***
Yaklaşık 400 yıl boyunca, Tül bizi Alfheimr’ın feylerinden korumuştu.
Onların yokluğunda hayatlarımız Yeni Tanrıların rehberliğinde, yozlaşmadan ve günahlardan arınarak erdem dolu bir hal almıştı. Tüm hayatımı, dünyalarımızın arasında duran sınırın yanındaki bahçeleri koruyarak geçirmeye çalışmıştım; ışıldayan büyüye, bir güvenin ateşe çekilmesi gibi çekilmiştim.
Sonra onların kılıçlarıyla öldürüldük.
Tül’ün parçalandığı gün her şey değişti ve bir kez daha feyler dünyamıza musallat oldu. Fey büyüsü, aramızdan almak istediklerini işaretledi ama Nothrek’i koruyan Sis Muhafızları, feylerin bizi ele geçirmesini engellemek için işaretlenenleri öldürmeye hazırdı. Eğer yirmi birinci yaş günümü özgür bir kadın olarak geçirmek istiyorsam, bildiğim her şeyden kaçmak dışında bir seçeneğim yoktu.
Şimdi, kendilerine ait olanı talep ediyorlar.
Ancak onlar beni yakalamadan önce, Caelum beni Vahşi Av’ın elinden kurtarmayı başardı. İşaretlenmiş halde kaçarken, o sadece hayalimde canlandırabileceğim şekillerde mücadele ediyordu. Geçici bir ittifaktan saplantılı bir tutkuya dönüşen bağımız, feyler yaklaştıkça ve kötülüğü her zamankinden daha yakınımızda hissettikçe güçlendi. O, hayatım tehlikedeyken istemeye cesaret edemeyeceğim her şey ve göze alamayacağım bir dikkat dağıtıcıydı. Daha önemli bir şey tehlikede olsa dahi ondan uzak durmam mümkün değildi.
Tehlikede olan şey kalbim olsa bile.
***
Estrella, zorlu yaşama karşı ayakta durmaya çalışan bir hizmetkar. Feylerden insanları koruyan Tül'ün yakınında çalışırken her daim bu dünyayı merak eder. Bir gün bir kargaşa çıkar ve Tül parçalanır. Ortaya çıkan büyüyle Estrella kendisini işaretlenmiş ve etrafı düşmanlarla sarılmış halde bulur. Ne yapacağını bilemez halde kaçmaya çalışırken imdadına yeni tanıştığı Caelum yetişir.
Konusunu okuduğum anda direkt ilgimi çekmişti. Nerede feyler orada ben :') Elimdeki kitabı bitirir bitirmez başladım ve hemen de bitti.
CAELUM!! Bu adam o kadar tatlı ki!! Estrella'nın yeni tanıştığı bir yabancı olmasına ve sürekli kaos içinde olmalarına rağmen ona bebek gibi davranıyor. Önce onun yemek yemesini bekliyor, onu sıcak tutmaya çalışıyor ve koruyor. Yani tatlı (ve modern) bir mağara adamı gibi davranıyor diyebiliriz. Estrella ise biraz korunmaya ihtiyacı olan ve kendisini geliştirme evresinde olan bir kadın. Saf ve iyi düşünceli biri.
Bu ikili dışında diğer karakterleri de sevdim (enbaştakişahısdışında). Kurgusu da güzeldi. Caelum gelene kadarki kısımda tetikleyici unsurlar beni biraz zorladığı için başlarda zorlandım fakat sonrası çok maceralı, cilveli ve esprili ilerledi. Bayıldım.
Biraz daha ilerleyince darklık başladı (kitap dark fantastik), bu kısım pek mutlu etmedi. Üstten ve çabuk işleniyormuş gibi geldi, verilmesi amaçlanan etkiyi üzerimde oluşturmadı. Hatta buna libidokiller Caelum'un zaman zaman Estrella'ya "ufaklık" demesini de ekleyebiliriz.
FAKAT SONRA SONA YAKLAŞTIKÇA O KADAR FENA ŞEYLER OLDU Kİ! Kurgu bambaşka bir şekil aldı, bazı şeyleri bekliyordum ama o olayı beklemiyordum. ÇOK İYİYDİ. ACİL 2 LAZIM!!
Dikenler ve Güller Sarayı benzeri bir kitap arıyorsanız aklınızda bulunsun.
+18 yerler bulunuyor.
"Dışarı çık ve benimle oyna, yıldızım. Kimsenin seni göremeyeceğini düşündüğün bir yerde yanıp kül oluyorsun. Tüm o ateşi kucakladığında ne kadar parlayacağını hayal et."
Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!
Verdiğim puan: 4,5/5
Özgün Adı: What Lies Beyond the Veil
Yazar: Harper L. Woods
Yayınevi: Pukka
Çeviren: Neslin Gizem Şahin
Sayfa Sayısı: 432
Serinin Kitapları:
1.) Tülün Ardında Kalan
2.) What Hunts Inside the Shadows
3.) What Lurks Between the Fates
4.) What Sleeps Within the Cove
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder