***
Zalim. Titiz. Kibirli.
Dante Russo, hem özel hem de profesyonel hayatta kontrolü elinde tutmayı seven bir adamdı.
Milyarder CEO’nun planlarında evlilik asla yoktu. Ta ki bir şantaj yüzünden hiç tanımadığı bir kadınla nişanlanmaya zorlanana dek.
Vivian Lau bir mücevher şirketinin vârisi ve en yeni düşmanının kızıydı.
Genç kadının güzelliği ya da çekiciliği önemli değildi. Dante düşmanının elindeki kanıtları yok edip bu nişanı bozmak için her şeyi yapmakta kararlıydı.
Fakat bir sorun vardı. Vivian’a alışan Dante, onu bırakmakta güçlük çekiyordu.
Zarif. Azimli. Terbiyeli.
Vivian Lau, ailesinin yüksek sosyetenin en üst basamaklarına çıkabilmesini sağlayacak biletti.
Asil kana sahip Dante Russo’yla evlenmesi, sonradan zengin olmuş ailesinin asla giremeyeceği yerlerin kapısını onlara ardına kadar açacaktı.
Kaba ve güvenilmez Dante ona göre ideal bir hayat arkadaşı olmasa da Vivian ailesine karşı görevini yerine getirmek için onunla evlenmeyi kabul etmişti.
Fakat onun dokunuşuna özlem duymak asla planın bir parçası değildi.
Yapabileceği en kötü şeyse, müstakbel kocasına âşık olmaktı.
***
Aslında planımda romantik okumak yoktu. Yola fantastik ile devam etmek istiyordum fakat son okuduğum kitaptan sonra fantastik okursam rsye girecekmişim gibi hissettim, köşeden döndüm resmen :(
Dante'yi ilk kez Ana Huang'ın Twisted Serisi'nin 3. kitabında görmüştük. Orada yaşanılan olayın Dante açısını bilmiyorduk, burada onu da okumak o kadar iyiydi ki. Bu seriyi okumak için ne kadar diğer seriyi okuma şartı olmasa da o serideki parçaları burada bulmak çok tatlı. O tablo'nun anlamını bilmek, Jules ve Josh'ı (😒) ve tatlı Rhys'in prens olduğunu görmek...
Bu seri, Twisted Serisi'ne göre daha profesyonel -dante gibi- yazılmış. Kitabın havası da çok hoştu. Sanırım bir süredir zengin-durumu olmayan okuduğum için iki yönden de parıltılı incileri ve sosyeteyi okumak ekstra ilgimi çekti. Üstüne Dante ve Vivian'ın anlaşmalı evlilikleri -> sütlaca serpilen tarçın gibiydi.
Dante (36), resmen CEO olmak için doğmuş titiz ve huysuz bir adam. Nedense onun tavırları beni çok güldürdü. Kızgın hallerini asla ciddiye alamadım, huysuz şirin gibiydi. Başta biraz kırıcı olsa da Vivian için yaptıkları çok tatlıydı :') Özellikle İtalyanca konuştuğu kısımlar ağağağğğ... Ve Josh gibi çocukça tavırları da yoktu (asla ısınamıyorum şu adama). Vivian'ı ise baştan sona çok severek okudum. Tam işinde gücünde bıcır bıcır bir kadındı (28).
Bu ikili dışında benim gözüm Kai'ye takıldı. Espritüel ve flörtöz kişiliğini merak ettim (dante ile aralarındaki konuşmalar komikti). Hemen ikiye geçip onu okumayı çok istiyorum ama planımdaki fantastiği gerçekleştirme zamanı.
Son olarak kurgusuna değinmek istiyorum. Küçük ayrıntılarıyla sıradan bir ilerleyişi olmadı ve dolu dolu ilerledi. Dante ve Vivian arasındaki alev falan her şey çok iyiydi, diğer karakterleri görmek çok tatlıydı FAKAT bir şeyler eksik gibi hissettim. Sanırım alev sahnelerinin yanında biraz daha fazla duygusal ve sevgi dolu kısımlar okumak isterdim.
+18 yerler bulunuyor.
"Aklım ve kalbim birbirlerine karşı bir iç savaşa girmişti. Hayatımda ilk kez kalbim kazanmak üzereydi."
Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!
Verdiğim puan: 4,5/5
Özgün Adı: King of Wrath
Yazar: Ana Huang
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Gülfem Çırak
Sayfa Sayısı: 384
Serinin Kitapları:
1.) Öfke Kralı
2.) Gurur Kralı
3.) Hırs Kralı
4.) King of Sloth
5.) King of Envy
6.) King of Gluttony
7.) King of Lust
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder