Translate

27 Mart 2025 Perşembe

Yok Edici (Dark Verse #5) - Kitap Yorumu

 

***
Acımasız ve takıntılı bir adam en karanlık saplantısını bulduğunda ne olur?

Kadın gölgelerde yaşıyordu. Adam ise onlara hükmediyordu.
Kadın aydı. Adam ise onu saran karanlık geceydi.
Kadının etrafı şeytanlarla çevriliydi. Adam ise hepsinin en büyük şeytanıydı.
Ancak buna rağmen kadın ona aitti.
Tutku, saplantı, sahiplenme. Onların hikâyesi tehlikenin, sapkınlığın, dehşetin, arzuların ve aşkın en karanlık yanlarına aitti.
Adam hepsini yok edecekti.
***

Serinin 5. kitabında Lyla ve Gölge Adam'ı okuyoruz.

Lyla, yıllardır bu evrenin karanlık köşelerinde yaşayan ve acı çeken bir kadın. Onu okumak o kadar zordu ki. En son 2. kitapta Amara'yı okurken zorlanmıştım, Lyla ondan daha ağır olmuş. Yazar da yazmakta en zorlandığı kitap olduğunu belirtmiş.

Son birkaç kitaptır gözümüze takılan Gölge Adam ise o evrenin karanlık köşesinde hayat bulan ve her şeye erişimi olan bir takipçi. Lyla'ya olan takıntısı uzun seneleri kapsıyor.

Bu kitap içimi dağladı. Acı veren karanlık bir evreni ve olayları var, sonrasında ise iyileşme süreci ❤️🩹 Kendini çabuk okutturuyor ve hemen bitiyor.

Başlangıçta Gölge Adam'a hayran oldum. Gizemli ve her yerde eli olan biri olması ve ihtiyacı olduğunda Lyla'nın yanında bulunması çok tatlıydı. Kitabı bitirdiğimde de onu takdir ettim. İyileşme süreci kalbime dokundu. Fakat bitirdiğimde bazı şeylerin yerine oturmadığını fark ettim. Mesela Gölge Adam bu kadar güçlüyse neden bazı olayları daha erken gerçekleştiremedi? Serinin önceki kitaplarında Gölge Adam'a fazla güç yüklendi sanırım, o sebeple bu kitaptaki hali bana bir tık eksik geldi.

En son 4. kitapta soru işaretlerimiz vardı. Bu kitapta giderilmedi. Bu kitap diğer kitaplarla aynı evrende geçiyor fakat karakterler sanki baloncukta kendi dünyalarındaymış gibi ilerliyorlar. Dolayısıyla 4'ün soru işaretleri son kitaba kaldı.

Sanırım bu kitaptaki soru işaretleri de son kitaba kaldı. Hatta öyle bir yerde bitti ki... Bazı sahneleri bu kitapta göreceğimizi sanıyordum. O yüzden biraz hayal kırıklığına uğramadım değil, sonuçta 4 kitap boyunca beklemiştik.

Goodreads'te final kitabının en düşük puana sahip olması gözümü inanılmaz korkutuyor. Bu kadar olayı son kitaba bırakmışken beklediğimizi bulamama düşüncesi...

+18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


"Neden öncesinde burada yaşamıyordun?"
"Sen burada değildin."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!


Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: The Annihilator
Yazar: RuNyx
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Doğa Şarlayan
Sayfa Sayısı: 304

Serinin Kitapları:
1.) Yırtıcı
2.) Azrail
3.) İmparator
4.) Cellat
5.) Yok Edici
6.) The Syndicater

22 Mart 2025 Cumartesi

Teslim Olunca (Karanlık Tutkular #1) - Kitap Yorumu


***
İtalyan mafya lideri babam beni bir infazcıyla evlendirdiğinde hayatım korkunç bir kâbusa dönüşmüştü. Her şeyi geride bırakıp yeni bir hayata başlamaktan başka çarem kalmamıştı. Adımı ve kimliğimi gizleyerek kaçabildiğim kadar uzağa kaçtım.

İbiza’ya geldiğimde üzerimdeki kıyafetlerim ve cebimdeki üç beş kuruştan başka bir şeyim yoktu.

Çaresizliğim beni doğruca Damiano De Rossi`ye götürmüştü. Bu adayı o yönetiyordu ancak yakışıklılığının altında karanlık bir sır yatıyordu. Gitgide ona âşık olmaya başlıyordum. Ancak olamazdım. Gerçek adımı ve sırrımı ona dâhi söyleyemezdim.

Ona karşı direncim tamamen tükeniyordu. Sırlar perdesi aralandığında iskambil kartlarından bir kule gibi dağılmıştık. Her şey altüst olmuştu.

Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Kaçmalıydım.
Ancak artık çok geçti. Her şey için…
***

Valentina Garzolo. New York Don'unun, babasının biricik büyük kızı. En azından babası, kendisini ödül olarak adamıyla evlendirene kadar öyle sanıyordu. İçine düştüğü karanlık çukurdan kaçıp yeni bir hayat kurmak isterken kendisini İbiza'nın en güçlü adamının yanında bulur.

Dark romance'e, mafya kitaplarına başlamak istiyorsan gel anacım. Harika bir başlangıç kitabı olur. Daha önce Neva Altaj okuduysan onun gibi diyebilirim. Kusursuzca Kusurlu Serisi'nin biraz daha detaylı ve yavaş işlenmiş hali.

Mafya kitaplarının en sevdiğim yanı, erkek karakterin ne kadar halkın kahraman sayamayacağı karanlık işler peşinde koşup sert olsa da sevdiği kadına karşı yumuşacık davranıyor oluşu. Damiano De Rossi'ye bu yüzden bayıldım. Karanlık krallığa sahip bu adam, Valentina'nın yanındayken sevdiği uğruna dünyaları yakabilecek bir scottish folda dönüşüyor. Nasıl da tatlı sözler kullanmaya başladı :P

E bizim kız da bayılınmayacak kız mı!! Valentina, aşşşşşşırı sevdiğim bir kadın karakter oldu. İnanılmaz güçlü ve gözü pek biri. Tam bir kraliçe!

Ben sanırım prenses dark romance insanıyım ya. Bu tarzı çok sevdiğimi fark ettim. Karakterlerin birbirlerini aile gibi görüp bağlılık yaşamaları, bir şekilde yollarının kesiştiği kadınlarla evlenmesi ve kurgunun bu şekilde ilmek ilmek devam etmesi falan bu aralar favorim.

Kurgusunu -gözümde bazı eksiklikler olsa da- sevdim. Mesela Valentina'nın karanlık evliliğinde yaşadıklarına biraz daha değinebilirdik ve Damiano ile olan ilişkisi birazcıcık daha tutkulu olabilirdi. Bunun dışında karakterlerine ise zaten bayıldım. Özellikle Ras!

İkinci kitapta Damiano'nun kardeşini okuyoruz.

+18 yerler, şiddet sahneleri ve hoş örnek olmayacak olaylar barındırıyor.


"Mio Dio, o kız senin aklını almış. Ne zaman itiraf edeceksin?"
"Neyi?"
"Ona aşık olduğunu."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: When She Unravels
Yazar: Gabrielle Sands
Yayınevi: Artemis
Çeviren: Yelda Rasenfos
Sayfa Sayısı: 352

Serinin Kitapları:
1.) Teslim Olunca
2.) Tutkuya Kapılınca
3.) When She Falls
4.) When She Loves

16 Mart 2025 Pazar

Tülün Ardında Kalan (Of Flesh & Bone #1) - Kitap Yorumu

 

***
Yaklaşık 400 yıl boyunca, Tül bizi Alfheimr’ın feylerinden korumuştu.
Onların yokluğunda hayatlarımız Yeni Tanrıların rehberliğinde, yozlaşmadan ve günahlardan arınarak erdem dolu bir hal almıştı. Tüm hayatımı, dünyalarımızın arasında duran sınırın yanındaki bahçeleri koruyarak geçirmeye çalışmıştım; ışıldayan büyüye, bir güvenin ateşe çekilmesi gibi çekilmiştim.

Sonra onların kılıçlarıyla öldürüldük.
Tül’ün parçalandığı gün her şey değişti ve bir kez daha feyler dünyamıza musallat oldu. Fey büyüsü, aramızdan almak istediklerini işaretledi ama Nothrek’i koruyan Sis Muhafızları, feylerin bizi ele geçirmesini engellemek için işaretlenenleri öldürmeye hazırdı. Eğer yirmi birinci yaş günümü özgür bir kadın olarak geçirmek istiyorsam, bildiğim her şeyden kaçmak dışında bir seçeneğim yoktu.

Şimdi, kendilerine ait olanı talep ediyorlar.
Ancak onlar beni yakalamadan önce, Caelum beni Vahşi Av’ın elinden kurtarmayı başardı. İşaretlenmiş halde kaçarken, o sadece hayalimde canlandırabileceğim şekillerde mücadele ediyordu. Geçici bir ittifaktan saplantılı bir tutkuya dönüşen bağımız, feyler yaklaştıkça ve kötülüğü her zamankinden daha yakınımızda hissettikçe güçlendi. O, hayatım tehlikedeyken istemeye cesaret edemeyeceğim her şey ve göze alamayacağım bir dikkat dağıtıcıydı. Daha önemli bir şey tehlikede olsa dahi ondan uzak durmam mümkün değildi.
Tehlikede olan şey kalbim olsa bile.
***

Estrella, zorlu yaşama karşı ayakta durmaya çalışan bir hizmetkar. Feylerden insanları koruyan Tül'ün yakınında çalışırken her daim bu dünyayı merak eder. Bir gün bir kargaşa çıkar ve Tül parçalanır. Ortaya çıkan büyüyle Estrella kendisini işaretlenmiş ve etrafı düşmanlarla sarılmış halde bulur. Ne yapacağını bilemez halde kaçmaya çalışırken imdadına yeni tanıştığı Caelum yetişir.

Konusunu okuduğum anda direkt ilgimi çekmişti. Nerede feyler orada ben :') Elimdeki kitabı bitirir bitirmez başladım ve hemen de bitti.

CAELUM!! Bu adam o kadar tatlı ki!! Estrella'nın yeni tanıştığı bir yabancı olmasına ve sürekli kaos içinde olmalarına rağmen ona bebek gibi davranıyor. Önce onun yemek yemesini bekliyor, onu sıcak tutmaya çalışıyor ve koruyor. Yani tatlı (ve modern) bir mağara adamı gibi davranıyor diyebiliriz. Estrella ise biraz korunmaya ihtiyacı olan ve kendisini geliştirme evresinde olan bir kadın. Saf ve iyi düşünceli biri.

Bu ikili dışında diğer karakterleri de sevdim (enbaştakişahısdışında). Kurgusu da güzeldi. Caelum gelene kadarki kısımda tetikleyici unsurlar beni biraz zorladığı için başlarda zorlandım fakat sonrası çok maceralı, cilveli ve esprili ilerledi. Bayıldım.

Biraz daha ilerleyince darklık başladı (kitap dark fantastik), bu kısım pek mutlu etmedi. Üstten ve çabuk işleniyormuş gibi geldi, verilmesi amaçlanan etkiyi üzerimde oluşturmadı. Hatta buna libidokiller Caelum'un zaman zaman Estrella'ya "ufaklık" demesini de ekleyebiliriz. 

FAKAT SONRA SONA YAKLAŞTIKÇA O KADAR FENA ŞEYLER OLDU Kİ! Kurgu bambaşka bir şekil aldı, bazı şeyleri bekliyordum ama o olayı beklemiyordum. ÇOK İYİYDİ. ACİL 2 LAZIM!!

Dikenler ve Güller Sarayı benzeri bir kitap arıyorsanız aklınızda bulunsun.

+18 yerler bulunuyor.


"Dışarı çık ve benimle oyna, yıldızım. Kimsenin seni göremeyeceğini düşündüğün bir yerde yanıp kül oluyorsun. Tüm o ateşi kucakladığında ne kadar parlayacağını hayal et."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: What Lies Beyond the Veil
Yazar: Harper L. Woods
Yayınevi: Pukka
Çeviren: Neslin Gizem Şahin
Sayfa Sayısı: 432

Serinin Kitapları:
1.) Tülün Ardında Kalan
2.) What Hunts Inside the Shadows
3.) What Lurks Between the Fates
4.) What Sleeps Within the Cove

9 Mart 2025 Pazar

Küller ve Yıldızların Lanetlediği Kral (Nyaxia'nın Taçları #2) - Kitap Yorumu

 

***
Kejari’nin ardından Oraya’nın bir zamanlar gerçek olduğunu düşündüğü her şey yok olmuştu. Kendi krallığında bir tutsak gibi yaşarken hem sahip olduğu tek ailenin yasını tutuyor hem de yıkıcı bir ihanetin şokunu atlatmaya çalışıyordu. Artık kendi kanına dair gerçekleri bile bilmiyordu. Ancak emin olduğu tek bir şey vardı. Kimseye güvenemezdi, özellikle de Raihn’e…

Gece Hanesi düşmanlarla sarılmıştı. Raihn’in kendi soyluları, bir zamanlar köle olan dönüşmüş kralı kabul etmeye istekli değildi. Kan Hanesi ise pençelerini krallığa geçirerek onu içeriden parçalamaya çalışıyordu.

