Translate

30 Ekim 2024 Çarşamba

Günaha Davet (Devil's Night #1) - Kitap Yorumu

 

***
Erika
Rüyalarınızda gördükleriniz, aslında gönlünüzden geçenlerdir, derler. Ama benim kâbuslarım, takıntılarım haline gelmişti.
Adı Michael.
Erkek arkadaşımın abisi, izlerken gözünüzü kapattığınız o korku filmlerine benzer: Yakışıklı, güçlü ve çok ürkütücü. Okulun basketbol takımının yıldızıydı ve beni hep görmezden gelirdi. Ama ben onu fark etmiştim.
Onu görüyordum. Onu duyuyordum. Yaptıklarını, sakladıklarını… Yıllarca gözlerimi ayıramamış, tırnaklarımı yiyerek izlemiştim.
Şimdi üniversitedeyim ama Michael’ı izlemeyi hiç bırakamadım. O kötü biri ve gördüğüm yaramazlıklar artık sadece zihnimin içinde değiller.
Çünkü sonunda beni fark etti.

Michael
Adı Erika ama herkes ona Rika der.
Erkek kardeşimin kız arkadaşı, evimizde büyüdü. Yanına ne zaman yaklaşsam, bakışlarını yere indirirdi. Üzerinden yayılan korkuyu her zaman hissederdim. Vücuduna sahip olamasam da zihnine sahip olduğumu biliyordum. Zaten tüm istediğim buydu. Ta ki erkek kardeşim şehirden ayrılana ve ben Rika’yı üniversitede tek başına bulana kadar.
Benim şehrimde. Korunmasız bir şekilde.
Fırsat ve zamanlama gerçek olamayacak kadar mükemmel. Çünkü üç yıl önce lise arkadaşlarımı hapse attırmıştı ve şimdi dışarıdalar.
Bekliyoruz. Sabrediyoruz. Artık kâbuslarının her biri gerçek olacak.
***

Erika, kendini bildi bileli Michael Crist'ten hoşlanır. Michael ise erkek kardeşinin kız arkadaşı olduğu için Erika'ya farklı gözle bakmak istemez... Erika, Michael ve arkadaşlarının korkunç oyunlarına dahil olmayı kabul etse bile.

Biliyorum. Ben de benim bu seri ile işim ne diye çok sorguladım. Tatlı dark romancelerle mutluydum. Sonra aniden aklım çelindi ve kendimi Şeytan Gecesi Serisi'nde buldum.

Konusu ne kadar garip görünse de (içeriği de dahil) her şeye o kadar iyi sebepler sunuluyor ki okuması çok normal ve keyifli geliyor (birkaç şey dışında). Biraz fazla dark bir kitap. Çok fazla onaylanmayacak olay barındırıyor. Yani Michael sen nasıl bir manyaksın.

0 beklenti ile başladığımdan mıdır bilmiyorum ama ben çok beğendim. Kurgusuna bayıldım. Michael ve arkadaşlarının düzenlediği geceler çok heyecanlıydı (sadece sanırım biraz daha detaylı yazılmasını isterdim).

Karakterleri de aşşırı iyi. Her biri birbirinden farklı karakterde, maddi olarak varlıklı 4 kişilik bir arkadaş grubu + 1 Erika. Serinin devamında bu arkadaş grubundan Kai Mori'yi okuyoruz.

Şimdilik sıralamam Kai > Michael > Will > Damon

+18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


"Sabırlı bir adamın öfkesinden kaçın."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Corrupt
Yazar: Penelope Douglas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Nazlıcan Saltan
Sayfa Sayısı: 432

Serinin Kitapları:
1.) Günaha Davet
2.) Sığınak
3.) Son İntikam
4.) Karanlık Şafak

28 Ekim 2024 Pazartesi

Gazap ve Alevin Kaderi (Kader ve Alev #1) - Kitap Yorumu

 

***
Genç ve yetenekli Romeria, New York City’de mafya için mücevher hırsızlığı yapıyordu. Ancak esrarengiz bir kadın kılıç zoruyla onu hizmetine alınca, Romeria bildiği dünyaya veda etti ve kendini taht kavgalarının, savaşan elflerin, akıl almaz büyülerin olduğu bir diyarda buldu.

En yakınlarına ihanet eden bir elf prensesinin bedeninde uyanan Romeria, neler olduğunu anlayana kadar kimliğini gizlemeye karar verdi. Özellikle de ondan nefret eden nişanlısı Kral Zander’dan. İçinden çıkılmaz ölümcül bir komplonun ortasında kalan genç kadın, hem katil olduğuna inanan insanlara karşı kendini savunmak hem de hiçbir geleneğini bilmediği bir toplumda âşık bir prenses rolünü oynamak zorundaydı. Etraflarını kuşatan tehlikenin düğümünü çözmek için ona güvenmeyen kralla el ele vermekten başka çaresi yoktu.

Düşmanlar yaklaşırken -ve krala karşı alevlenen duygularıyla savaşırken- Romeria’nın gerçekte kim olduğunu öğrenmesinin zamanı gelmişti.
***

Serinin 3. kitabının çeviri duyurusunun yapılmasının ardından başladığım Kader ve Alev Serisi'nin ilk kitabı tam arka kapağında yazdığı gibi. Romeria bir mafya için hırsızlık yapar. Bir gün tanımadığı bir kadınla tanışır. İş için tutulduğunu sandığı bu kadın ile bir anlaşma yapar. Ancak anlaşmanın farklı bir dünyada kralına ihanet etmiş müstakbel kraliçe olan bir elfin bedeninde kendini bulmasını gerektirdiğinden haberdar değildir. 

Kitabın konusunu görür görmez bunu okumalıyım dedim. Bir de Kan ve Kül Serisi'ne benzediğini duyunca direkt aldım.

Olaylar aynı olmasa da bazı yerleri çok benziyor. Zaten yazar JLA ile iletişim kurduğunu da belirtmiş. Fakat onun kadar başarılı buldum mu, maalesef...

Kitaba giriş çok başarılıydı ve farklıydı. Bu yönden beğendim. Fakat gelişme kısmı beni biraz sıktı. Bazı şeyler çok uzatılmış gibi geldi ve bazı olaylarda da mantık hatası buldum (mesela kimse Romeria'ya güvenmiyorken neden ona sır veriliyor).

Karakterleri çok iyi. Zander'ın muhafızlarından olan Elisaf'a BAYILDIM. Çok tatlı biri. Ana kahramanlarımız ise fena değil. Zander, heybetli görünmeye çalışan fakat kararsızlıklarla dolu bir kral. Romeria ise güçlü olmaya çalışan fakat başaramayan bir karakter (normal zamanlarda beklediğim şeyleri yapmayıp farklı zamanlarda 2 3 kere ortaya atlaması gözümde onu güçlü yapmadı).

Yeni bir fantastik okuyucusuysanız, söylediğim şeylere takılmıyorsanız veya Kan ve Kül Serisi'ne muadil arıyorsanız seversiniz. Acayip akıcı bir kitap. Fakat ben sanırım çok fazla fantastik okuduğum için (ve beklentim fazla olduğu için) biraz eksik buldum (Romeria ve Zander arasındaki tatlı sahnelerin saçma sapan sebeplerle kesilip durmasından bahsetmedim bile). 

Çok olmasa da +18 yer bulunuyor.


"Burası tehlikeli mi?"
"Ben yanındayken değil."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3,5/5

Özgün Adı: A Fate of Wrath & Flame
Yazar: K.A. Tucker
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Merve Göysarı
Sayfa Sayısı: 608

Serinin Kitapları:
1.) Gazap ve Alevin Kaderi
2.) Kan ve Taşın Laneti
3.) Hırsızların ve Kaosun Kraliçesi
4.) Tanrıların ve Hiddetin Şafağı

23 Ekim 2024 Çarşamba

Parçalanmış Ruhlar (Kusursuzca Kusurlu #6) - Kitap Yorumu

 

***
ASYA
Aileme geri dönemem. Onlara layık değilim. Bir daha asla onlardan biri olamam. Tanıdıkları, sevdikleri ve hatırladıkları kız kardeşleri, kalmadı. Artık yok.
Ta ki ona kadar...
Beni yanına alan kişiye...
Beni şeytanlarımdan, korkularımdan ve yaralarımdan kurtardı. Şimdi tekrar birleştiriyor. Parça parça.

PAVEL
İnsanlarla yakınlaşmam,
Ve kesinlikle kimseye ihtiyacım yok.
Ona kadar...
Şimdi tek istediğim o, tek ihtiyacım olan.
İçimdeki bencil piç, onu çalmak istiyor,
Sadece bana ait olsun diye.

Ama artık bana ihtiyacı yok. Gitmesine ve uçmasına izin vermeliyim, uçmasına yardım eden kanatları kıramam. O benim değil ki elimde tutayım.
Seveyim, sahip olayım.
Parçalanmış ruhuma onsuz hayatta kalmayı öğretebilir miyim?
***

Serinin 6. kitabına Asya ve Pavel'in hikayesiyle devam ediyoruz. Asya, kaçırılıyor. Acı dolu bir sürecin ardından ortamdan kurtulacak fırsatı bulduğu anda kendini tamamen ona yabancı olan Pavel'in kollarında buluyor.

Okuması çok zor bir kitaptı. 6 kitap arasında en ağırı buydu. Asya'nın yaşadıkları o kadar kötüydü ve üzücüydü ki. Yaşadıklarının onda bıraktığı izler ise durumu daha da kötüleştirdi okurken. Neva kuşum kitap başında bu uyarıyı yapıyor, kendisi de belirtiyor zor bir kitap olduğunu.

Asya'nın tatlılığına ve masumluğuna Pavel'in yaklaşımı, kitabın favorim olması yönünde görmem gereken tek işaretti. PAVEL. O. KADAR. HARİKA. BİR. ADAM. Kİ. Mafyatik kişiliğinin altında başka hikayesi olan ve acayip tatlı biri. Asya'nın en sevdiği parçayı telefon zil sesi yapması...

Kitapta beni rahatsız eden tek şey yaş farkıydı. Asya ne kadar yaşından büyük gibi davransa da 18x33 biraz şov...

Bunun dışında serinin en sevdiğim özelliği yormadan ilerlemesi. Romantik yönü ağır basan, gülüp eğlenmelik (sergei dgdfd) tam kafa dağıtmalık bir seri. Rahatsız olacağınızı veya kötü etkileneceğinizi düşünüyorsanız özellikle bu kitabı atlayıp devam edebilirsiniz. Her kitap ayrı bir çifti anlattığı için akış çok da bozulmaz.

Bir sonraki kitap 3. kitapta görüp meraktan delirdiğimiz Az'i anlatıyor. Bir onu bir de Kostya'yı şimdilik acayip merak ediyorum.

+18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


"Kalbim onu istiyor çünkü o bütün kırık parçalarımı bir arada tutan yapışkan."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Fractured Souls
Yazar: Neva Altaj
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Tuba Özkat
Sayfa Sayısı: 256

Serinin Kitapları:
1.) Tuvaldeki Yaralar
2.) Kırgın Fısıltılar
3.) Saklı Gerçekler
4.) Harabe Sırlar
5.) Çalıntı Dokunuşlar
6.) Parçalanmış Ruhlar
7.) Yanmış Hayaller
8.) Sessiz Yalanlar
9.) Karanlık Günahlar
10.) Sweet Prison
11.) Precious Hazard

19 Ekim 2024 Cumartesi

Geride Kalanlar (Gökçen #2) - Kitap Yorumu


***
Geçmiş, geleceği içinde saklayan bir aynadır. Bu aynanın içinde sıkışıp kalan, kalp ve mantık arasında derin bir savaşa giren Murathan ile Gökçen için bütün yollar aynı sokağa çıkmıştır. Aşka...

Kader aralarındaki derin bağa bir düğüm daha atarken geride kalanlar için de yüzleşme vakti gelmiştir.

Önlerinde yine bir yol ayrımı vardır. Ya zaman her şeyi yenecektir ya da hayatlarına bir kördüğüm daha atacaktır.
***

İlk kitapta çocukluk arkadaşı Gökçen ve Murathan'ın 20 sene sonra kavuşma anını yaşamamızın ardından ikinci kitapta işleri biraz daha ilerletiyoruz.

Açıkçası ilk kitaptan başarılı buldum. Gökçen'in espri tarzını geliştirmesine ve olgunlaşmasına o kadar sevindim ki. İki kitap arasında Gökçen'in değişimi resmen benim 8 senelik değişimim. Seviyorum kendisini. Ele avuca sığmayan, kendi bildiğini yapan ve ayrı kafada olan karakterlere hastayım.

Murathan ise... bu çocuğa edilen hiçbir lafı kabul etmem. Baştan aşağı hâlâ 10/10. Sert görünüşü altında sıcacık kalbi olan karakterlere ayrı bayılıyorum. Ayrıca Red Kit sevmesiyle kendisi beni kalbimden vurdu. Sağ ol Murathan valla yaşımız belli oldu.

Bu tatlı ikili dışında yan karakterler de çok iyi. Hatta o kadar iyi ki bir ara Gökçen ve Murathan'dan çok Aybüke'yi okumayı istedim. Üçüncü kitapta daha fazla sahnesi vardır dimi...

Gülüp eğlendiren (timur dfsdg) ve duygulandıran (bolca) bir kitaptı. Karakterlerine bayılıyorum. Sadece sanırım normalde okuduğum kitaplara göre aksiyonu biraz az geldiği için bir şeyler eksikmiş gibi hissettirdi. Fakat karakterleri sevdiğimden bu durumu çok da sorun etmedim. Devamı için sabırsızlanıyorum. Arada Türk yazarları okumak mutlu ediyormuş, onu fark ettim. Daha gerçekçi hissettiriyor.


"Sanki sen dünyanın en tatlı çocuğuydun. Hır. Her şeye hır."
"Bunu söyleyecek en son insan sensin."
"O niyeymiş?"
"Dediğin gibi hâlâ herkese hır. Ama bir tek sana mır."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Yazar: Loresima
Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 544

Serinin Kitapları:
1.) Unutulan Çiçekler
2.) Geride Kalanlar
3.) Güz Yağmurları

13 Ekim 2024 Pazar

Şeytanla Anlaşma (The Grumpy Devils #1) - Kitap Yorumu

 

***
Hayes Flynn belki şeytan değildi ama onun yanında altı hafta çalışmak benim kişisel cehennemim olacaktı.

Hayes Flynn, viskiye olan düşkünlüğü ve Hollywood'un her yerine yaydığı İngiliz "cazibesi" ile tanınan ayrıca aynı kadınla asla ikinci kez birlikte olmayan kibirli bir pislikti.

O, yanında çalışmak isteyeceğim son kişiydi ancak bakışlarımı güzel yüzünden alamıyordum. Birlikte ne kadar uzun süre vakit geçirirsek ondan nefret etmek de o kadar zorlaşıyordu. Çünkü o kendini beğenmiş dış görünüşünün altında göstermek istemediği bir kalp vardı; on yıl önce fena halde kırılmış bir kalp…

Bir yanım ayrılmadan önce kalbini onun için tamir etmek istiyordu… Ama bu süreçte kendiminkini kırmadan bunu başarabilir miydim?
***

Natalia Bell, hayatını barmenlik yaparak geçiren bir kadın. Arkadaşının 6 haftalığına izin aldığı işinde yerine bakması için ona teklifte bulunduğunda kabul eden bir kadın. Hayes Flynn'in asistanlığını yapmayı kabul eden... Estetik cerrahi üzerinde çalışan bir doktorla çalışmak ne kadar zor olabilir ki?

Özet kısımlarını yazmak sıradaki kitabımı seçmek kadar zor oluyor benim için. Kazara spoiler verme düşüncesi... merak etmeyin bende güvendesiniz.

Kitaba eğleneceğimi düşünerek başladım ve eğlendim de. Bu beklentimin karşılanması beni çok mutlu etti. Natalia, hayat sorunlarıyla uğraşan ve eğlenmesini bilen bir kadın. Hayes ise hayatını çalışmak ve başarılı olmak uğruna yaşayan bir adam. Okuduğum kitaplarda genelde kadın çok stresli olur ve adam onu rahatlatmaya, eğlendirmeye çalışır. Bu kitapta tersini okumak farklılık oldu.

