***
Rusya’da 19. yüzyılın ortalarında toprak köleliği kaldırılmış, burjuvazi yükselişe geçmiştir.
Vişne Bahçesi ülkede değişen toplumsal, politik ve ekonomik düzenin gerçekliğiyle yüzleşemeyen aristokrat bir ailenin dokunaklı portresidir.
İçinde büyük bir vişne bahçesinin bulunduğu aile çiftliğinin borçlar nedeniyle satılması söz konusudur.
Çiftlik sahiplerinin çocukluk anılarıyla birlikte, vişne bahçeleri de geçmişte kalmıştır artık. Yeni düzen karşısında kararlı davranıp mülklerini ellerinde tutmaktan acizdirler.
***
Vişne Bahçesi, Çehov'un ilk kez 1904 tarihinde sahnelendiği oyunudur. Üzerinden ortalama 114 sene geçmesine rağmen dili ağır değildi. Çevirmen Ataol Behramoğlu, müthiş bir iş çıkarmış.
Tiyatral metinleri okumayı seviyorum. Fakat metinleri okumaya başlayınca karakterlere alışana kadar kimin kim olduğuna bakıp durmak biraz canımı sıkıyor...
Açık konuşmak gerekirse böyle metinleri neye göre yorumlamak gerektiği hakkında kesin bir fikrim yok, kafam allak bullak. Sadece hissettirdiği duyguları ve özgün düşüncelerimi paylaşacağım.
Yazıldığı dönemin o havasını metni okurken hissettim. Hatta bir ara buram buram çiçek kokuları bile geldi.
Üzüldüğüm karakterler oldu, sinirlendiğim karakterler oldu ki özellikle Firs adlı karaktere davranışlarından ötürü bazı karakterlere sinirlendim. Gerçekten!
Bazı olayların bir sonuca bağlanmasını istedim bir de okurken. Ama bağlanmadı, yapacak bir şey yok.
Neyse.
Tiyatrosunu izlemedim. İtiraf edeyim... İzleyecektim de biraz uzun geldi.
Bunun dışında güzel bir alt mesaj barındırıyordu.
Uzun soluklu romanlardan sonra bu tip kitapları araya sıkıştırma fikri cazip gelmeye başladı.
Bu yorumda biraz atarlı ve huysuz muydum, ne?!
Söyleyeceklerim bu kadar, sanırım.
Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!
" Gülünç bir şey göremiyorum ben... Oyunu değil de kendinizi seyretseniz daha iyi olur. Ne kadar renksiz bir yaşamı var hepinizin, ne kadar çok boş laf ediyorsunuz. "
Verdiğim Puan: 5/5
Özgün Adı: Vişneviy Sad
Yazar: Anton Pavloviç Çehov
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviren: Ataol Behramoğlu
Sayfa Sayısı: 104
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder