Translate

28 Haziran 2024 Cuma

Alevdeki Işık (Ten ve Ateş #2) - Kitap Yorumu

 

***
Onun zaafı ol.
Onu kendine âşık et.
İşini bitir.
Nyktos değil...

Sera’yı artık tek bir kişi kurtarabilir, o da hayatı boyunca öldürmeyi planladığı kişidir. Sera’nın planı ortaya çıktı, Nyktos’la aralarındaki güven sarsıldı. Artık kimse ona güvenmiyor, Sera’nın sahip olduğu tek şey vazifesi. Ancak Nyktos’un bir planı var ve birlikte çalışırlarken aralarındaki ateşli tutku işleri zorlaştırıyor. Tattıkları zevkin ve benzersiz şehvetin anıları sirenlerin karşı konulamaz çağrısı gibi.

Sera formalite gereği konsort olmaktan daha fazlasını istediğini fark ettiği zaman, tehlike daha da büyüyecek. Nyktos’un sevgisi olmadan Yükselişten sağ çıkması mümkün değil, ne var ki Nyktos sevmekten aciz. Zaman tükeniyor. Hem Sera hem de diyarlar için.
***

Öncelikle serinin okuma sırasını paylaşmak istiyorum:
1.) Kan ve Kül 1 (Kan ve Külden)
2.) Kan ve Kül 2 (Ten ve Ateş Krallığı)
3.) Kan ve Kül 3 (Yaldızlı Kemikler Tacı)
4.) Ten ve Ateş 1 (Kıvılcımdaki Gölge)
5.) Kan ve Kül 4 (İki Kraliçenin Savaşı)
6.) Ten ve Ateş 2 (Alevdeki Işık)
7.) Kan ve Kül 5 (yakında)
şimdilik bu kadar. Çevrildikçe güncelleme yaparım.

Bu seri Kan ve Kül Serisi'nin yan serisi. Ana seride Nyktos'ı ve yanındakileri görünce bu kadroya bayılmıştım. Kıvılcımdaki Gölge'ye başlamak için zamanın geçmesini ve o dünyayı özlemeyi bekledim, sonra tüm cesaretimi toplayıp başladım ve bundan neredeyse 2 ay önce bitirdim. Serinin 2. kitabını da yeni bitirdim :') 

Ana seride gördüğümüz Reaver ve Jadis'in küçüklüklerini bu seride okumak o kadar tatlı ki! Minik ejderhaları sanki ben yetiştirmişim gibi hissediyorum. Ve tabii ki Nektas...

Jennifer'ın oluşturduğu dünyalara ve karakterlere bayılıyorum. Şu dünyada Jennifer'ın karakterleri arasındaki çekimi okurken aldığımı keyfi başka yerde alamıyorum. Hastayım sana.

Kitaba başlarken çok mutluydum, sonunda okuyacağım için acayip heyecanlıydım. Bir yere kadar inanılmaz bayılarak okudum, bir yerden sonra biraz sıkılmış bulundum. Pek olaylı bir kitap değil... son 200'lere kadar. Son 200 sayfa ekstra güzeldi. Normalde 4 vermeyi düşünüyordum ama o son 200 sayfada 5'e çıkardım. Hele durun bir dakika o sonu? Yani kitapların sonunda insanı şoka sokma işini kim çıkardı?..

Bayıldım. Ağzım açık kaldı. Çok iyiydi. Yapıyorsun bacım bu işi.

Son olarak Nyktos'a çok kızmayın, onun kalbini yerim.

+18 yerler bulunuyor.


"Otuz altı."
"Ne?"
"Otuz altı çil. Tekrar saydım. Alışkanlık olmaya başladı. Ayrıca sırtında kaç tane olduğunu bilmediğim konusunda yalan söylemiş olabilirim. On iki."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A Light in the Flame
Yazar: Jennifer L. Armentrout
Yayınevi: Dex
Çeviren: Seyhan Dönmez
Sayfa Sayısı: 688

Serinin Kitapları:
1.) Kıvılcımdaki Gölge
2.) Alevdeki Işık
3.) A Fire in the Flesh
4.) Born of Blood and Ash

27 Haziran 2024 Perşembe

Theo'yu Seçmek (Clecanian #1) - Kitap Yorumu

 

***
Uzaylılar tarafından kaçırılmak Jade’in yaşayacağı sıkıntıların sadece başlangıcıydı. Clecanialı olarak bilinen uzaylı kurtarıcıların onu korumaya hevesli olmaları iyi bir şeydi ama tek bir şartları vardı: Jade bir sene boyunca onların gezegenlerinde kalmak ve kurallarına uymak zorundaydı; buna kendisine bir koca seçmesi de dahildi.

Yara izleri olan paralı asker Theo, bu zamana kadar yalnız bir hayat yaşamıştı. Bu yüzden Jade’in onu kocası olarak seçmesi serseme dönmesine neden olmuştu. Theo, yıllarca görmezden gelindikten sonra seçilebileceğini bir kez bile düşünmemişti, üstelik böyle düşünen sadece kendisi de değildi. Bunun tek bir açıklaması olduğunu düşünerek bu kıvrımlı, baştan çıkarıcı kadının bir ajan olduğuna inanmıştı. Theo, ne pahasına olursa olsun onun gerçek kimliğini ortaya çıkarmak konusunda kararlıydı.

Jade ve Theo, birlikte vakit geçirmek zorunda kaldıkça aralarındaki kimya inkâr edilemez bir hale gelmişti. Ancak ikisi de bu denklemin içine aşkı dahil etmeyi göze alamazdı, özellikle de Jade eve dönmeye bu kadar kararlıyken. Ne de olsa sonsuza dek burada kalamazdı… değil mi?
***

Buz Gezegeni Barbarları'ndan sonra bu kitabı okumak keyfime keyif kattı. Hastayım böyle kitaplara.

Bu kitapta Jade, uzaylılar tarafından kaçırılıyor. Bir karışıklık sonucunda paçasını bu yaratıklardan kurtaran Jade, yetkililerle konuştuğunda bazı kanunlar sebebiyle geriye dönmesi için bir yıl beklemesi gerektiğini öğreniyor. Alışmaya çalıştığı bu yeni gezegenin bir kuralı var: Evleneceği eşi, dişi seçiyor. Erkek bireyler küçüklüğünden beri harika bir eş olabilmek için okullara gidiyor ve eşinin uygun zaman geldiğinde onu seçmesini bekliyor. Jade'in en fazla ne kaybederim diye başladığı bu yolda gözüne yara izleri olan paralı asker Theo çarpıyor. Fakat Theo için Jade sade bir ajan!

Bu konu bana o kadar komik geldi ki! Yani bir erkek karakterin gerçekten donanımlı olması ve eşinin onu seçmesini beklemesi olayı çok tatlıydı (eheh). Bunun dışında Jade ile Theo arasındaki zıtlaşmalar kitabı benim için çok ayrı bir boyuta taşıdı. Aralarındaki çekime inanılmaz bayıldım.

Kitaba başlarken bazı şeyler biraz anlamsız geliyordu, ilerledikçe açıklığa kavuştu. Fakat kitabı bitirdiğimde nedense bir şeyler yerine oturmamış, tamamlanmamış gibi hissettim. Keşke bu kadar kısa olmasaydın da daha fazlasını okuyabilseydik fındıklı kurabiyem...

Yine de sıradanlıktan uzak olduğu için ve acayip keyif aldığım için çok beğendim. Tam rs kurtarıcısı. Kurgusunu ayrı sevdim (ilginçti) karakterleri ayrı sevdim (sonlara doğru biraz bozuşuyor gibiydik Jade ile ama anlaştık sayılır). Hepsi çok tatlıydı.

Şimdilik 7 kitaplık bir seri. Her kitapta başka bir karakter anlatılıyor, yani bunu aslında tek kitap gibi görebiliriz. Ama Pukkacığım, tek kitapla yetinemeyiz biliyorsun...

+18 yerler bulunuyor.


"Eğer seni koruyabilecek güçlü bir erkek istiyorsan o zaman yaralı ve çizikler içinde paslanmış bir zırh giyen birinin hayalini kurmalısın. Çünkü o şövalye dövüşmüş ve bundan sağ çıkmıştır."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Choosing Theo
Yazar: Victoria Aveline
Yayınevi: Pukka
Çeviren: Tuğba Oğmaç
Sayfa Sayısı: 336

Serinin Kitapları:
1.) Theo'yu Seçmek
2.) Luka'yı Bulmak
3.) Saving Verakko
4.) Tempting Auzed
5.) Using Fejo
6.) Resisting Maxu
7.) Ruling Sikthand

24 Haziran 2024 Pazartesi

Suikastçının Hançeri (Cam Şato #0.5) - Kitap Yorumu

 

***

Celaena Sardothien, Adarlan Krallığı’nın en korkulan suikastçısıdır. Güçlü ve acımasız Suikastçılar Loncası için çalışmasına rağmen başına buyruktur ve güvendiği tek kişi bir kiralık katil olan arkadaşı Sam’dir.

Celaena’nın entrikacı ustası Arobynn Hamel, onu uzak adalardan düşman çöllerine götüren görevlere gönderdiğinde Celaena kendini onun isteklerinden bağımsız hareket ederken ve ustasına olan bağlılığını sorgularken bulur. Yol boyunca hem dost hem de düşman edinir ve Sam için arkadaşlıktan çok daha fazlasını hissettiğini keşfeder. Ancak Arobynn’in emirlerine uymayan Celaena korkunç bir ceza alma riskiyle karşı karşıya kalır. Sadece kendininkini değil, Sam’in hayatını da tehlikeye atmıştır.

Artık Arobynn’in pençelerinden kurtulmayı umuyorlarsa her şeyi göze almak zorunda kalacaklar ve başarısız olurlarsa sadece özgürlük şanslarını değil, hayatlarını da kaybedeceklerdir...

***

Bu kitap, korkulan suikastçı Celaena Sardothien'in Cam Şato'ya gelmeden önceki yaşantısını ve olayları anlatıyor.

Serinin 0.5. kitabı olarak geçiyor. Seriye başlamadan önce de okunabilir, 3. kitap niyetine (Cam Şato ve Karanlık Taç'tan sonra) de okunabilir. Bana sorarsanız bence ikinci seçenek daha iyi.

İlk iki kitapta Celaena'yı okuyup bazı olaylara ve durumlara tanık olduktan sonra bu kitabı okuyunca bazı şeylere çok şaşırdım ve çok duygusal geldi. Duygusal demek az kalır, MAHVOLDUM. Önce bu kitabı okuyup seriye başlasaydım bu kadar şaşırmazdım (ama yine de MAHVOLURDUM) gibime geliyor. Tabii ki kişisel tercih, iki şekilde de okunabilir.

3. kitap olarak okumanın negatif yanları da var. Mesela, ikinci kitap o kadar iyi bir yerde bitti ki üçüncü kitabı okumak için can atıyordum ve bu kitabı araya koyduğum için biraz üzüldüm. Sanırım bu sebeple okurken ilk başta biraz sıkıldım. Ama sonra güzel ilerledi.

İlk iki kitapta Celaena'yı gördükten sonra bu kitapta ona çok üzüldüm. Kıyamam ya, ne kadar cıvıl cıvılmış...

İçimi dağlayan bir kitap oldu. Karakterleri sevdim, olayları sevdim. Normalde biraz sıkıldığım için 4,5 vermeyi düşünüyordum fakat dayanamadım 5 verdim. Bu senin için Sam...


"Celaena. Seni özledim."
"İtiraf etmekten nefret ediyorum ama her ne kadar eziğin teki de olsan ben de seni özledim."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!


Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: The Assassin's Blade
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Seyhan Dönmez
Sayfa Sayısı: 424

Serinin Kitapları:
0.5) Suikastçının Hançeri
1.) Cam Şato
2.) Karanlık Taç
3.) Ateşin Varisi
4.) Gölgeler Kraliçesi
5.) Fırtınalar İmparatorluğu
6.) Şafak Kulesi
7.) Kül Krallığı

23 Haziran 2024 Pazar

Buz Gezegeni Barbarları (Buz Gezegeni Barbarları #1) - Kitap Yorumu

 

***
Uzaylılar tarafından kaçırılmanın başınıza gelebilecek en kötü şey olacağını düşünürsünüz değil mi?...

Ama hayır, daha kötüsü de var. Bu uzaylılar, gemileriyle ilgili bir sorun yaşadılar ve insan kadınlardan oluşan kargolarını –yani bizi– buzdan bir gezegene terk etmeye karar verdiler ve işler daha da beter oldu.

Gezegenin vahşi kış ortamında hayatta kalacak donanıma sahip değiliz. Bizi kurtarmak için yardım bulma umuduyla karda ilerlerken, aradığım yardım beni buluyor. Kendisini oldukça… şaşırtıcı bir şekilde sunan, mavi boynuzlu, büyük ve heybetli bir uzaylı bu; Vektal. Karşımda göğsü titriyor ve bunun benim onun eşi, onun seçilmiş kadını olmamdan kaynaklandığını söylüyor. Benim ve halkımın hayatta kalmasına yardım edecek gibi. Peki ya sonra?
***

Georgie'nin tek istediği yoğun bir iş gününün ardından ev gidip uyumaktı. Uyandığında kendisini insan kadınlarla dolu bir uzay gemisinde bulmayı beklemiyordu. Georgie, insan kadınlarla konuşup neler olduğunu anlamaya çalıştığı sırada içinde bulunduğu araçta bir sorun yaşandı ve bir süreliğine iniş yapmak durumunda kaldılar. Fırsatı kullanmak isteyen kızlar, önder olarak Georgie'yi seçtiğinde Georgie'nin gemi dışına çıkıp buzdan gezegende yardım aramaktan başka çaresi kalmamıştı. Bu umutla ilerlerken mavi boynuzlu, büyük ve heybetli bir uzaylının onu bulması da hiç iyi değildi. Özellikle adının Vektal olduğunu söyleyen bu uzaylı, Georgie'nin onun eşi, onun seçilmiş kadını olduğunu iddia etmesinden sonra...

2013'te başlayan Lux Serisi sevdamdan sonra uzaylılarla ilgili bir kurgu gördüğümde dayanamıyorum. İflah olmaz uzaylı sevdam sebebiyle bu kitabın çıkacağını görür görmez alacaklarıma eklemiştim, beğensem de beğenmesem de o kitaplıkta durmasını istiyordum.

Ama inanır mısınız, beğenmek ne kelime... BAYILDIM, BA-YIL-DIM! Hayatımda hiçbir kitapta bu kadar gülmedim, bu kadar eğlenmedim.

Okuduğum uzaylılar genellikle insan kılığında oluyordu. Vektal ise insan tanımının yanına bile yaklaşmıyor. Kendisi mavi boynuzlu, dev gibi, az sayıda parmakları olan ve kuyruklu bir adam. Resmen mağara adamı gibi. Evet; vampir, hayalet, fey, kurt adam bitti mağara adamıvari bir uzaylıya düşmediğim kalmıştı. Bunu dediğim için utanıyorum ama çok sevdim sdfgdfg

Karakterlerine ayrı bayıldım, kurgusuna ayrı bayıldım. Aslında tipik bir kurgusu var. Eğer okumayı düşünüyorsanız kitaptan çok bir şey beklememelisiniz, sadece eğlenmeye bakın. Çıtır çerezlik, İNANILMAZ keyifli bir kitap. Zaten kitabın sonunda yazar da bunu belirtiyor. Tamamen kendi eğlencesi için ne istiyorsa yazmış ve sonra basma kararı almış. Normalde kitapları yaşadığım şoklar yüzünden buruşuk bir ifadeyle sonlandırdığımdan teşekkür kısmını pek keyifli okuyamam. Ama Ruby Dixon'ın teşekkür kısmını okurken bile çok keyif aldım. Favorilerime ekledim.

19 kitaptan oluşan Buz Gezegeni Barbarları Serisi'nde her kitapta kaçırılan kızların her birinin aşk hikayesi anlatılıyor. Yani bu kitap aslında tek kitap diyebiliriz. Ama Sevgili Dex, ben diğerlerini de okumak istiyorum. Onların da en kısa sürede çevrilmesi dileğiyle.

Çok fazla +18 yer bulunuyor.


"Başım ağrıyor, bana biraz daha sarılır mısın?"
"Her zaman."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Ice Planet Barbarians
Yazar: Ruby Dixon
Yayınevi: Dex
Çeviren: Güneş Çıgay
Sayfa Sayısı: 304

Serinin Kitapları:
1.) Buz Gezegeni Barbarları
2.) Barbar Uzaylı
3.) Barbar Aşık
4.) Barbarian Mine
5.) Barbarian's Prize
6.) Barbarian's Mate
7.) Barbarian's Touch
8.) Barbarian's Taming
9.) Barbarian's Heart
10.) Barbarian's Hope
11.) Barbarian's Choice
12.) Barbarian's Redemption
13.) Barbarian's Lady
14.) Barbarian's Rescue
15.) Barbarian's Tease
16.) Barbarian's Beloved
17.) Barbarian's Seduction
18.) Barbarian's Treasure
19.) Barbarian's Bride

21 Haziran 2024 Cuma

Karanlık Taç (Cam Şato #2) - Kitap Yorumu

 

***
Celaena şeytanın buyruklarını yerine getiren zalim bir suikastçı mı? Gerçek sevgiyi arayan tutkulu bir âşık mı?

Kralın bir numaralı suikastçısı olan Celaena, sarayın en korkulan kadını. Ne kadar kan dökerse o kadar özgür olabiliyor. Ama üstlendiği her ölüm, söylediği her yalan, sevdiklerini tehlikeye bir adım daha yaklaştırıyor.

Yüzbaşı Westfall ve Prens Dorian onu korumaya devam etseler de, Celaena korkunç bir gecede, büyük bir trajedi yaşayacak. Celaena ne için savaşacak: Özgürlüğü mü, kalbi mi yoksa krallığının geleceği için mi?
***

Kralın suikastçısı olan Celaena, ona verilen görevlerin bir bir yerine getirilmesi gerektiğinin farkındaydı. Bu görevlerde ne kadar başarılı ilerlerse özgürlüğüne giden kapıları o kadar hızlı açabiliyordu. Fakat başına geleceklerden habersizdi. Kalbi, krallığı ve özgürlüğü konusunda bir seçim yapmalıydı...

Ya Sarah neler yazmışsın!!! Şu kitabın 2013'te yayınlandığına inanamıyorum. O kadar iyi ilerliyor ki, üzerinden 11 sene geçmiş olmasına rağmen hiçbir şekilde o kalitesini yitirmemiş.

İlk kitabı sevmiştim. Bu kitabı daha çok sevdim. Okunurken zorlanırım diye düşünüyordum, hiç zorlanmadım. Bayıldım!

Normalde bir kitabı okurken sanki yaşıyormuşum gibi hissetmek benim için biraz güç. Cam Şato'da bunu hissediyorum ve inanılmaz güzel hissettiriyor. Sanki kenarda izliyormuşum ve kimse bana bir şey yapamıyormuş gibi (eheh).

Karakterleri ÇOK İYİ! Kurgusu zaten muazzam. Aşırı iyi yerlere gidiyor. Üstelik öyle bir yerde bitti ki! Spoiler aldığım halde o sonuna bayıldım, aşşırı iyiydi! Ya Sarah, sana bayılıyorum, çok güzel yazıyorsun...

Ateşin Varisi'ni deli gibi merak ediyorum ve okumak için sabırsızlanıyorum, ama başa dönüp Suikastçının Hançeri'ne yer vereceğim. Bu durum biraz beni üzüyor, çünkü 3'ü çok merak ediyorum.

Ve son olarak...

Sevgili C,
Bir ara kahperengi tişörtünü giymiştin ya bir hoş olmadı, darıldım. Sonradan tişörtünü değiştirdin. Seni affettim ama bilirsin, kalbe saplanan hançerin izi geçmez. 
Sevgiler...


"Fakat Celaena bir kavgaya girmeyecekse asla saçını arkadan bağlamazdı. Ya da ortalığı karıştırmayacaksa."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!


Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Crown of Midnight
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Deniz Başkaya
Sayfa Sayısı: 500

Serinin Kitapları:
0.5) Suikastçının Hançeri
1.) Cam Şato
2.) Karanlık Taç
3.) Ateşin Varisi
4.) Gölgeler Kraliçesi
5.) Fırtınalar İmparatorluğu
6.) Şafak Kulesi
7.) Kül Krallığı

20 Haziran 2024 Perşembe

Josh ve Hazel'ın Sevgili Olmama Rehberi - Kitap Yorumu

 

***
Hazel Bradford, kolay bir kadın olmadığını biliyordu ve hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde, çoğu erkek de şansını denemeye pek hevesli değildi. Evinde beslediği hayvan ordusundan korkmayanları da patavatsızlıklarıyla kaçırmayı başarıyordu. Eh, eğlenceden anlamıyorlarsa kendileri kaybederdi.

Josh Im, Hazel’la üniversite zamanlarında tanışmış ve onun en ele avuca sığmaz zamanlarına yakından şahit olmuştu. Uçarı ama temiz kalpli bu kadınla yıllar sonra tekrar karşılaştığında, tepetaklak olmuş hayatına onun sayesinde biraz olsun renk gelmişti.

Belki de esas sorun, aşkı çok yanlış yerlerde aramalarıydı.
***

Karanlık Taç'ı okurken yanında kolay okunacak bir kitap aradım ve gözüme direkt bu kitap çarptı. 1 gün bile sürmeden bitirdim, zaten o kadar kısa ki...

Hazel Bradford, çılgınlıklarla ve patavatsızlıklarla dolu bir kadın. Üniversite zamanında tanıştığı Josh Im'e kendi kaptırmamaya çalışarak yıllarını başarıyla tamamlamıştı, taa ki yıllar sonra karşısına çıkana kadar.

Bu kitap bana kdramaları anımsattı. Birkaç olay vardı, aynı dizilerdeki gibiydi. Zaten Josh da Koreliydi. Genel olarak okurken kültürlerini hissettim. Bir Amerikalı ve Koreli'nin iletişimini okumak güzel bir deneyimdi.

Ama açıkçası kitaba başladığımda Hazel'ı hiç sevmedim. 25'lerinde bir kız için tavırları bana aşşırı utanç verici ve saçma geldi. Bu sebeple neredeyse kitabın ortalarına kadar Hazel'ı okumak hoşuma gitmedi. Josh ise bir o kadar tatlı ve centilmen bir adamdı. Ortalarından sonrasına bayıldım.

Geçmişte tanışıp günümüzde ilişki yaşayan karakterlerin süreçlerini okumak pek bayıldığım bir şey değil, sanki adapte olamıyormuşum ve kopuk kopuk ilerliyormuş gibi hissettiriyor. Ama bu kitap öyle olmadı ve bu beni mutlu etti.

Çoğu zaman ben şu an ne okuyorum diye düşünsem de kitap garip bir şekilde hoşuma gitti. Ne kadar esprilere pek gülemesem de (Hazel'a utanmakla meşgulüm o an) acayip mod yükseltiyor. Tam böyle rs dönemindeyken veya keyifsiz hissediyorken alıp okunacak bir kitap.

Sona doğru kitabın bitmesini istemedim, biraz daha okumak istedim. Hazel'ın çılgınlık içeren halleri ve Josh'ın sakin ve kontrollü hali tencere kapak gibiydi. Arkadaşlıkları da aşkları da çok tatlıydı.

+18 yerler bulunuyor.


"Senin onu istediğini sanıyordum."
"Ben de senin bir başkasıyla daha uyumlu olacağını sanıyordum."
"Kiminle?"
"Hazel gibi olmayan biriyle."
"Bunu konuşabilir miyiz?"
"Sonra konuşsak?"
"Olmaz. Dinliyor musun beni?"
"Güçlükle."
"Benim için sen kusursuzsun."
"Öyle miyim?"
"Öylesin."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Josh and Hazel's Guide to Not Dating
Yazar: Christina Lauren
Yayınevi: Yabancı
Çeviren: Bilgesu Yaprak
Sayfa Sayısı: 264

18 Haziran 2024 Salı

Juniper Tepesi (Edens Serisi #2) - Kitap Yorumu

 

***
Memphis Ward, hayatının en kötü beşinci gününde Quincy, Montana’ya geldi. Duş almaya, bir şeyler atıştırmaya ve biraz akıl sağlığına ihtiyacı vardı. Çünkü ülkenin bir ucundan diğer ucuna yeni doğmuş bebeği ile taşınmak şimdiye kadar yaptığı en çılgınca şeydi.

Ama belki de iyi bir hayat kurmak biraz çılgınlık yapmayı gerektiriyordu. Geçmişini geride bırakmak; bin kilometre ve yeni bir şehir gerektiriyorsa ve bu, oğlu için iyi bir gelecek anlamına geliyorsa bunu yapacaktı. Görkemli hayatını geride bırakması gerekse bile. The Eloise Oteli’nde temizlikçi olarak çalışması ve bir garajın üstündeki küçük çatı katı dairede yaşaması gerekse bile.

Hayatının en kötü beşinci gününde, şimdiye kadar gördüğü en yakışıklı adamla tanıştı. Knox Eden güzel, günaha teşvik eden bir rüya, bir şef ve onun geçici ev sahibiydi. Keskin, sakallı çenesi, dövmeli kolları ile saf ve vahşiydi. Onun asla sahip olmadığı ve sahip olamayacağı her şeydi… Çünkü hayatının en kötü birinci gününden sonra Memphis iyi bir hayata sahip olmanın hayallerinden de vazgeçmeyi gerektirdiğini öğrenmişti. Bu yüzden Knox Eden gibi bir adam sadece bir hayal olarak kalacaktı.
***

Serinin ikinci kitabında, Eden kardeşlerin ikinci en büyük kardeşi olan Knox Eden'i okuyoruz. Knox, dövmeli yakışıklı bir şef. Hayatına yeni bir başlangıç yapmak için Quincy kasabasına gelen Memphis, ev sahibi olan Knox'u görür görmez etkileniyor. Onun için hayal gibi biri, Eloise Oteli’nde işe başlamasının ardından otelin şefi olduğunu ve her gün görmek durumunda kaldığını fark ettiği bir hayal...

Bu kitap hakkında beklendim çok büyüktü. Hakkında çok güzel yorumlar okumuştum.

Açıkçası serinin ilk kitabında Griffin'i çok da sevememiştim. Aslında kişiliğini beğenmiştim fakat birkaç davranışına uyuz olduğumdan ısınamamıştım. Sonradan biraz toparladı ve aramız düzeldi gibi. Bu kitapta kendisini görünce duygulandım, ne zamanlar geçirdik be Griffin.

Griffin'in aksine Knox'a BAYILDIM! Adam yürüyen green flag. O kadar şefkatli ve kibar biri ki, okurken çok mutlu oldum. Bir de aşçı?? Doğru kararı verdin Memphis.

Serideki kadın karakteri de ayrı bir sevdim. İlk kitapta Winslow'u sevdiğim gibi bu kitapta da Memphis'i sevdim. Duruşuna ve kararlılığına bayıldım.

Çok kolay okudum ve hiç yorulmadım. Musmutlu etti beni. İlk kitapta konu geçişlerini kesik kesik okumuşuz gibi hissetmiştim, bu kitapta öyle olmadı. Garip garip dramalar da yoktu (saçma tripler). Kitaptaki minik gerilimi de sevdim. Genel olarak ilk kitaptan farklı bir hava vardı. Seride tekrar olmaması adına böyle yapılmasına bayılıyorum, hem sıkmıyor hem de acaba bir sonraki kitap neler olacak diye merak ettiriyor.

Son olarak kitabın sonuna kalbimi bıraktım, o kadar tatlıydı ki... 3. kitabın konusuna da güzel giriş yapılmış oldu. Şahsen çok merak ettim ama pek hoş şeyler duymadığımdan biraz korkuyorum, umarım çok üzmezsin...

+18 yerler bulunuyor.


"Teşekkür ederim."
"Sadece bir kahve, güzelim."
"Benim için değil."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!


Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Juniper Hill
Yazar: Devney Perry
Yayınevi: Ren Kitap
Çeviren: Meryem Çelikten Çağlar
Sayfa Sayısı: 336

Serinin Kitapları:
1.) İndigo Dağı
2.) Juniper Tepesi
3.) Garnet Ovası
4.) Jasper Vadisi
5.) Crimson Nehri
6.) Sable Zirvesi

13 Haziran 2024 Perşembe

Mezarın Yüzü (Gece Avcısı #5) - Kitap Yorumu

 

***
Yarı vampir Cat Crawfield ile kocası Bones ilişkileri için olduğu kadar, hayatları için de savaştılar. Ama son savaşta zafer kazandıklarında, Cat'in yeni, beklenmedik yetenekleri uzun zamandır var olan bir dengeyi bozacaktı.

Vampirlerin gizemli bir biçimde kaybolması, türler arası bir savaşın patlak vereceği söylentilerine yol açmış ve bu da vampirlerle karşıt grup arasında gerginlik yaratmıştı.

İki güç çarpıştığı takdirde, masum ölümlüler arada kalıp can verebilirdi. Cat ve Bones tehlikeli bir müttefikten yardım istemek zorundaydı... New Orleans'ın gulyabani kraliçesinden!
***

Hanımcılığına bayıldığım bir başka karakter olan Bones ve Cat'in 5. kitabını da bitirmiş oldum.

Bu kitaptaki olaylar ilk 4 kitaptan biraz daha farklı, olaylara gulyabaniler dahil oluyor. Seride en sevdiğim şeylerden biri de gulyabani, hayalet ve vampir içermesi. Özellikle gulyabani ve hayalet olayı beni çok heyecanlandırıyor. Bu türler pek bulunmuyor.

Her yorumda söylediğim gibi Cat ve Bones'u okurken çok keyif alıyorum. Bones'un Cat'e kedicik demesi ve sürekli eşi olduğunu başkalarına hatırlatması, aynı zamanda Cat'in de Bones'a kocacığım demesi beni bitiriyor. O KADAR TATLILAR Kİ!

Diğer karakterler de çok iyi. Favorilerim hâlâ Vlad Tepesh ve Fabian.

Ama kitapta hoşuma gitmeyen bir şey var ki o da çevirmen değişikliği... Aslında çeviri çok iyi fakat Cat için ilk 4 kitapta Melek lakabı kullanılıyordu, bu kitapta bu lakap Azrail'e dönmüş...

Bunun dışında bu serinin esprilerine ve karakterlerin tepkine bayılıyorum, beni çok güldürüyor.

Neredeyse 14 sene önce yazıldığı göze alındığında seri gerçekten başarılı. Karakterlerini ve ortamını o kadar seviyorum ki puan kırmaya da kıyamıyorum, şu açıdan... Cat ve Bones'u çok seviyorum, fakat gözüm aralarındaki tatlı atışmaları arıyor... 6. kitapta biraz daha birlikte zaman geçirdikleri anların olduğunu ümit etmek istiyorum :')

Son olarak aklıma bir şey takılıyor, bunu da belirtmeden edemeyeceğim. Bones'un gerçek adı Crispin olmasına rağmen neden Cat hiç ona o şekilde seslenmiyor... Yani diğer herkes Bones dese ve sadece Cat, Crispin dese bence daha tatlı olurdu.

+18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


"İzin vermek mi? Dostum, bir kadını kontrol edebileceğini sanıyorsan kesinlikle bekarsın demektir. Ayrıca bin sterlinine bahse girerim ki karım kıöına tekmeyi basar."


Seriye önce ana seriyi bitirip sonra yan serileri tek tek okuma kararı alarak başlamıştım. Tercihinize göre ilerleyebilirsiniz. Aşağıda her iki sırayı da paylaşıyorum...

Yan Seriler ile Okuma Sırası
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Kızıl Damla (yan seri)
6.) Sonsuz Karanlık (yan seri)
7.) Mezarın Yüzü
8.) Şimdi Mezar Zamanı
9.) Ateş Laneti (yan seri)
10.) Çifte Bela (yan seri)
11.) Mezardan Uyanan
12.) Bound By Flames (yan seri)
13.) Into The Fire (yan seri)
14.) Shades of Wicked (yan seri)
15.) Wicked Bite (yan seri)
16.) Wicked All Night (yan seri)

Seri Seri Okuma Sırası
Gece Avcısı Serisi
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

Bir Gece Prensi Serisi
1.) Ateş Laneti 
2.) Çifte Bela
3.) Bound By Flames
4.) Into The Fire

Only The Night Rebel Series
1.) Shades of Wicked
2.) Wicked Bite
3.) Wicked All Night

Bağımsız
1.) Kızıl Damla (Spade ve Denise)
2.) Sonsuz Karanlık (Mencheres ve Kira)


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: This Side of the Grave
Yazar: Jeaniene Frost
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Bilge Gündüz
Sayfa Sayısı: 408

Serinin Kitapları:
1.) Mezarla Randevu
2.) Tek Ayağı Mezarda
3.) Mezarın Dibinde
4.) Mezara Mahkum
5.) Mezarın Yüzü
6.) Şimdi Mezar Zamanı
7.) Mezardan Uyanan

8 Haziran 2024 Cumartesi

Gecenin Işığı (Hayalet Krallar #1) - Kitap Yorumu

 

***
DEĞERSİZ BİR PRENS
Kai Prensi Brishen Khaskhem, defalarca güvence altına alınmış bir tahtın, lüzumsuz yedek vârisi olarak yaşamaktan memnundur. İnsan krallığı Gaur’la, Kai krallığı Bast-Haradis arasındaki ticari ve siyasi ittifak anlaşmasının imzalanması için Brishen’in bir Gauri kadınıyla evlenmesi gerekmektedir. Her zaman saygılı bir evlat olan Brishen, evlenmeyi kabul ettiğinde gelininin beklediği kadar çirkin ve hayal edebileceğinden daha güzel olduğunu keşfeder.

ÖNEMSİZ SOYLU BİR KADIN
Gauri Kralı’nın yeğeni Ildiko, kraliyet ailesi için tek değerinin stratejik bir evlilik olduğunu bilmektedir. Kaderine boyun eğen Ildiko, müstakbel damadının sadece yabancı bir aristokrat değil, aynı zamanda ne tandık ne de insan olan bir halkın genç prensi olduğunu öğrenince dehşete düşmüştür. Yeni kocasına bağlanan Ildiko, karanlıkla örtülü olmasına rağmen ruhu ışıkla şekillenmiş adamla birlikte olabilmek için bildiği her şeyi geride bırakacaktır. Görev ve siyaset tuzaklarının bir araya getirdiği ikili insan düşman bir krallığın güçleri onları ayırmak için planlar yaparken bile kaderlerinin birbirleri için yazıldığını keşfedeceklerdir.
***

Brishen, grimsi bir tene ve siyah tırnaklara sahip kurt adamvari bir ırk olan Kai ırkının prensi. Ildiko ise kızıl saçlı, insan ırkının değerli prensesi. Biri gündüz biri gece yaşam sürdürmeyi seven bu iki ırkın kralı, siyasi güçlerini kuvvetlendirmek adına prens ve prensesini evlendirmek ister. Brishen ve Ildiko'nun ise düğün günü birbirlerini ilk kez görmekten başka şansları yoktur...

Bu kitabın yorumu için o kadar heyecanlıyım ki :')

Bazı kitaplar beni çok başka şekilde etkiliyor: Başka Dilde Aşk ve Sevgili Aaron gibi. Tabii ki bu kitaplar fantastik değil, fakat karakterleri o kadar kalbime dokunuyor ki... Bu hissi benim gibi yaşayan varsa bu kitabın ona da çok özel geleceğini hissediyorum :')

Brishen'ın korkunç tasvirine zıt olan o tatlı kalbine kalbimi bıraktım. Ildiko'ya her karım, karıcığım dediğinde ben eridim. Hanımcılığın kitabını yazdı resmen. Bayıldım bu çocuğa ya dsgdfhdh Ildiko ise tam bir prensesti, yiyeceğim bu kızı!

Hiç yormayan, tatlı tatlı ilerleyen, entrikasız bir fantastikti. Alışık değiliz böyle fantastiklere.

Bu kitapta hoşuma gitmeyen tek şey sanırım yazarın yazım tarzı. Aynı bölüm içinde hem Ildiko'nun hem de Brishen'ın bakışıyla ilerlerken aklım çok karıştı. Kimin düşüncelerini okuduğumu bir an algılayamadım. Bazen de geçmişten kısa bir partın anlatılması gerektiği yerler oluyordu, o kısımlara birden girdiğimiz için zaman kavramını şaşırıyordum. Ve son olarak keşke birazcııık daha ayrıntılı olsaydı...