Süreçten, karakterlerden, esprilerden çok keyif aldım. Başlarda doktor-asistan olarak başlayan iletişimlerinin ilerleyen sayfalarda farklı bir hal alması kitabı benim için değerli kıldı. Sıradan bir romantik komedi okumadım.

Tek karakter gözünden yazılan kitapları okumayı seviyorum. Karşıdaki erkek karakterin ne hissettiğini kadın karakterle beraber çözmeye çalışmak ve o sorgulamayı yaşamak sevdiğim bir olay. Ama bu çok hassas bir olay. Kadın karakteri yazarken erkek karakteri de geride bırakmamak gerekiyor (okur gurmeliğime dayanarak).

Tam da bu kitapta olduğu gibi. Her ne kadar Natalia'yı okuma yönünden mutlu etse de Hayes açısından bir tık mutsuz etti. Sonlara doğru daha çok Hayes okumayı isterdim. O kadar tatlı bir adam ki en azından son bölüm Hayes'in gözünden yazılabilirdi. Slow burn'ü o kadar çekip istediğimi alamama durumu beni sinirlendirdi. Ama yine de çok tatlı bir kitaptı.

4 kitaplık bu serinin diğer kitaplarında kurgudaki farklı karakterler anlatılıyor. Yani aslında bu kitap tek kitap.

+18 yerler bulunuyor.


"Salatalarımı yemek için can atıyorsun diye anladım."
"Salatalarından önce seninle ilgili can attığım pek çok şey var."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: A Deal with the Devil
Yazar: Elizabeth O'Roark
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Ece Yücesoy
Sayfa Sayısı: 336

Serinin Kitapları:
1.) Şeytanla Anlaşma
2.) The Devil and the Deep Blue Sea
3.) The Devil You Know
4.) The Devil Gets His Due

12 Ekim 2024 Cumartesi

Çalıntı Dokunuşlar (Kusursuzca Kusurlu #5) - Kitap Yorumu

 

***
Milene
Kurallar,
Onları biliyorum,
Ama onlara uymadım.
İzni olmadan onun şehrine, onun alanına girdim.
Ve şimdi, bedelini ödeme zamanım geldi.

Salvatore
Artık hiçbir şey beni şaşırtmıyor.
Çok şey gördüm ve yaptım.
Bu kadına kadar.
O bir anomali,
Yoksulluk içinde yaşıyor,
BENİM şehrimde,
İzin almadan.

Ona hiç hayal etmediğim şekilde çekildim.
Beni ateşliyor ve ilgimi çekiyor.
Çalıntı dokunuşlardan daha fazlasını istiyorum.
Her şeyi istiyorum.
Ve Salvatore Ajello neyi isterse onu alır.
***

Serinin 5. kitabında New York mafyası lideri Salvatore Ajello ve 2. kitapta gördüğümüz Bianca Scardoni'nin kız kardeşi Milene'ı okuyoruz.

Milene bir hemşire. Bir gün bir acil müdahale sırasında etrafında tesadüfen Salvatore'un bulunmasıyla onun yardımına ihtiyacı oluyor ve yolları böylece kesişmiş oluyor.

Bu seriyi sevdiğimi daha önce söylemiş miydim :') Hem kısa olması hem dünyasının ilerleyiş şekli hem de karakterleri... her şeyi o kadar iyi ki.

Milene, harika bir kadın. Olaylara şefkatli yaklaşımını ve yumuşak huylarını çok tatlı buldum. Salvatore ise tam tersi bir adam. Sevdiği kadına zarar gelecek diye ödü kopan ve takıntıyı biraz abartan biri. Bazı yönleriyle beni delirtse de (Luca kadar değil) onu da çok tatlı buldum. Minnoş adam, en azından yaptıklarının bilincinde ve deniyor...

Bu kitabın yeri bende çok başka oldu. Birkaç yeri vardı, kalbime dokundu. Milene... 

Her şey bir yana bonus bölümlerden birini nasıl kedinin gözünden yazabildin Neva Altaj, Allah iyiliğini versin dkfnsdjgds Resmen dark kedi olmuş ya şahane bir kadınsın.

Salvatore'un arada yükseldiği yerler olsun (gülmekten mahvoldum), Milene'in sıradanlıktan uzak yapısı olsun her şey çok güzeldi. Sadece Salvatore'un kontrolcülüğüne minicik sinir oldum.

+18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


"Sen son derece sıra dışı bir yaratıksın, Goldie."
"Ve ben sıra dışı şeyleri çok severim."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Stolen Touches
Yazar: Neva Altaj
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Tuba Özkat
Sayfa Sayısı: 312

Serinin Kitapları:
1.) Tuvaldeki Yaralar
2.) Kırgın Fısıltılar
3.) Saklı Gerçekler
4.) Harabe Sırlar
5.) Çalıntı Dokunuşlar
6.) Parçalanmış Ruhlar
7.) Yanmış Hayaller
8.) Sessiz Yalanlar
9.) Karanlık Günahlar
10.) Sweet Prison
11.) Precious Hazard

8 Ekim 2024 Salı

Bana Söz Ver (Boys of Avix #1) - Kitap Yorumu


***
Yıllarca üniversite hayatının neler getirebileceğini hayal etmiştim. Bazı şeyler değişirken her zaman aynı kalan tek bir şey vardı.
Hayal gücümü ne kadar çılgınca çalıştırdığımın bir önemi yoktu, sonunda beni hep aynı yere götürüyordu.
Ona.
Geleceğim artık belliydi, sadece ondan ibaretti.

Ta ki aniden artık öyle olmayana dek…

Şimdi eskiden olduğum kişinin kabuğundan ibarettim. Devam edemeyeceğim kadar bulanık bir yoldaydım ve hiçbir çıkış yolu göremiyordum.

Çünkü yoktu.

İlk aşkın sonsuza dek süreceği söylenirdi.
Ben de tam olarak bundan korkuyordum.
***

Kitabın içeriğini spoiler vermeden nasıl özetleyebilirim, bilmiyorum. Öncelikle gözümde On Üç'ü Bağlamak gibi dramatik ama tatlı bir kitap canlanmıştı bu kitabı gördüğümde. O beklentiyle almıştım.

Fakat o tarz bir kitap değil. Arianna, tatillerini yazlıkta geçiren ve harika arkadaş grubuna sahip bir kız (18). Yıllardır gönlünü kaptırdığı Chase ise bu arkadaş grubunun bir parçası. Arianna, duygularını anlamlandırmaya çalışırken ansızın Noah Riley ile karşılaşır. Duyguları da yaşantısı da altüst olur.

Sanırım başardım özet konusunda. Anlatımımı anlamsız bulduysanız korkmayın, okurken de öyleydi. Normalde pek haz etmem ama evet, bir aşk üçgeni var. Seviyorsanız bu kitaba bir şans verebilirsiniz. Sevip sevmediğinizi bilmiyorsanız pas geçebilirsiniz, zira okurken sinir krizi geçiriyorsunuz.

Arianna, 18 yaşında lise son-üniversite öğrencisi. Kendisi tam ilgi meraklısı ve her şey benim etrafımda dönsün tarzında bir kız. Arkadaşlarının başına neler neler geliyor, kendisi ve herkes tamamen Arianna'nın derdinde (ÖZELLİKLE KİTABIN SONUNDA??). Tamam Arianna, sadece sen önemlisin.

Bu peynir-ekmek-çay üçlüsünün üyelerinden biri de Chase. Başlarda bayıldığım fakat bazı şeyleri hâlâ anlamlandıramadığım, aklımın kaldığı o karakter. Ve son olarak Noah. 21 yaşında taptatlı bir çocuksun, neden böyle şeylerle uğraşıyorsun ve kendini bu konuma sokuyorsun, anlamıyorum.

Kitabı okurken hangimiz enayi bilemedim: herkese mavi boncuk dağıtan Arianna mı, oltaya takılan Chase ve Noah mı yoksa hâlâ okumaya devam eden ben mi...

Okuyup beğenenlerinden özür diliyorum fakat sabrınıza hayranım. Sonuna gelene kadar çok fazla pes etme raddesine geldim, bitirene kadar neler çektim. Sonu belki güzeldir diye diye ümitlere sığındım. Yok. O da ayrı bir olay. Açıkçası Goodreads'te nasıl 4,3/5 aldığını merak ediyorum.

Karakterlerini ayrı ayrı sevdim fakat bir arada hayır (Arianna tamamen -). Olaylar çok sinir bozucuydu, kurgusunu beğenemedim.

+18 yerler bulunuyor.


"Özür dilerim, çok konuşup saçmaladım."
"Hayır, sesinin tınısı hoşuma gidiyor."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: Say You Swear
Yazar: Meagan Brandy
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Meltem Uzun
Sayfa Sayısı: 608

Serinin Kitapları:
1.) Bana Söz Ver
2.) Promise Me Not

3 Ekim 2024 Perşembe

Unutulan Çiçekler (Gökçen #1) - Kitap Yorumu

 

***
Babaları asker olduğu için aynı lojmanda büyümüş Murathan ve Gökçen’in kendilerine kurdukları dünyada başka kimseye yer yoktu. Burada sadece Pamuk ve Kepçük vardı. Bir anda aldıkları acı bir haberle kurdukları bu dünya yerle bir olurken kendilerini hiç bilmedikleri hayatlarda bulmaları o an için her şeyin sonu gibi görünüyordu.

Aradan geçen yirmi yılın sonunda aynı şehirde Gökçen, doktor; Murathan ise özel kuvvetler askeri olmuştu. Karşılaştıkları an aslında hiçbir şeyin mazide yitip gitmediğini anlayacaklardı. Anılar, pençelerini toprağa en şiddetli şekilde geçirerek gömüldükleri yerden çıkmak için çırpınıyordu.

Mazi soğuk, kalpler ise hâlâ sıcaktı.

Murathan ve Gökçen için artık sadece iki seçenek vardı:
Ya kaderleri yeniden yazılacak ya da geçmiş gömüldüğü yerde yok olmaya devam edecekti.
***

Kaç aydır başlayacağım deyip ertelediğim asker kurgusu listeme başlamış bulundum. Bu seriye spoiler yemeden başladığım için kendimi tebrik etmek istiyorum. Zaten Cam Şato 1 Gökçen 2.

Muhtemelen hepiniz benden daha çok hakimsinizdir ama belki kıyıda köşede okumayan (ve spoiler yemeyen) arkadaşım kaldıysa Gökçen ve Murathan çocukluk arkadaşı. Birbirleriyle büyümüş tatlı 2 asker çocuğu. Yaşadıkları acı bir olay ile aralarındaki bağ kopuyor ve 20 yılın ardından tekrar bir araya geliyorlar.

Loresimacığım, Murathan ne kadar harika bir adam olmuş!!!!!! Bu kadar beklemiyordum doğrusu ayyy. Kendisi büyüyünce babasının izinden gidip asker olmuş. Bayıldım. Bu karizma, bu hava çok fazla... Çocukluğu Gökçen ise bir doktor. Tatlı ve enerjisi pozitif biri. Onda en sevdiğim şey bu oldu. Bu ikili arasındaki iletişim o kadar tatlı ki. Hissettirdiklerine, aralarındaki duyguya kalbimi bıraktım. Murathan'ı yiyeceğim. 10/10.

Diğer karakterleri de çok sevdim. Gökçen'in arkadaşları ve özellikle Murathan'ın ekibi inanılmazdı. Okurken çok keyif aldım. Zaten su gibi aktı, hemen bitti. Genel olarak çok güldüm. Sadece bazı yerlerde (belki yaşımdandır belki de zamanında bu tarz esprileri çok yaptığımdandır) Gökçen'in esprileri biraz baydı. 5 sene önceki ben okuyor olsaydım delirirdim :')

Bunun dışında Gökçen, yavrucuğum, kitabın sonunda yaptığın şey şaka mı... kudurttun beni...


"Nasıl tanıdın ki hemen beni?"
"Gözlerinden."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Yazar: Loresima
Yayınevi: Ephesus
Sayfa Sayısı: 528

Serinin Kitapları:
1.) Unutulan Çiçekler
2.) Geride Kalanlar
3.) Güz Yağmurları

Adeline’ın Peşinde (Kedi ve Fare #1) - Kitap Yorumu

*** MANİPÜLATÖR Bana izin veren herkesin duygularını manipüle edebilirim. Canını yakar, seni ağlatır, gülmene ve iç çekmene sebep olurum. Am...