Translate

28 Mayıs 2024 Salı

Çarpık Oyunlar (Twisted #2) - Kitap Yorumu

 

***
Görkemli, iradeli ve görevine zincirlerle bağlı Prenses Bridget, dilediği gibi yaşama ve âşık olma özgürlüğünün hayalini kuruyordu.

Ne yazık ki abisi bir anda tahttan çekildiğinde, sevgisiz ama politik olarak uygun bir evliliğin olasılığıyla ve hiç istemediği bir tahtla karşı karşıya kalmıştı.

Yeni rolünün çetrefilli ve ihanetlerle dolu yolunda ilerlerken, asla sahip olamayacağı bir adama karşı duyduğu arzuyu da gizlemesi gerekiyordu.

Korumasına.
Onun koruyucusuna.
Onun nihai çöküşüne.
***

Serinin ilk kitabı olan Çarpık Aşk'ta Alex'e sinirlendikten sonra seriye Çarpık Oyunlar ile devam ediyoruz. Bu kitapta 4'lü arkadaş grubundan Prenses Bridget'ın aşk hayatı anlatılıyor.

RHYS VE BRIDGET O KADAR TATLIYDI Kİ!

Zaten koruma ve prenses ilişkisi olması başlı başına bayıldığım bir olay oldu. Üzerine Rhys'i okumak... Bu çocuk çok tatlıydı. Düşünceleri, yaptığı şeyler kalbimi çaldı. Xaden'da olduğu gibi gözüm arkada kalmadı, çok mutluyum. Kıyamam ya...

Kurgusunu da sevdim, klasik ilerlemedi. Fakat bazı yerlerde yıl geçişlerini hızlı buldum ve bazı yerleri de çok uzatılmış buldum. Yıl geçişlerinin hızlı olması biraz yapay geldi bana, yıl geçmiş gibi değildi de ertesi günden devam ediyormuşuz gibiydi.

Bunun dışında ekstradan katılan karakterleri de başarılı buldum. Alex'i görünce duygulanacağım aklıma gelmezdi, ya Alex sen var ya beni sinir ediyorsun ama çok komiksin dkfndgdfghds

+18 bir kitap. Bu da rahatsız olduğum son konu. Birkaç yerde olaylar o kadar tatlı ilerledi ki hemen cinselliğe bağlanması beni bir tık üzdü, bir şeyler yavaştan alınsaydı daha da tatlı olurdu. Öyle olsaydı kalbimi daha çok çalardı.


"Bay Larsen."
"Evet?"
"Buraya gelin."
"Bana emir mi veriyorsunuz?"
"Belki de. Başım belada ve yardımınıza ihtiyacım var."
"Başın belada değil. Bela olan sensin."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Twisted Games
Yazar: Ana Huang
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Beyza Bozsu
Sayfa Sayısı: 480

Serinin Kitapları:
1.) Çarpık Aşk
2.) Çarpık Oyunlar
3.) Çarpık Nefret
4.) Çarpık Yalanlar

25 Mayıs 2024 Cumartesi

Demir Alev (The Empyrean #2) - Kitap Yorumu

 

***
Herkes Violet Sorrengail’in Basgiath Savaş Akademisi’ndeki ilk yılında ölmesini bekliyordu; buna Violet da dâhil. Ancak Harman, iradesi zayıf, değersiz ve şanssız öğrencileri ayıklama amacıyla yapılan imkânsız sınavların sadece ilkiydi.

Asıl eğitim şimdi başlıyordu ve Violet bu eğitimlerden nasıl geçeceğini merak ediyordu. Mesele bu eğitimlerin sadece zor ve acımasız olmaları, hatta binicilerin acı eşiğini sağlamlaştırmak için tasarlanmış olmaları da değildi. Mesele, Violet’a ne kadar güçsüz olduğunu hatırlatmayı şahsi görevi hâline getiren ve onu sevdiği adama ihanet etmeye zorlayan yeni komutan yardımcısıydı.

Violet’ın bedeni diğer öğrencilere göre daha zayıf ve kırılgan olabilirdi ama zekâsı ve demir gibi bir iradesi vardı. Önderler Basgiath’ın ona öğrettiği en önemli dersi Ejderha binicileri kendi kurallarını kendileri koyardı.

Ama bu yıl hayatta kalmak için, yalnızca kararlı olmak yetmeyecekti.

Çünkü Violet, Basgiath Savaş Akademisi’nin yüzyıllardır saklanan sırlarını öğrenmişti ve sonunda onları hiçbir şey kurtaramayabilirdi. Ejderha ateşi bile.
***

Serinin ikinci kitabında Violet Sorrengail, Basgiath Savaş Akademisi’ndeki ilk yılını başarıyla tamamlamasının ardından ejderhalarıyla akademinin sırlarını keşfediyor. Tabii ki Xaden Riorson ile birlikte.

Aylardır beklediğim, uğruna delirdiğim, yayınevinin ısrarlarımdan beni engellemediğine şaşırdığım kitabı sonunda bitirdim. Şimdi kara kara Onyx Storm ne zaman çıkar, çıkmasına çıkar ama o zaman da ne zaman çevrilir diye düşünüyorum.

Kitaba başladığımda çok heyecanlıydım. Xaden'ı okumak için deliriyordum. Sonra sinirim çok bozuldu (bu kısma birazdan değineceğim). Sıkılarak ortalarına kadar okudum. Ortalarında bir yerde kitabın patlama noktası oldu, ondan sonra olaylar değişti. Mutlu oldum ama daha çok kızdım, özellikle Violet'e.

Zaten Violet bu kitapta şaka gibiydi. Kitabın %75'inde ya tutun kollarımdan düşmeyeyim modundaydı ya da sürekli güvensizlik içindeydi. Noluyor Violet, kendine gel. O kadar uyuz oldum ki ona! Bu kız hakkında daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.

Xaden'ı konuşmak istiyorum. Bu çocuk var ya, o kadar tatlı ki... Yani okuduysanız veya okuduğunuzda göreceksiniz bu çocuğa çok haksızlık yapılıyor, her şeyin en güzeli hak ediyor. O sert görüntüsünün altında o kadar düşünceli, ince ruhlu biri var ki... Sana bayılıyorum Xaden, onlar seni anlamıyor.

Xadencığım ve ismini bile telaffuz etmek istemediğim kadın şahıs dışında bu kitaba çok fazla karakter dahil oluyor. Alışmak biraz zor oldu ama karakter fazlalığını sevdiğimden hoşuma gitti.

Bunun dışında genel olarak kurgusuna değinmek istiyorum. Çok fazla olay oluyor, sürekli koşuşturma içinde ilerliyor. Bu sebeple okurken sıkmadı ve sürekli okuyasım geldi. FAKAT zurnanın zırt dediği yere gelecek olursam ben tutku kısmını çok az buldum. İlk kitapta Xaden ile Violet arasındaki çekime bayılmıştım. Bu kitapta onu bulamadım ve inanılmaz üzüldüm. Yazar sanki oturup tamamen olay yazmaya odaklanıp yazmış gibiydi. Aşk olsun yani Rebecca... İnsan bir tatlı detaylara da yer verir... Bu benim için çok büyük bir eksiklikti ve bunu yok sayamıyorum, kitabın o sonunu okusam bile.

Yani bir de bu konu var. Son 100 sayfa için lütfen kendinizi hazırlayın, benim ağzımdan girdi burnumdan çıktı. Duygusal biri olmadığım halde o kadar etkilendim ki... Salya sümük ağlayasım geldi, şaşkınlıktan ağzım açık kaldı, gurur duydum ve bittiği için sinirlendim. Duygudan duyguya sürüklendim. Çok şey açıklığa kavuştu, yeni yeni şeyler öğrendik, entrikalar gördük.

Son olarak ejderhaların diyaloglarına ve esprilere bayıldım. Kitabı Tairn ve Andarna taşıdı resmen, çok tatlıydılar.

Rebeccacığım son olarak Onyx Storm'da daha fazla romantizm bekliyorum, iyi geceler.

+18 yerler bulunuyor.


"Yoksa ne olur?"
"Yoksa sana aşık olmaktan vazgeçmek üzerine çalışmaya başlarım."
"O konuda iyi şanslar. Ben beş ay boyunca denedim. Senin için nasıl sonuçlandığını bana haber verirsin."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Iron Flame
Yazar: Rebecca Yarros
Yayınevi: Olimpos
Çeviren: Elif Dinçer
Sayfa Sayısı: 944

Serinin Kitapları:
1.) Dördüncü Kanat
2.) Demir Alev
3.) Oniks Fırtına

24 Mayıs 2024 Cuma

Mah ve Şer (Lahza #1) - Kitap Yorumu

 

***
"Mah Ay Demek, Gökteki Kamer Demek, Güzellik Demek, Sen Demek...”

Zaman bir lahzadan ibaretti. Mah ve Şer ise o zamanın içine sıkışmış bir bütünün parçasıydı. Zamansız bir anda Ay gecenin koynunda dalgalanırken her şey tersine döndü. Mah silindi geceden. Şer ise onlar için zamanı ikiye böldü. O en karanlık gecede bir günah işlendi ve o günahın izleri geceyle birlikte geçmişi de silip geleceklerine kazındı. Artık gün doğduğunda karanlık yalnızca mahşerden ibaretti.
***

Mahru ve Çakır çocukluk arkadaşı. Birbirlerini seviyorlar ve bu birlikteliği resmiyete dökmek adına evlenme kararı alıyorlar. Düğüne kısa bir zaman kala Çakır bir cinayet işliyor ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmuyor...

Türk yazarlara bir yerden başlayıp kurgularını keşfetmeyi çok istiyordum, ama bir türlü cesaret edip alamadım. Sonra bir baktım kii benim tatlı arkadaşlarım ortak okuma yaparız dedi, ben de hemen kaptım. Uzuuuun bir zaman sonra okuduğum ilk Türk eseri oldu kendisi.

Başlangıçta yazarın tarzına alışmakta biraz zorlandım, birkaç bölüm sonra alıştım. Yazarın kalemi güzeldi. Kitaba daha başlar başlamaz kime güvenip kime güvenemeyeceğime karar veremedim, korka korka ilerledim (travmalar), bu süreçte de kendi içimde çok eğlendim.

Kitabın ortamına bayıldım, mahalle havası içermesi benim için gerçeğe dönüş gibi oldu. Yabancı yazarlara arada bir böyle ara verilmesi güzel oluyormuş, onu fark ettim. Biraz da içimizdeki mahalleye dalmak, farklı bakış açılarını görmek, dostluklara tanıklık etmek, mafya ortamı okumak çok keyifliydi. Kitapta en sevdiğim şey mahalle ortamı olmasıydı.

Karakterleri de sevdim. Çakır, biraz takıntı derecesindeydi sanki ama birkaç davranışı vardı... o kadar tatlıydı ki... Mahru da tam bir Türk kızı ya, tripleri falan. Bazı karakterlere başlarda çok gıcık oldum (Turan), sonlara doğru onu da sevdim. Hepsi ayrı ayrı güzeldi.

Kurgu yönünden ise biraz durağandı. Daha çok duygulara yönelik bir kitap gibi geldi bana. Genel olarak melankolik bir hava vardı. Haber bile izleyemeyen biri olarak drama katlanamadığımdan bazı yerleri geçmek durumunda kaldım. Bu sebeple bitirmem biraz da uzun sürmüş olabilir.

Yine de güzel bir maceraydı. Gülüp eğlendiğim, kalbimin pır pır olduğu bir kitap oldu. Sonra o sonu... SONU ÇOK FENAYDI.

Dram yönünden dolayı sanırım seriye üzülerek devam edemeyeceğim. Buna güvenerek spoilerlarımı da aldım, eyvahlar olsun, neler neler oluyormuş...

Ben yapamadım ama eğer dram kaldırabiliyorsanız bu üçlemeye bir bakın, sevebilirsiniz.


"O köpekler beni parçalamadan ben seni parçalayacağım, biliyorsun değil mi?"
"Benim tüm parçalarım sende zaten. Ama dahası da dersen... Sen yeter ki kal, ben senin yanında yok olayım."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!


Verdiğim puan: 4/5

Yazar: Hümeyra
Yayınevi: Dokuz Yayınları
Sayfa Sayısı: 464

Serinin Kitapları:
1.) Mah ve Şer
2.) Har ve Kül
3.) Gece Ve Şafak

19 Mayıs 2024 Pazar

İndigo Dağı (Edens Serisi #1) - Kitap Yorumu

 

***
Winslow Covington hayata, özgürlüğe ve kanunların üstünlüğüne inanırdı. Quincy, Montana’nın yeni polis şefi olarak kendini topluma kanıtlamaya ve bu pozisyonu belediye başkanı olan büyükbabasının sayesinde almadığını kanıtlamaya kararlıydı.

İhtiyar’a göre tek yapması gereken Edenların onayını almaktı. Kasabanın kurucu ailesinin güvenini kazanmak kolay olabilirdi… Eğer ailenin en büyük oğlu ile bir kaçamak yaşamamış olsaydı. Winslow’un savunması; kasabadaki ilk gecesi olmasıydı. Bu yüzden o sert ve çekici adamın Quincy Kraliyeti’nden olduğunu fark etmemişti. Griffin Eden çekilmez ve kibirli bir adamdı. Ayrıca herkese de Winslow’un bir yabancı olduğunu hatırlatıp duruyordu.

Winslow, Griffin’den uzak durmak için elinden geleni yapsa da Eden arazisinde ölü bir kadın bulunduğunda ikisinin yolları bir kez daha kesişmek zorunda kalmıştı.

Katile dair ipuçları kasabanın sakinlerini gösterdiğinde Griffin, Winslow’un sandığından fazlası olduğunu fark etti. Güzel, zeki ve karşı konulması zordu. Hem Griffin hem katil için.
***

Winslow Covington, polis şefi olarak Quincy Kasabası'nda işe başlamayı seçer. Kendini kanıtlamak için kasabanın kurucu ailesi olan Edenların onayını kolayca alacağından da emin, taa ki ailenin en büyük oğlu ile kaçamak yaşadığını fark edene kadar...

Bu kitaba çok büyük beklentilerle başladım. Hem cinayet çözüp hem de romantik ilişki okuma düşüncesi beni çok heyecanlandırmıştı. Özellikle Winslow'un kadın polis ve Griffin'in çiftliği olması fikri çok iyiydi.

Cinayet tarafıyla bayılmasam da beğendiğim bir kurgu oldu. Katili tahmin edemedim.

Romantik açıdan ise beni biraz üzdü. Griffin'in başlarda her şeyi cinselliğe bağlaması çok rahatsız etti. Bu sebeple ısınamadım. İlerleyen olaylarda bu her ne kadar düzelmiş olsa da bir şeyler benim için yerine oturmadı, ilişkilerini sanki kesik kesik okuduk ve birden ilerledi. Detayları biraz eksik buldum.

Yine de güzel bir tecrübeydi, süründür-ilişki yaşa-ayrıl ve kıymetini bil-ilişkiye geri dön döngüsünden farklı bir romantik kurgu okumak güzeldi. Ama çok fazla polisiye okuyan biriyseniz beklentiniz yüksek olmasın. Biraz gizem çözeyim, romantiği de artı olsun diyorsanız bir deneyebilirsiniz. 

+18 yerler bulunuyor.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!


Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Indigo Ridge
Yazar: Devney Perry
Yayınevi: Ren Kitap
Çeviren: Meryem Çelikten Çağlar
Sayfa Sayısı: 336

Serinin Kitapları:
1.) İndigo Dağı
2.) Juniper Tepesi
3.) Garnet Ovası
4.) Jasper Vadisi
5.) Crimson Nehri
6.) Sable Zirvesi

15 Mayıs 2024 Çarşamba

İspanyol Aşk Aldatmacası (İspanyol Aşk Aldatmacası #1) - Kitap Yorumu


***
Catalina Martín’in acilen ablasının düğününe birlikte gideceği birine ihtiyacı vardı. Kalbini paramparça eden eski sevgilisinin nişan haberini aldıktan sonra İspanya’ya yalnız dönemezdi. Amerikalı bir erkek arkadaşı olduğuna dair söylediği küçük yalan da kontrolden çıkmaya başlamıştı.

Onunla Atlantik Okyanusu’nu aşıp aldatmacasına ortak olacak birini bulmak için tam dört haftası vardı. Kalabalık, gürültücü ailesini kandırmak ise hiç kolay iş değildi. Ancak insanların ona acıyan bakışlarından kurtulacağı anlamına geliyorsa her şeyi yapardı.

Yani, neredeyse her şeyi… Uzun boylu, yakışıklı, herkese tepeden bakan iş arkadaşı Aaron Blackford’un yardım teklifini kabul etmesi imkânsızdı. Sonuçta Catalina hayatında hiç bu kadar sinir bozucu, küstah ve katlanılmaz bir adamla karşılaşmamıştı.

Ama ailesinin heyecanı onu köşeye sıkıştırmıştı ve Aaron en iyi değilse bile tek seçeneğiydi. Seyahatleri ilişkilerini yeni bir boyuta taşırken, aralarındaki yanlış anlaşılmalar ortaya dökülecek ve Catalina adamın belki de sandığı kadar korkunç biri olmadığını fark edecekti.
***

Benim romantik anlayışım 4 kitap: Başka Dilde Aşk, Aşk Hipotezi, Sevgili Aaron ve İspanyol Aşk Aldatmacası. Tabii ki durup düşündüğümde sevdiğim romantik sayısı fazla fakat bu kitapların bende yerleri, hissettirdikleri çok ayrı :')

Catalina'nın ablası evlenecektir. Ablasının İspanya'daki düğününe tek başına katılmak istemez, özellikle eski sevgilisinin nişan haberini aldıktan sonra. Catalina bu doğrultuda kendisine bir partner bulmaya çalışır. Bu partnerin sinir bozucu, küstah, yakışıklı iş arkadaşı Aaron olması dışında her şey normaldir.

Bu kitap aslında iki kitaplık bir serinin ilk kitabı. Ben seriye ikinci kitap ile (Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi) başladım. Onu çok sevince biri de okumak istedim. Bana sorarsanız okumadıysanız İspanyol Aşk Aldatmacası'ndan başlayın, ilişki hayatlarını tek tek işleyerek sürece dahil olmak isterseniz. İkinci kitapta Catalina'nın en yakın arkadaşı Rosie anlatılıyor.

Kurgu olarak klasik bir kurguda, fakat esprili İspanyolca diyaloglar ve bütünüyle Aaron'ın oluşu bayılma sebebim oldu. Aaron, bu dünyadaki bütün harikaların bir araya gelmiş hali gibi. Düşünce tarzı, amaçları, kişiliği o kadar tatlıydı ki :') Ben çok beğendim.

Catalina çok tatlı bir karakter. Sadece biraz fazla düşünüyor, düşüncelerini okurken boğuldum. Aaron'dan bahsetmeme gerek yok sanırım. Diğer karakterlere de bayıldım. Kitabın ortamı çok güzeldi.

Bunlar dışında +18 olaylar içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümesi gerektiğini düşünüyorum.


"Sana nasıl hitap etmemi istersin?"
"Sanırım İspanyolca olması mantıklı olur. Bollito?"
"Bollito mu?"
"Küçük çörek."
"Hayır. Ne anlama geldiğini bilmeden İspanyolca bir şey seçmene izin veremem."
"Conejito? Küçük tavşan demek."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Spanish Love Deception
Yazar: Elena Armas
Yayınevi: Yabancı
Çeviren: Burcu Karatepe
Sayfa Sayısı: 488

Serinin Kitapları:
1.) İspanyol Aşk Aldatmacası
2.) Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi

11 Mayıs 2024 Cumartesi

Yılan ve Gecenin Kanatları (Nyaxia'nın Taçları #1) - Kitap Yorumu

 

***
Gecedoğan vampir kralının evlatlık insan kızı Oraya, onu öldürmek için tasarlanmış bir dünyadaki yerini zorla kazanmak zorundaydı. Avdan daha fazlası olmak için tek şansı, bizzat ölüm tanrıçasının düzenlediği efsanevi bir turnuva olan Kejari'ye katılmaktı.

Ancak üç vampir hanesinin en acımasız savaşçıları arasındayken kazanmak kolay değildi. Oraya, hayatta kalabilmek için gizemli bir rakiple ittifak yapmak zorunda kalmıştı.

Raihn acımasız bir vampir ve becerikli bir katildi, ayrıca Oraya'nın babasının tahtının düşmanıydı. Fakat Oraya'yı en çok korkutan şey, adama tuhaf bir şekilde kapıldığını hissetmesiydi.

Ama Kejari'de merhamete yer yoktu. Gece Hanesi için yaklaşan savaş, Oraya'nın evine dair bildiğini sandığı her şeyi yerle bir ediyordu. Raihn onu herkesten daha iyi anlıyor olsa bile, hiçbir şeyin aşktan daha ölümcül olmadığı bir krallıkta aralarında filizlenen duygular Oraya'nın sonu olabilirdi.
***

Bu kitabın çevrilmesini o kadar heyecanla bekledim ki, çıkar çıkmaz alıp okudum. İyi mi oldu yoksa kötü mü oldu, emin değilim, şimdi nasıl 2'yi bekleyeceğim...

Vampir kralın evlatlık insan kızı Oraya, birkaç sebepten ötürü kendini vampirlerle ezeli bir yarışa gireceği Kejari adındaki turnuvaya katılırken buluyor. Oraya, bu yolda hayatta kalabilmek için her yolu deniyor: Babasının en büyük düşmanlarından biri olan acımasız vampir Raihn ile ittifak yapmak da dahil.

Vampirlere bayılıyorum. Gece Avcısı Serisi'ne devam etmeye kıyamadığımdan vampir serisi arayışındaydım. Yaralarımı sardı. O kadar güzeldi ki!

Kurgusal açıdan Açlık Oyunları ve Kan ve Kül Serisi'ne benzettim. Okurken çok keyif aldım. Bu iki seriye zaten bayıldığımdan birleşimlerini okumak çok çok güzel oldu. Kurgusunu çok beğendim. Ağır da değildi, çok kolay okunuyor. Aksiyonu da çok iyiydi. Sürekli bir şeyler oldu, elimden bırakamadım ve al işte bir günde bitti.... Ve öyle bir yerde bitti ki ağla kalbim, 2 ne zaman çıkıyor...

Raihn Ashraj. Kalbimi çaldın vicdansız. Hem vampir olup hem de bu kadar tatlı olmayı nasıl başardın zalimin oğlu...

Şimdi bu kadar BAYILMAMIN yanında öncelikle Carissacığım, Raihn'i tekrardan çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Oraya'yı da sevdim. Birkaç karakteri daha sevdim ama keşke geriye kalan diğer karakterleri de daha detaylı işleseydik. Bunun dışında yavaş gelişen bir aşk var. E o kadar beklemişken  biraz daha fazla ateşli sahne olmasını da isterdim. Bu kitap var ya bunu hak ediyordu... Serinin ilk kitabı olduğundan belki çok da yüklenmek istememiştir diye düşünmek istiyorum. Ama bir tık ya, minicik bir tık...

Açlık Oyunları türevi içeren bir kurgu arıyorsanız ve vampirleri seviyorsanız ve düşmandan aşka seviyorsanız seversiniz, çok sürükleyiciydi ve ÇOK güzeldi.


"Bırak geçeyim."
"Yoksa ne olur?"
"Yoksa seni tekrar bıçaklarım."
"Ne kadar yukarıdan?"


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: The Serpent and the Wings of Night
Yazar: Carissa Broadbent
Yayınevi: Martı
Çeviren: İdil Berfin Akın
Sayfa Sayısı: 512

Serinin Kitapları:
1.) Yılan ve Gecenin Kanatları
1.5) Yanan Altı Gül
2.) Küller ve Yıldızların Lanetlediği Kral
3.) The Songbird & the Heart of Stone
4.) The Fallen & the Kiss of Dusk

7 Mayıs 2024 Salı

Çaresiz (Chestnut Springs #3) - Kitap Yorumu

 

***
Hayranlarına göre Jasper Gervais, hem yakışıklı hem de yetenekli bir hokey oyuncusudur. Hep nazik ama çokça gizemli... Çocukluk arkadaşı Sloane içinse o her zaman hüzünlü gözleri ve altın kalbiyle ilk aşkı olarak kalacaktır.

Şehrin en iyi bale ekibinde başbalerin olan Sloane Winthrop, son derece varlıklı bir ailenin tek vârisidir. Bu nedenle babasının gelecek planlarının odağındadır. Bu planların bir basamağı olan düğün gününde hayatı altüst olduğunda Jasper’ın gelip onu kurtarması, yani düğününden kaçırması sürpriz olmaz. Fakat Jasper, sert kış koşullarında yaptıkları yolculuğun süresi uzadıkça gerilir, sadece arkadaş rolü yapmak genç adam için gittikçe zorlaşır. Yıllar boyunca hep istediği, ancak sahip olacağını asla düşünmediği kadına bu kadar yakınken, geri çekilmek her zamankinden daha zordur. Jasper'ın geçmişinin acısını ve Sloane'un şimdiki zamanının gerçekliğini görmezden gelmek de öyle...
***

Serinin üçüncü kitabında yetenekli hokey oyuncusu Jasper ile onun çocukluk arkadaşı başbalerin Sloane'un hikayesini okuyoruz. Bu seriye bayılıyorum.

Arkadaştan aşka çok bayılmadığım ama sevdiğim bir olay. Jasper ile Sloane, o kadar tatlıydı ki! İkisi de böyle hafif utangaç ve cilveliydi, çok tatlıydılar dgdfghdfhf

İlk iki kitaptan farklı olarak bu kitapta kovboyculuktan biraz uzaklaştık, seriye güzel (sıkmadan) yön vermiş oldu. Okurken çiftlik ortamını özlediğimi fark ettim. Willa ve Cade sağ olsun aralarda o kadar güldürdüler ki açığı kapattılar, bayılıyorum bu ikiliye ya gfhgfdjghfj

Jasper, serinin başından beri gizemli tavırlarıyla dikkat çeken bir karakterdi. Bu kitapta da başlarda öyleydi. Bu onu benim gözümde tatlı yapıyordu. Sonra bir yerde bir kırılma oldu, Jasper açıldıkça açıldı dgdfghdds benim hayalimdeki Jasper bu değildi (belki de ihtiyacım olan), o kısımlardan pek hoşlanamasam da sonlara her şey doğru toparlandı.

Sonu... çok güzeldi...

ÇOK GÜZELDİ.

Serideki her karaktere ayrı bayılıyorum. ÖZELLİKLE HARVEY DFGJNDFHD (bu kitapta bir efsaneydin dostum). Elsie Silver'ın mizahı çok iyi.

+18 olaylar içeriyor.


"İnsanlarla konuşmaktan hoşlanmıyorum."
"Benimle konuşuyorsun."
"Sen insanlar değilsin."
"Ahahahah! Neyim o zaman?"
"Benim insanımsın."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Powerless
Yazar: Elsie Silver
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Yeşim Öksüzoğlu
Sayfa Sayısı: 416

Serinin Kitapları:
1.) Kusursuz
2.) Kalpsiz
3.) Çaresiz
4.) Pervasız
5.) Umutsuz

4 Mayıs 2024 Cumartesi

Finale (Caraval #3) - Kitap Yorumu

 

***
Bir deste kartın insanların kaderini değiştirmesinin, Legend'in tahtı ele geçirmesinin ve Tella’nın âşık olduğu gencin gerçekte var olmadığını keşfetmesinin üzerinden iki ay geçti.

Hayatların, imparatorlukların ve kalplerin arasında kalan Tella, Legend’a mı yoksa eski bir düşmanına mı güveneceğine karar verecek. Hayatını altüst eden bir sırrı ortaya çıkaran Scarlett’ın imkânsızı yapması gerekecek. Ve Legend onu sonsuza dek değiştirecek.

Caraval bitti ama belki de en büyük oyun başladı. Bu sefer seyirci yok, sadece kazananlar ve her şeyini kaybedecek olanlar var.
***

Sen mi bittin Caraval, ben mi bittim belli değil...

BAYILDIM! Serinin son kitabı bomba olaylar patlatıp şok ederek, maceradan maceraya koşturarak ve kalbimi çalarak ilerledi.

Scarlett ve Tella o kadar harika bir ikiliydi ki! Seri boyunca ikisinin de bakış açısıyla okumak çok güzeldi. İki ana karakter ve iki ilişki :') Ayrı ayrı ikisine de (dördüne de) bayılıyorum (belki Tella'ya biraz daha fazla).

Duygusal açıdan yine yorulduğum bir kitap oldu. O kadar güzel ki, okurken kendimi fazla kaptırdım. Ama kitapta öyle şeyler oluyor ki, bir de sanki olayları canlı yaşıyormuşsunuz gibi hissettiriyor, kaptırmamak elde değil. Belki Tella'dan bile fazla dertlendim dfgkdfhdh

Bana soracak olursanız serinin en iyi kitabıydı. Bazı yerleri keşke biraz daha detaylı okusaydık demiyor değilim, biraz havada bitti ama olsun, böyle tadında ve güzeldi. Çok duygulandım...

Ve her şey bir yana sen bir yana Legend. Kalbimi çaldın vicdansız.

Bu kadar beğenmemin yanında bir de aklıma takılan birkaç olay var, mesela neden oralardan ekmek çıkmamış diye düşünmüyor değilim (legendın kanatları, tellanın sırrı?). Yine de bayılarak okuduğum için buralardan puan kırmaya kıyamadım. Serinin bir de novellası çıkıyormuş, belki orada yer verilir.


"Bu gece bana sorunu sormayacak mısın?"
"Biliyor musun, bir gün sormaktan vazgeçip onu sana vermemeye karar verebilirim."
"Bu çok hoş olurdu. Sonunda güzel bir gece uykusu çekerdim."
"Seni ziyaret etmeyi bırakırsam beni özlersin."
"Öyleyse kendini gözünde çok büyütüyorsun."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Finale
Yazar: Stephanie Garber
Yayınevi: Dex
Çeviren: Esra Çetin
Sayfa Sayısı: 480

Serinin Kitapları:
1.) Caraval
2.) Legend
3.) Finale
3.5) Spectacular

2 Mayıs 2024 Perşembe

Çarpık Aşk (Twisted #1) - Kitap Yorumu

 

***
ALEX VOLKOV,
bir meleğin yüzüyle kutsanmış ve kaçamayacağı geçmişiyle lanetlenmiş bir şeytandı.
Peşini bırakmayan bir trajedinin şekillendirdiği hayatında, başarı ve intikam için yaptığı acımasızlıklar yüzünden gönül meselelerine çok az yer kalmıştı. Fakat en yakın arkadaşının kız kardeşiyle ilgilenmek zorunda kaldığında, göğsünde bir şeyler hissetmeye başladı:
Bir çatlak.
Bir sıcaklık.
Dünyasını yok edebilecek bir yangın.

AVA CHEN,
hatırlayamadığı çocukluğunun kâbuslarına hapsolmuş, özgür bir ruhtu. Silik geçmişine rağmen, dünyadaki güzellikleri görmekten asla vazgeçmedi. Arzulamaması gereken bir adamın, buzla kaplı dış görünüşünün altındaki kalbi de buna dahildi.
O, abisinin en yakın arkadaşıydı.
Komşusuydu.
Kurtarıcısı ve yıkılışıydı.
***

Arkadaşların ilişki hayatlarını tek tek işleyerek ilerlemek çok hoşuma giden bir olay. Bu seride de öyle ilerliyoruz. 4 yakın kız arkadaş ve onların ilişki hayatlarını okuyoruz. Sonunda başlayabildiğim için mutlu hissediyorum. 

Alex, başarı uğruna acımasızlıklar yapabilen bir adam. Ava ise cıvıl cıvıl çok tatlı bir kız. Alex, kendini Ava'yla ilgilenmek durumunda kalırken buluyor ve aralarındaki sıcaklıktan kaçmak için her şeyi yapıyorlar.

Yorumuma gelecek olursam... Alex'in Ava'ya birkaç yerde davranışını pek sevememem dışında çok tatlı iletişimleri vardı. Alex, biraz karanlık bir karakter. Sınırlarını zorlayarak kendini aşmaya çalışması çok tatlıydı. Şapşal çocuk.

Ava'nın da bakış açılarını ve aurasını çok sevdim. Arkadaş ortamı zaten şahaneydiiiiiiii.

Ama genel olarak sanırım o kadar çok bad boy okudum ki bana biraz klasik geldi. Bununla beraber sonlara doğru yaşanan şeyleri de biraz gereksiz buldum, bu kadar uzatılması gerekmiyordu bence.

Devamı için sabırsızlanıyorum. Rhys'e şimdiden bayıldım!

+18 olaylar içeriyor.
 
Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: Twisted Love
Yazar: Ana Huang
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Beyza Bozsu
Sayfa Sayısı: 480

Serinin Kitapları:
1.) Çarpık Aşk
2.) Çarpık Oyunlar
3.) Çarpık Nefret
4.) Çarpık Yalanlar

Adeline’ın Peşinde (Kedi ve Fare #1) - Kitap Yorumu

*** MANİPÜLATÖR Bana izin veren herkesin duygularını manipüle edebilirim. Canını yakar, seni ağlatır, gülmene ve iç çekmene sebep olurum. Am...