Bunun dışında (ne kadar söylesem de yetmiyor) o kadar bayıldım ki... Çok kalbime dokundu, bu yüzden üstte belirttiğim sebepten puan kırmaya kıyamadım. Brishen ve Ildiko'nun arkadaşlığıyla başlayan ilişkileri beni çok mutlu etti. (Favorilerime ekledim)

Herkesin beğenebileceği bir kitap olmayabilir. Bana sorarsanız ağır bir fantastik beklentiniz olmadan başlayın ve Ildiko ile Brishen'ın tatlı iletişiminin tadını çıkarın. Kitabın ilkel ve çok ilginç bir havası var.

+18 yerler bulunuyor.


"Benden krallıkları fethetmemi istersen bunu yaparım, Ildiko."
"İkimizi de şişlemeden o turtayı parçalaman yeterli, kocacığım." 


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!


Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Radiance
Yazar: Grace Draven
Yayınevi: Ren Kitap
Çeviren: Melike Çetiner
Sayfa Sayısı: 304

Serinin Kitapları:
1.) Gecenin Işığı
2.) Eidolon
3.) The Ippos King
4.) The Nomas King

5 Haziran 2024 Çarşamba

Cam Şato (Cam Şato #1) - Kitap Yorumu

 

***
Celaena ömür boyu hapse mahkûm edilmişti. Oysa o, eğitimli bir suikastçıydı, benzerlerinin en iyisiydi ama bir hata yapmış ve yakalanmıştı.

Genç yüzbaşı Westfall ona bir teklifle geldi. Celaena, kraliyetin en yetenekli savasçıları ve suikastçılarıyla katılacağı ölümüne bir yarışmada veliaht Prens Dorian'ı temsil edecek.

Yarışmayı kazanırsa kralı korumaya ve sonrasında özgür bırakılmaya hak kazanacak. Ama önce birbiri ardına ortaya çıkan cinayetlerin katilini bulmalı ve hayal bile edemeyeceği bir geleceğe hazırlanmalı.
***

Kitabın konusundan başlayacak olursam... Celaena, innnanılmaz başarılı bir suikastçı. Bir şekilde yakalanıyor ve Prens Dorian, ona kraliyetin en yetenekli savaşçılarının da içinde bulunduğu ölümüne bir yarışma fikri sunuyor. Prens adına bu yarışmaya katılmasını ve bir süre sonra özgürlüğünü kazanma şartıyla kralı korumasını teklif ediyor.

Bu seriye bu kadar geç başladığım için sevinmeli miyim, üzülmeli miyim, karar veremiyorum. Mental hasar yiyeceğime o kadar eminim ki dfhdfhdk Sarah'ın bütün serilerini okuyup Cam Şato'ya yer vermemek çok ayıp ediyormuşum gibi hissettiriyordu, o yüzden mecbur katlanacağım ama çok üzme ya...

Benim gibi bütün cesaretinizi toplayıp Cam Şato'ya başlama kararı aldıysanız ve fantastiklerde romantik arıyorsanız bence ya öncesinde güzel romantik komediler okuyup seriye başlayın ya da kitapla beraber romantik komediler okuyun. Eğer bu kitaptan önce bünyeme fazla gelecek kadar romantik okumasaydım Cam Şato'da inanılmaz bunalırdım.

Kurgusu çok güzel. Karakterleri mükemmel, MÜ-KEM-MEL! Sarah'ın oluşturduğu dünyalara bayılıyorum ya. Kadın o kadar güzel fantastik yazıyor ki... Şimdiden pek bir şey olmamasına rağmen bayıldım. Çok güzel bir giriş kitabıydı.

YA DORIAN, BU KADAR TATLI OLMAN BENİ MAHVETTİ VİCDANSIZ. O KADAR GÜZELSİN Kİ, O KADAR ÖZELSİN Kİ...

Kitaba spoilerlı başladığım için bir miktar üzüldüm bazı şeylere ama olsun, tadını çıkardım... Tabii tadını çıkarırken başka bir spoiler da yedim sosyal medyadan. Çok sinirliyim, artık o kısımları çözdüğüm için şaşıramayacağım. Lütfen reelslara "SPOILER" yazar mısınız...

İlk defa SJM okuyacaksanız bana sorarsanız Dikenler ve Güller Sarayı ile başlayın, bu biraz ağır gelebilir.


"Bu elbiseyi nereden buldunuz? Fevkalade."
"Onun için ben diktirdim."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Throne of Glass
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Deniz Başkaya
Sayfa Sayısı: 452

Serinin Kitapları:
0.5) Suikastçının Hançeri
1.) Cam Şato
2.) Karanlık Taç
3.) Ateşin Varisi
4.) Gölgeler Kraliçesi
5.) Fırtınalar İmparatorluğu
6.) Şafak Kulesi
7.) Kül Krallığı

Adeline’ın Peşinde (Kedi ve Fare #1) - Kitap Yorumu

*** MANİPÜLATÖR Bana izin veren herkesin duygularını manipüle edebilirim. Canını yakar, seni ağlatır, gülmene ve iç çekmene sebep olurum. Am...