Raihn, Oraya’ya gizli bir ittifak teklifiyle gelmişti. Oraya’nın krallığını geri kazanması ve ona ihanet eden sevgilisinden intikam alması için gereken tek yol, anlaşmayı kabul etmekti. Tabii bunu başarmak için babasının en büyük sırlarıyla iç içe geçmiş yıkıcı ve kadim bir gücü kullanması gerekecekti.

Hiçbir şey göründüğü gibi değildi, üstelik düşmanlar dört bir yandan yaklaşıyordu. Oraya geçmişinin sırlarını çözüp geleceğiyle yüzleşirken kendini bir seçim yapmak zorunda bulacaktı. Gücü ele geçirmek için kan dökmeyi mi seçecekti, yoksa yakıp kül eden aşkın onu yok etmesine izin mi verecekti?
***

Serinin ilk kitabını Açlık Oyunları ve Kan ve Kül Serisi esintileri alarak okumuştum. Vampirli, karanlık evrenini ve Raihn'in varlığını var ya anlatamam... Sonunda da ŞOK EDİP bitti. O kadar kitap okudum, böyle son görmedim. Genel olarak çok heyecanlı ve maceralı ilerledi. 5/5'ti.

İkinci kitapta ise Raihn'in teklifini ve Oraya'nın krallığını geri alma serüvenini okuyoruz. En spoilersız haliyle böyle özetleyebilirim.

Raihn'e bayılıyorum. Bu kitapta aslında onun geçmişini de okuduk ve nereden nereye geldiğini görmüş olduk. Çizmeye çalıştığı sert imajı ve altında yatan sevgi dolu kalbi... çok duygusaldı. Oraya'ya karşı ise nötr hissediyorum. Sevmeye bir tık daha yakınım. Sanırım daha güçlü kadın karakterleri okuduğumdan Oraya'ya atfedilmek istenen güç tanımı bana yeterli gelmedi.

Kurgu açısından ilk kitaptaki kadar olmasa da heyecanlı ve bol maceralı ilerledi. Sayfa sayısının çok olması gözümü korkutmuştu fakat çabuk okunuyor, iki gün gibi bir sürede bitti.

Ben sanırım ilk kitaba o kadar bayıldım ki (ya da çok fazla fantastik okudum) ikinci kitabı biraz sönük buldum. Üstüne romantik kısımlarda aradığım derinliği ve samimiliği bulamadım. Fazla romantizm sevmiyorsanız bu olay size kötü gelmeyebilir. Benim için güzel olan tek şey Raihn'di.

6 ana kitap olması planlanan Nyaxia'nın Taçları Serisi'nin bu kitap ile beraber Oraya ve Raihn'e ait olan kısmını yani Gecedoğan Düeti'ni bitirmiş olduk. 3. ve 4. kitapta Raihn'in arkadaşı Mische'yi okuyacağız.

Son olarak şunu söylemeden de edemeyeceğim. Benim gönlüm 1.5. kitapta okuduğumuz Lilith ve Vale'de takılı kaldı. Onları böyle uzun uzun okumayı o kadar isterdim ki...

+18 yerler bulunuyor.


"Gerçekten kokunu almayacağımı mı sandın, prenses?"


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: The Ashes & the Star-Cursed King
Yazar: Carissa Broadbent
Yayınevi: Martı
Çeviren: İdil Berfin Akın
Sayfa Sayısı: 672

Serinin Kitapları:
1.) Yılan ve Gecenin Kanatları
1.5) Yanan Altı Gül
2.) Küller ve Yıldızların Lanetlediği Kral
3.) The Songbird & the Heart of Stone
4.) The Fallen & the Kiss of Dusk

2 Mart 2025 Pazar

Büyük Oyun (Green Oak #1) - Kitap Yorumu

 

***
Adalyn Reyes günlük hayatını kusursuz hâle getirmek için yıllarını harcamıştı: Şafak vakti uyanır, Miami Flames ofisine gider, evine döner ve ertesi gün aynı şeyleri tekrar ederdi.

Fakat Adalyn’in bu rutini, takımın maskotuyla yaşadığı tartışmanın videosu internete düşünce tamamen bozuldu. Takımın sahibi –ki bu aynı zamanda babası oluyordu– Adalyn’i kovmak yerine ona bir şans daha vermeye karar verdi: Hiçliğin ortasındaki Kuzey Carolina’ya gidecek ve kasabanın yaramaz futbol takımı Yeşil Savaşçılar’a çekidüzen vererek hatasını telafi edecekti. Ne var ki, Adalyn oyuncuların antrenmanlarına tütü giyerek çıktığını (neden?), evcil keçiler beslediklerini (pasaklı!) ve kendisinden çok korktuklarını (tatsız…) keşfettiğinde, planları suya düştü. Üstelik bu oyuncular yalnızca dokuz yaşında çocuklardı!

İşleri daha da berbat edecek olan şeyse, kaleciliği yakın zaman önce bırakan efsanevi Cameron Caldani’nin kasabadaki varlığıydı. Cam, Adalyn’e yardımcı olmak için mükemmel bir adaydı; ta ki, bir horoz, Cam’in bacağı ve Adalyn’in arabasının tamponunu içeren talihsiz bir ilk karşılaşma yaşanana kadar. Bu karşılaşmadan sonra Cam, Adalyn’i kasabadan göndermeyi kafasına koymuştu; fakat sürgün, Adalyn için bir seçenek olamazdı. Çığırından çıkmış bu çocuklara yardım etmek, kendini affettirebilmesinin tek yoluydu ve bunun için büyük oyunu oynamaya kararlıydı. Cam’in yardımı olsun ya da olmasın.
***

Elena Armas'ın kitaplarını çok seviyorum. Soft ve tatlı kurguları, eğlenceli diyaloglarıyla beni mest ediyor. İspanyol Aşk Aldatmacası ile başlayan serisini Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi ile bitirdikten sonra Büyük Oyun ile farklı bir seriye geçiş yapıyor.

Babasının sahibi olduğu Miami Flames spor kulübünde çalışan Adalyn, yaşadığı bir tartışma sonucu internete videosunun düşmesinin ardından babasının kararıyla başka bir kasabaya sürgün edilir. Bu kasabada ortalık sakinleşene kadar ona verilen görevin -yani en fazla 10 yaşında olan minik kız futbolcuların- üstesinden gelmeye çalışır. Bu göreve yan komşusu, ünlü sporcu Cam de dahil.

Cameron Caldani, huysuz ama yumoş yumoş kalbi olan biri. Elena Armas'ın kitaplarında en sevdiğim şey bu. Bütün erkek karakterleri temelde birbirine benziyor, en huysuzunun bile eriten kalbi ve sözleri var. Elena'nın istisnasız yer verdiği her İspanyol karakter ise kalbimi çalan bir diğer şey (farklıdilegeçişlerebayılıyorum).

Adalyn ise tepeden tırnağa işkolik bir kadın. Kendi ayakları üzerinde durmasına ve kararlı kişiliğine bayıldım.

Nefretle başlayan iletişimlerine rağmen (özellikle iki taraf da huysuzsa) Cameron'ın tatlı davranışlarını okumak o kadar içimi eritti ki. Bir de Adalyn sorun yaşadığında falan onunla ilgileniyor, bebeğiymiş gibi bakıyor ve tatlı tatlı sesleniyor... MÜKEMMEL BİRİ!!!!!

Bağımlılık yapan karakterleri var, hepsine ayrı bayıldım (özellikle tütüyle koşan futbolcu minikler). Tatlı da bir kurgusu var (ne kadar "tatlı" kelimesini kullansam az ama o kadar tatlı ki) ve çok güldürüyor. Tam sonuna yaklaştığımda güzel güzel kitabı kapatacağım derken ortaya çıkan dram (?) ve SIRLAR!! Dramı yersiz buldum (aşırı yavaş gelişen temeli iyi bir aşkı okuduktan sonra yapılır mı bu). Ama sır kısmı çok iyiydi.

Serinin devamında Adalyn'ın arkadaşını okuyoruz, yani aslında tek kitap diyebiliriz.

+18 yerler bulunuyor.


"Üzerinde bir takım elbise ve elinde bir çekiçle hiçbir şeyi tamir edemezsin."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: The Long Game
Yazar: Elena Armas
Yayınevi: Yabancı
Çeviren: Kübra Tekneci
Sayfa Sayısı: 400

Serinin Kitapları:
1.) Büyük Oyun
2.) The Fiancé Dilemma

Elfhame Kralı Öykülerden Nefret Etmeye Nasıl Başladı (Peri Halkı #3.5) - Kitap Yorumu

*** Kedi sütü ve kibirle beslenen, çirkin bir kehanet başına bela olan bir Peri prensi o... Cardan doğumundan beri prens kâh delicesine sevi...