum ama biraz sinirimi bozuyorsun dkgndfghdf

Kimsenin geçmişini yargılamak haddime değil, özellikle Bones gibi birinin. Ama yani Annette'e biraz gereksiz iyi yaklaşmıyor musun Bones, sadece soruyorum. Hele Cat? Bir de haklı buluyorsun. Bilmiyorum bence saçma. Cat zaten gereksiz pick me tavırlarıyla beni sinir ettin, üstüne Annette'e öyle davranmasını da hoş karşıladın. Tamam, belki 2 dakikayı bile geçmeyecek bir olaydı ama bana ne, saçma.

Bu kurguda hoşuma gitmeyen bir diğer olay ise ayrıntılar. Ben ayrıntılara dikkat eden bir insanım. Beklediğim özen o ayrıntıya gösterilmiyorsa kuduruyorum. Cat'in, Bones ile ayrı kaldığı zamanda bacağına yaptırdığı o dövmeyi Bones asla göremedi mesela, neden? Sonra şak diye bacağından koparıldı o dövme ve unutuldu, neden? Çocuğum onu görüp musmutlu olacaktı ama göremedi, neden? 

Ve bu kitapta tatlı, romantik sahneler çok çabuk geçti. Bu da beni rahatsız etti. Karakterler arası duygusal bağları okumaya bayılıyorum. Ama bunu bu kitapta hissedemeyince sinir oldum. Bazı olaylar da gereksiz çabuk ilerledi. Oturup üzülmemiz gereken yerlerde heee zaten geçer kafasıyla ilerledik Cat ile birlikte. Garipti yani bilmiyorum. Romantik yönü düşük, fantastik yönü orta, aksiyon yönü yüksek bir kitap oldu. Sinirliyim. 

Bunlar dışında yine zekice esprilere güldüğüm ve havasına bayıldığım bir kitap oldu. Ayrıca bu kitapta Dracula (bildiğimiz kont dracula) kurguya dahil oldu. Onu bu olaylar arasında okumak da ilginç bir deneyim oldu. Esprilerini falan tuttum. Bu kadaar.

Kitap, küçük dostlarım için biraz ağır kaçabilir. +18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


Seriye önce ana seriyi bitirip sonra yan serileri tek tek okuma kararı alarak başlamıştım. Tercihinize göre ilerleyebilirsiniz. Aşağıda her iki sırayı da paylaşıyorum...

Yan Seriler ile Okuma Sırası
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Kızıl Damla (yan seri)
6.) Sonsuz Karanlık (yan seri)
7.) Mezarın Yüzü
8.) Şimdi Mezar Zamanı
9.) Ateş Laneti (yan seri)
10.) Çifte Bela (yan seri)
11.) Mezardan Uyanan
12.) Bound By Flames (yan seri)
13.) Into The Fire (yan seri)
14.) Shades of Wicked (yan seri)
15.) Wicked Bite (yan seri)
16.) Wicked All Night (yan seri)

Seri Seri Okuma Sırası
Gece Avcısı Serisi
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

Bir Gece Prensi Serisi
1.) Ateş Laneti 
2.) Çifte Bela
3.) Bound By Flames
4.) Into The Fire

Only The Night Rebel Series
1.) Shades of Wicked
2.) Wicked Bite
3.) Wicked All Night

Bağımsız
1.) Kızıl Damla (Spade ve Denise)
2.) Sonsuz Karanlık (Mencheres ve Kira)


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3,5/5

Özgün Adı: At Grave's End
Yazar: Jeaniene Frost
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Mehmet Karaosmanoğlu
Sayfa Sayısı: 392

Serinin Kitapları:
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

17 Ocak 2024 Çarşamba

Tek Ayağı Mezarda (Gece Avcısı #2) - Jeaniene Frost

 

***
Yarı vampir Kedicik, FBl'ın gizli bir biriminde özel dedektif. Tehlikeli ölümsüzlerin kökünü kurutmak için devletin emrinde çalışıyor. Halen, seksi ve tehlikeli eski sevgilisi Bones'tan öğrendikleriyle hayatına devam ediyor ancak ya biri genç kadını öldürmeyi kafasına koyduysa? Dahası Kediciğe yani Cat'e yardım edebilecek tek güç, maziye gömmeye çalıştığı ancak kalbinden bir türlü atamadığı eski aşkı Bones!
***

Finallerimin korkulu rüyası: Tek Ayağı Mezarda. İlk kitabı (Mezarla Randevu) bitirir bitirmez koşup ikinciye devam ettim. Bu serinin bu kadar eski olmasına o kadar üzülüyorum ki... Çok güzel...

Bones kurban verene sana bayılıyorum.

İlk kitapla seriye MUHTEŞEM ÖTESİ bir başlangıç yaptıktan sonra olayların devamını okuyoruz bu kitapta. İlk başta Bones'u çok özleyeceğimi düşünmüştüm ve üzülmüştüm. Ama öyle bir giriş yaptı ki ceketimin önünü ilikledim. Jeaniene seni seviyorum. Olayları o kadar güzel bağlayıp ilerletmişsin ki! Bayıldım bu kitaba da. Bayıldım.

Yine harika espriler, yine harika olaylar. Final haftama denk geldiğinden biraz yavaş okuyarak ilerledim. Dizi tadında ilerlesin istedim. Yoksa var ya sabah otur başına akşam bitsin. Çok akıcı. Bir de öyle bir kurgusu öyle karakterleri var ki okumayı istemene bile gerek yok çünkü zaten okuyorsun dgdfhdfh

Özellikle sonuna doğru bir yer var orası çok iyiydi ya, ÇOK İYİ! Acayip gaza gelip orayı yazarak yorumladım ama sonra sildim, spoiler olsun istemedim :') artık üçüncü kitapta onun yorumunu yaparımm.

Konuşmak istediğim bir diğer konu da Cat'in Bones'un dövmesinin aynısını yaptırması ve bu konunun bir daha açılmaması. Öyle bir anda konusu açıldı ve bir daha açılmadı ki, ama açılması gerekiyordu yani Bones onu görüp yaaa diyecekti. Ben mi bir yeri atladım diye düşünüp duruyorum.

Neyse, AYYYYYYYYYYYYY ben 3'e (Mezarın Dibinde) başlamaya gidiyorum.

Kitap, küçük dostlarım için biraz ağır kaçabilir. +18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


Seriye önce ana seriyi bitirip sonra yan serileri tek tek okuma kararı alarak başlamıştım. Tercihinize göre ilerleyebilirsiniz. Aşağıda her iki sırayı da paylaşıyorum...

Yan Seriler ile Okuma Sırası
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Kızıl Damla (yan seri)
6.) Sonsuz Karanlık (yan seri)
7.) Mezarın Yüzü
8.) Şimdi Mezar Zamanı
9.) Ateş Laneti (yan seri)
10.) Çifte Bela (yan seri)
11.) Mezardan Uyanan
12.) Bound By Flames (yan seri)
13.) Into The Fire (yan seri)
14.) Shades of Wicked (yan seri)
15.) Wicked Bite (yan seri)
16.) Wicked All Night (yan seri)

Seri Seri Okuma Sırası
Gece Avcısı Serisi
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

Bir Gece Prensi Serisi
1.) Ateş Laneti 
2.) Çifte Bela
3.) Bound By Flames
4.) Into The Fire

Only The Night Rebel Series
1.) Shades of Wicked
2.) Wicked Bite
3.) Wicked All Night

Bağımsız
1.) Kızıl Damla (Spade ve Denise)
2.) Sonsuz Karanlık (Mencheres ve Kira)


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: One Foot in the Grave
Yazar: Jeaniene Frost
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Mehmet Karaosmanoğlu
Sayfa Sayısı: 390

Serinin Kitapları:
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

13 Ocak 2024 Cumartesi

Mezarla Randevu (Gece Avcısı #1) - Jeaniene Frost

 

***
Yarı vampir Kedicik, Catherine Crawfield, kendini bildi bileli ölümsüz kan emicilerin peşinde. İntikam almak istiyor. Çünkü bu parazitlerden biri babası olabilir. Babası... Annesinin hayatını mahveden adam. 

Ancak yolu bir gün vampirleri avlayan Bones ile çakışıyor. Ve kısa sürede tuhaf bir ikili haline geliyorlar.

Kedicik, babasını bulmak için bu seksi kelle avcısıyla işbirliği yapıyor. Yarı ölü olmanın fena bir şey sayılamayacağı konusunda Kediciği ikna eden kişi de Bones aslında. Demek ki iyi vampirler de varmış! Ama Kedicik, tam bu yeni ve huzurlu halin tadını çıkarakken bir grup katil peşlerine takılmasın mı?

Artık bir taraf seçmenin vakti geldi. Fakat kolay olmayacak. Zira Bones, bir kalbi olan ve atan hoş bir ölümlü erkek kadar çekici gelmeye başladı Kediciğe...
***

Kitap okuma alışkanlığımı kazanmama sebep olan, kalbimin en derinlerinde sakladığım seri Chicago Vampirleri Serisi olduğu için vampir içerikli kitaplara her zaman bir sempati beslemiştim. Ama maalesef Chicago Vampirleri Serisi'nin sadece 4 kitabı çevrildiği için üzülerek bırakmak zorunda kalmıştım. O seri totalde 13 kitaptan oluşuyor, finali yapıldı. Umarım bir yayınevi beni duyar ve çevirir...

Gece Avcısı'na dönecek olursak... Vampirleri seviyorsanız gelin anam. Bu seriyi görür görmez daha konusunu okumadan toplamaya başladım. 7 kitaplık bir seri. Aşırı eski bir seri olduğu için (basım yılı 2010) bulması biraz zor, ama imkansız değil :')

BA-YIL-DIM! Keşke ne kadar sevdiğimi gösterebilsem. O kadar hoşuma gitti ki! 2024 favorilerime ekliyorum. 

Catherine, annesinin başına gelenler yüzünden vampirlerden nefret eden bir vampir avcısı. Zamanını vampirleri ayartıp öldürmekle geçirirken bir gün bizim açık sarı saçlı, koyu gözlü mankenlere taş çıkaran serseri Bones'a denk geliyor ve o an hayatı değişiyor. Bones ile işbirliği yapmaya başlıyorlar ve Cat, yıllarca nefret ettiği vampirlerden birine kalbini kaptırıyor....

Bu kitaba bayıldım. Bitmesin diye yavaş yavaş okudum. Bones'un tavırlarına, kişiliğine ayrı Catherine'in esprilerine ayrı bayıldım. Kitabın karanlık ve sert bir havası var ve bir o kadar da kaliteli esprileri. Bu yönüyle zaten kalbimi çaldı. Bones'un Cat'e Kedicik diye hitap etmesi... Bones sana bayılıyorum, ceketine kurban. 

O kadar bayıldım yazdım ki. Bir daha yazıyorum. BAYILDIM. BAYILDIM. BAYILDIM. 5 değil, yıldızlı 5 veriyorum.

Kitap, küçük dostlarım için biraz ağır kaçabilir. +18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


"Biliyor musun Kedicik, gerçekten sinir bozucu bir huyun var, o da bana sürekli ne hissedip hissetmediğimi söylemen. İki yüz kırk bir yıl yaşadıktan sonra sanırım kendi hislerimi tanıyabilirim."


Seriye önce ana seriyi bitirip sonra yan serileri tek tek okuma kararı alarak başlamıştım. Tercihinize göre ilerleyebilirsiniz. Aşağıda her iki sırayı da paylaşıyorum...

Yan Seriler ile Okuma Sırası
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Kızıl Damla (yan seri)
6.) Sonsuz Karanlık (yan seri)
7.) Mezarın Yüzü
8.) Şimdi Mezar Zamanı
9.) Ateş Laneti (yan seri)
10.) Çifte Bela (yan seri)
11.) Mezardan Uyanan
12.) Bound By Flames (yan seri)
13.) Into The Fire (yan seri)
14.) Shades of Wicked (yan seri)
15.) Wicked Bite (yan seri)
16.) Wicked All Night (yan seri)

Seri Seri Okuma Sırası
Gece Avcısı Serisi
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

Bir Gece Prensi Serisi
1.) Ateş Laneti 
2.) Çifte Bela
3.) Bound By Flames
4.) Into The Fire

Only The Night Rebel Series
1.) Shades of Wicked
2.) Wicked Bite
3.) Wicked All Night

Bağımsız
1.) Kızıl Damla (Spade ve Denise)
2.) Sonsuz Karanlık (Mencheres ve Kira)


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Halfway to the Grave
Yazar: Jeaniene Frost
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Mehmet Karaosmanoğlu
Sayfa Sayısı: 448

Serinin Kitapları:
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

10 Ocak 2024 Çarşamba

Asla Asla - Kitap Yorumu

 

***
Charlie ve Silas bebekliklerinden beri en iyi arkadaş, 14 yaşından beri de sevgilidir. Ama bir sabah her şey değişir. Silas ve Charlie tüm geçmişlerini unutmuştur, hatta birbirlerini bile...
Artık onlar kendilerine ne olduğunu anlamak için beraber hareket etmek zorundadır. Tüm yollar onları birbirine çıkarır, onlar unuttukça her şey ikisini birbirine yaklaştırır. Tüm geçmişi araştırmak, deliller bulup bunları birleştirmek zorunda kalırlar. Dahası buldukları ve unutmamaları gereken bir şey vardır:
 
Beni sevmekten asla vazgeçme.
Asla unutma.
Asla Asla.
***

Al kalbimi al, götür uzaklaraaaaaa. Niye böyle kitaplar yazıp içimi dağlıyorsun be kadın. Hiç üzülmüyor musuuuuuuun...

Kitabın başlangıcı ŞAHANEYDİ! Charlie ve Silas, birbirlerini neredeyse yaşamları boyunca tanıyan ve ilişkileri olan iki sevgili. Bir şey oluyor ve Charlie'nin adını bile hatırlayamamasıyla kitaba başlıyoruz. Kendisi kimdir, nedir, ne olmuştur bilinmiyor; aynı şekilde Silas'ta aynı durumu yaşıyor.

Hiçbir şeyi bilmeden olaylara dahil olup karakterlerle her şeyi çözme olayına bayıldım. Üstelik aşk da var, daha ne olsun? 10/10.

Aşırı eğlenerek, gerilerek, üzülerek ve mutlu olarak okuduğum bir kitap oldu. Kolay kolay ağlayan biri değilim. Bu rağmen benim gibi bir insanın gözlerini doldurdu, neredeyse ağlayacaktım. Mendilinizi hazırlayın (ama yüksek doz mutluluk için). Kendisini favorilerime almak istiyorum. İnanılmazdı! Tam dizi tadındaydı. Zaten o kadar kolay okudum ki, öğlen başlayıp aynı günün gecesi bitirdim. 

Karakterlerini olsun, kurgusunu olsun çok beğendim. Kitabın adının hikayesi zaten başlı başına çok hoştu. Bunun dışında birkaç yer vardı özellikle kalbime dokunan... Böyle olaylar beni çok etkiliyor.

Bu kadar beğendiysem niye 4,5 verdiğime gelecek olursak da şöyle ki sonu hemen böyle şak diye bitti. Benim aklımda bazı olaylar soru işareti olarak kaldı, açıklanmasını çok isterdim. Buradan puan kırdım. Aslında 4 verecektim ama kıyamadım.


"Silas doğum günüm için bana pasta yapmış. Berbattı. Sanırım yumurta koymayı unutmuş. Ama bu şimdiye kadar gördüğüm en harika çikolatalı fiyaskoydu. Öyle mutluydum ki bir dilim yediğimde bile yüzümü kusacakmış gibi yapmadım. Yine de çok kötüydü. Gelmiş geçmiş en iyi erkek arkadaş."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Never Never
Yazar: Colleen Hoover & Tarryn Fisher
Yayınevi: Epsilon
Çeviren: Nihal Yormaz
Sayfa Sayısı: 360

Beni Bırakma Novellalar (Shatter Me #1.5, #2.5, #4.5) - Kitap Yorumu

 

BENİ YIK #1.5

***
        Juliette, Warner’ı baştan çıkardıktan sonra omzuna bir kurşun sıkarak Yeniden Kuruluş’tan kaçtı. Ama Beni Yık’ta öğreneceği üzere Warner’dan kurtulmak o kadar da kolay değil… 

Olayları, Sektör 45’in acımasız lideri Warner’ın bakış açısından görmeye hazır mısın?

***

Bu kitapta, ilk kitapta Warner'ı bıraktığımız yerden itibaren Warner'ın yaşadığı olayları okuyoruz. Warner'ı en son avrupalı wattpad mafya babalarına benzetiyordum fdghdfhdhdh

Fikrim değişmedi.

Bad boy sevdamızdan mı kaynaklanıyor emin değilim ama tatlı bulmaya başladım. Şapşik şey. Bir de düşüncelerini okuduktan sonra kanım kaynadı. 

Juliette, akıllı seçimler yapar mısın...

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Destroy Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Türkan Çolak
Sayfa Sayısı: 105

-

BENİ KIR #2.5

***
Omega Point, Sektör 45’te konuşlanmış Yeniden Kuruluş askerlerine bir saldırı başlatmaya hazırlanırken, Adam’ın savaştan başka hiçbir şey düşünmeye vakti yoktu... 

Beni Bırakma’nın son anları ve Beni Yakma’nın hemen öncesinde yaşanan olayları 
Adam’ın gözünden görmeye ne dersin?

***

Sevmediği karakterin düşüncelerini okumak yük olurmuş insana. Olayları zaten Juliette ile görmüştük. O sırada Adam'ın düşünceleri neydi, bunu okuyoruz. Yani bence çok da gerek yoktu. Ama Adam'ı seviyorsanız seversiniz. Kardeşiyle olan bağı çok tatlıydı, okurken eğlendim. Sırf ona puan verdim. ÇOK SIKILDIM. Üzgünüm...

Verdiğim puan: 2/5

Özgün Adı: Fracture Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Türkan Çolak
Sayfa Sayısı: 72

-

BENİ İZLE #4.5

***
Juliette uğradığı ihanetin şaşkınlığını yaşarken; Kenji dostluklarını ve Yeniden Kuruluş’a karşı direnişin lideri olarak sorumluluklarını dengelemeye çalışıyor. Omega Point’in geçmişinden gelen bir kişi, işleri daha da karıştırıyor… 

Beni Kışkırtma’daki şok edici olaylara hazırlanmak için öncesinde Beni İzle’yi mutlaka okumalısın.

***

Bu novellada da olayları Kenhi Kishimoto'nun gözünden okuyoruz. Kenji'yi seviyorum, tatlı ve komik biri (Adam'dan katbekat iyi). Ayrıca çokça Aaron Warner'da bulunuyordu, bu nedenle ekstra sevdim. Sadece acaba diyorum, olan olayları görmektense arada geçen ve ana kitaplarda okumadığımız sahneler olsa ve onları mı okusaydık... Bu sebeple minnacık sıkıldım ve buradan puan kırdım. 6 kitaba tahammül edip daha fazla bir şeylere sabretmek hoş olmamaya başladı dfgdfhdh

Verdiğim puan: 4/5
Özgün Adı: Shadow Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Türkan Çolak
Sayfa Sayısı: 112

9 Ocak 2024 Salı

Hizmetçinin Sırrı (The Housemaid #2) - Kitap Yorumu

 

***
Geçmişim hakkında sorular sormayan bir işveren bulmak çok zordu. Bu yüzden Garrickler mucizevi biçimde beni şehir manzaralı çatı katı evlerini temizlemek ve ışıl ışıl mutfaklarında yemek yapmak üzere işe aldıklarında şansıma şükrettim. Bir müddet orada çalışabilir, istediğimi elde edene kadar sessiz kalabilirdim.

Neredeyse mükemmeldi. Fakat girmemin yasak olduğu misafir odasının içini hiç görmemiştim. Bayan Garrick'le hâlâ tanışamamıştım. Ağladığını duyduğumdan emindim. Çamaşırları yıkarken beyaz geceliklerinin yakasında kan lekeleri buluyordum. Bir gün dayanamayıp kapısını tıklattım. Kapı usulca aralandığında gördüklerim her şeyi değiştirdi…

İşte o zaman bir söz verdim. Ne de olsa bunu daha önce de yapmıştım. Kendi sırlarımı güvenle saklarken Bayan Garrick'i koruyabilirdim.

Douglas Garrick yanlış yapmıştı ve şimdi bu yanlışın bedelini ödeyecekti.
***

İlk kitabın ardından ikinci kitapta Millie'nin maceralarını okurken sanki kurgu kendini tekrar edecekmiş de gizemi daha kolay çözecekmişiz gibi bir fikre kapılmıştım. Çözebildim mi? Hayır dkngdfhdhs

Kurgusu konusunda ipucu vermeyeyim ama ilk kitap gibi olmadığını ve şaşırdığımı söyleyeyim. Fazla şaşırdım. Çok fazla ters köşe yapmış yazar ve ilk kitabın devamını güzel getirmiş.

Bu kitapta Millie'nin özel yaşamına biraz daha girmiş olduk ve bu olay benim hoşuma gitti. Konudan çok uzaklaşmadan Millie'nin ev dışındaki yaşamını da görmüş olduk ve partnerini de. ABBOOOVV, kız onu ne ara yaptın dgdgdfshdf

İlk kitapta başları aşırı beğenip ortalara doğru sıkılıp sonlara doğru yine beğenmiştim. Bu kitapta öyle olmadı. Tam kurgu basitleşiyor diyorken sürekli bir yerden beklemediğim şeyler çıktı ve gerçekten iyi ilerledi.

Gerilim yönünden başarılı bir kitap olduğunu düşünüyorum ama katil bulma amaçlı okuyorsanız biraz sıkılabilirsiniz. O yüzden gerilme ve hafif de gizem çözme beklentisiyle kitaba başlamak bence daha güzel olur. Kurgusu güzeldi. Sıkılmadan, kolayca okudum ve şıp diye bitti.

Üçüncü kitabın çevrilmesini sabırsızlıkla bekliyorum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5
Özgün Adı: The Housemaid's Secret
Yazar: Freida Mcfadden
Yayınevi: Olimpos
Çeviren: Zehra Uzun
Sayfa Sayısı: 336

Serinin Kitapları:
1.) Hizmetçi
2.) Hizmetçinin Sırrı
3.) The Housemaid is Watching

6 Ocak 2024 Cumartesi

Aynı Çatı Altında (The STEMinist Novellas #1) - Kitap Yorumu

 

***
Çevre mühendisi olan Mara’ya, hiç beklemediği bir anda kocaman bir ev miras kalır. Çok sevdiği akıl hocası Helena, vasiyetinde Mara’ya da bir yer ayırmış ve evini ona bırakmıştır. Ancak asıl sürpriz daha sonra ortaya çıkar: Evin sadece yarısı Mara’ya kalmıştır. Diğer yarısı ise Helena’nın huysuz yeğeni Liam Harding’e aittir.

Yeni ev arkadaşından ilk gördüğü anda etkilenen Mara, acı gerçeği kısa zamanda keşfeder: Liam, bir petrol firmasının avukatıdır ve Mara’nın çevre sevgisi ne kadar büyükse, Liam’ın çalıştığı şirketin çevreye duyarsızlığı da o kadar fazladır. İlk tanışmalarının büyüsü bu gerçek altında ezilirken ne Mara ne de Liam evden vazgeçmeye isteklidir. Böylece aynı çatı altında büyük bir çatışma başlar.

Sorun şudur ki biriyle aynı evde yaşamak, zamanla onu tanımak anlamına da gelir. Ve Mara, Liam hakkında ne kadar çok şey öğrenirse, ondan nefret etmek o kadar zorlaşır.
Âşık olmaksa çok daha kolaydır.
***

Aynı Çatı Altında, Ali Hazelwood'un yorumladığım 5. kitabı. Bu kadını çok seviyorum. Hayat yoğunluğundan bunaldığım bir zamanda tanıştım kendisiyle. O zamandan bu zamana sürekli gülüyorum. Ciddiyim, bu kadının her kitabı tatlı tatlı gülümseme sebebi.

Aynı Çatı Altında, The STEMinist Novellas serisinin ilk kitabı. Bu seri, 3 arkadaşın (3 STEM kadınının) her birinin ilişkisini anlatıyor. Ben ikinci kitabıyla seriye başlamıştım. Keşke bir ile başlasaymışım. Sadie'yi ne kadar çok sevdiğimi hatırladım ve ilk okuduğum zamanı hatırlayıp hüzünlendim. Mara'yı o kadar sevemedim. Karakter olarak Sadie daha tatlı geldi bana :')

Ama şu an konumuz Sadie değil, Mara'ya geri dönelim. Mara bıcır bıcır bir kadın, Liam ise daha ağır duran ve soğuk görünen bir adam. Mara ve Liam'ın tanışma hikayesi ve iletişimleri bu kitapta çok tatlı anlatılıyor. Aralarındaki o nazlı iletişim ve hafif zıtlık yaşamaları benim çok hoşuma gitti. Aşırı tatlı ilerledi, şıp diye bitti. Ama keşke şıp diye bitmeseydi ve azıcık uzatılsaydı, çünkü sonu çok aceleye getirilmiş gibiydi. 

Bunun dışında, Ali Hazelwood tam RS'den kurtulma yazarı. Bayılıyorum bu kadına.


“Kalbim onun için şarkılar söylemeye başladı.”


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Under One Roof
Yazar: Ali Hazelwood
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Burcu Karatepe
Sayfa Sayısı: 160

Serinin Kitapları:
1.) Aynı Çatı Altında
2.) Aşk Çıkmazı
3.) Sıfırın Altında

4 Ocak 2024 Perşembe

Çirkin Aşk - Kitap Yorumu

 

***
Tate Collins havayolu pilotu Miles Archer’la tanıştığında, bunun ilk görüşte aşk olduğunu düşünmez. Birbirlerini arkadaş olarak görecek kadar bile iletişim kurmazlar. Tate ve Miles’ın tek ortak noktası birbirlerine karşı inkâr edilemez bir çekim hissetmeleridir. Tutkularını açıkça ortaya koyduklarında, kusursuz bir planları olduğunu anlarlar. Genç adam aşk peşinde değildir, genç kadının ise aşka ayıracak vakti yoktur, geriye sadece seks kalır. Tate, Miles’ın ona sunduğu iki kurala uyduğu sürece anlaşmaları şaşırtıcı bir şekilde sorunsuz olacaktır.

Asla geçmişim hakkında soru sorma.

Bir gelecek bekleme.

İdare edebileceklerini düşünürler, ama çok geçmeden bunun hiç de kolay olmadığını anlarlar.

Kalplere sızılıyor.

Sözler bozuluyor.

Kurallar çiğneniyor.

Aşk çirkinleşiyor.
***

Colleen Hoover, benim en sevdiğim yazarlar arasındaydı. Şimdiye kadar 5 kitabını okudum (genelde ilk basılanları), bu okuduğum 6. kitabı. Sanırım aralarında en az bu kitabı beğendim.

Aslında fikir olarak tatlı bir kitap. Travmaların üstesinden gelmeyle alakalı.

Ama bilemiyorum ya...

Miles Archer'ın bir pilot ve Tate Collins'in hemşire olması çok tatlıydı. Okurken hoşuma gitti. Fakat Miles'ın geçmişinin üstesinden gelemeyip Tate ile o şekilde ilerlemesi (aslında kitap düzenine göre normal) ama benim hoşuma gitmediği için beğenemedim, bi tutunamadım. Sanırım tatlı aşkların (başkalarının isimlerinin geçmediği) tarafındayım. Miles'a çok ısınmak istedim, olmadı. O şekilde ilerlemeleri, olan şeyler biraz kırıcıydı. Kitap gerçekten adının hakkını veriyor. 

Bu tarz kitapları seviyorsanız ve entrikalar ilginizi çekiyorsa aslında bir değerlendirebilirsiniz. Ama ben maalesef, üzülerek bu puanı veriyorum.

Çok fazla +18 yer içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümesi gerektiğini düşünüyorum.


"Hiç, Hayat sana limon veriyorsa..., diye başlayan sözü duydun mu?"
"Limonata yap."
"Öyle bitmiyor. Hayat sana limon veriyorsa, onu kimin gözlerine sıkacağını bildiğinden emin ol." 


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: Ugly Love
Yazar: Colleen Hoover
Yayınevi: Epsilon
Çeviren: Kübra Tekneci
Sayfa Sayısı: 368

3 Ocak 2024 Çarşamba

Yabancı Bir İlahi (Pazarlıkçı Serisi #2) - Kitap Yorumu

 

***
Callypso Lillis, Deli Kral Karnon’ın hapishanesinden kurtulur ancak kâbusları sona ermez.

Callie tutsak edildiği günlerin hatırlatıcısını artık bedeninde taşımaktadır. Ruh Hırsızı ise hâlâ dışarıda bir yerlerdedir.

Callie ve Desmond peri dünyasında barışın temsili olarak kabul edilen Gündönümü kutlamaları için Flora Krallığı’na gittiklerinde, dört bir yanı yemyeşil, büyüleyici çiçekler ve parlak peri ışıklarla çevrili saraya adımlarını atar atmaz, kutlamalardan daha acil sorunlarla uğraşmak zorunda kalırlar. Hiçbir yer perilerin devasa balo salonlarından daha tehlikeli değildir. Hiçbir güç Callie’yi kraliyet entrikalarından koruyamaz.

Periler tehlikeli yaratıklardır, oyun oynamayı severler. Bazıları aşk bazıları intikam ister, bazıları kan bazıları dile getirilemeyecek şeyler ister. Kesin olan tek şey hiçbirinin göründüğü gibi olmadığıdır.

Sırlarına her geçen gün yenilerini ekleyerek daha gizemli birine dönüşen Des bile.

Flora Krallığı’nda entrikalarla dolu balolar ve kutlamalar devam ederken saray topraklarında uğursuz bir şeyler dolanmaya başlar.

Ve Callie eğer dikkatli olmazsa, bu şey sevdiği herkesi ve her şeyi yok edecektir.
***

Pazarlıkçı Serisi ilk kitap olan Rapsodi ile o kadar güzel başladı ki! Kurgusu olsun karakterleri olsun çok hoşuma gitmişti. Favori seri olarak ilan etmeyi bile düşündüm. Sonra bu kitaba başladım ve...

Yani, neden? Karakterlerin akıllarının sürekli cinselliğe çalışması bir kere çok rahatsız ediciydi. Yapılan iyiliklerin karşılığı olarak gerekirse zorla bir şeyin yapılacak olması mesela, berbattı. Callie, biraz karşı çıksaydın bari.

Bunun dışında bazı olayları da çok zorlama buldum. Bu kadar maceraya gerek yoktu bence. Kurgusu benim için çok tahmin edilebilirdi.

Eğer fazla fantastik okuyan biriyseniz veya beklentiniz yüksekse gerçekten ilk kitabı beğenirsiniz ama 2. kitap tartışmaya açık.

Desmond cidden çok güzel bir karakter ve Callie de öyle ama yerine göre. Bazı yerlerde ikisine de sinir oldum ve bunaldım. Bu ikisini ne kadar beğendiysem yan karakterleri o kadar beğenemedim. Sanırım tavırlarını yapmacık buldum.

Kitap biraz elimde süründü. Beklentim çok yüksekti galiba :') Yine de üçüncü kitabı ve novellasını merak ediyorum.


"Aşk, romantizm... Tüm bunlar tavşan deliği gibiydi ve ben de içeri dalmak üzere olan Alice'dim."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: A Strange Hymn
Yazar: Laura Thalassa
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Aydan Yalçın
Sayfa Sayısı: 464

Serinin Kitapları:
1.) Rapsodi
2.) Yabancı Bir İlahi
3.) Karanlık Harmoni
4.) Akşam Yıldızlarının İmparatoru

Adeline’ın Peşinde (Kedi ve Fare #1) - Kitap Yorumu

*** MANİPÜLATÖR Bana izin veren herkesin duygularını manipüle edebilirim. Canını yakar, seni ağlatır, gülmene ve iç çekmene sebep olurum. Am...