Translate

29 Ekim 2023 Pazar

Surlar ve Ölüm (Küller ve Kor Serisi #3) - Kitap Yorumu

 

***
Savaşçı İmparatorluğunun içinde ve ötesinde, savaş tehdidi her zamankinden daha güçlüdür. Kızıl Örümcekkuşu Helene Aquilla, kız kardeşinin ve İmparatorluk’taki herkesin hayatını korumak için çaresizdir ve tehlikenin her yanda, pusuda beklediğinin farkındadır: Geçmişi aklından çıkmayan İmparator Marcus giderek dengesiz ve vahşi davranırken, acımasız Kumandan Keris Veturia ardında bıraktığı kıyıma aldırmadan kendi gücünü artırmak için İmparatorluğun istikrarsızlığından faydalanır.
***

Serinin birinci ve ikinci kitabının yorumunu yapan bene şu an ne kadar masummuş gözüyle bakıyorum, ah benim safım... Senin o bütün beklentilerin, güzel umutların var ya...

Kitabın distopyası aslında güzel, kurgusu (orta kısmı dışında) akarak ilerledi. O orta kısımda biraz fazla sıkıldım. Romantik yönü açısından beni hiç tatmin etmedi, bu yüzden kitabı çoğu defa yarıda bırakmayı düşündüm. Artık bir yerlerde aşk olsun da karıncaların aşkını okumaya bile razıyım düşüncesine girdim (aşk romanlarını seviyorsanız hayat size zor). Sadece distopya seven birinin seveceği bir seri olduğunu düşünüyorum, ben tutunamadım; beklentim biraz fazlaydı bu seriden. Bu yüzden üzülerek bu puanı veriyorum...

Elias... Kurabiyem... o kadar harcandın ki :')

Laia... sus.

Ve Keenan... senden adam olur dostum.

Serinin 4. kitabı henüz çevrilmedi. Merak ettiğim için ve seriyi bitirmeyi istediğim için son bir şansı hak ettiğini düşünüyorum (farkındaysanız hâlâ umutluyum dfhdfhdfh).

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3,5/5

Özgün Adı: A Torch Aganist the Night
Yazar: Sabaa Tahir
Yayınevi: Epsilon
Çeviren: Kübra Tekneci
Sayfa Sayısı: 464

Serinin Kitapları:
1.) Küller ve Kor 
2.) Gece ve Ateş
3.) Surlar ve Ölüm
4.) A ​Sky Beyond the Storm

19 Ekim 2023 Perşembe

Başka Dilde Aşk (The Hales #1) - Kitap Yorumu

 

***
Bree Prescott, Maine’in küçük bir kasabası olan Pelion’a geldiğinde tek arzusu yaşadığı her şeyi ardında bırakmaktı. Yağmurun sesini. Kanı. Teninde hissettiği o buz gibi namluyu. Altı aydır aldığı her soluk ona kendisinin hayatta kaldığını, babasınınsa öldüğünü hatırlatıyordu. Şimdiyse kendini yeniden güvende hissetmeye başlamıştı. Ama Archer Hale’le tanıştığı an dünyasının değişeceğinden ve bir daha asla eski hâline dönmeyeceğinden habersizdi. Bree onun dünyasına bodoslama dalana kadar Archer kimseyle iletişim kurmuyordu. Ancak yakışıklı yüzü, etkileyici bakışları ve işaret diliyle kurduğu iletişimle Bree’nin üzerinde kendisinin bile tahmin edemeyeceği bir etki bırakacaktı. Ama Pelion sırlarla ve ihanetlerle dolu bir kasabaydı ve tüm bunların merkezinde de Archer vardı. Kendi acılarının kozasında yaşayan tutkulu ve yaralı bu iki insan, iyileşmenin ve yaşamaya devam etmenin yolunu belki de Archer’ın sessizliğinde bulacaklardı. 
***

Eveeet, fantastik romanlardan sıyrılıp sakin bir şeyler okumalıyım düşüncesiyle bu kitaba başladım. Böyle tatlı, minnoş, romantik bir kitap. Eğer benim gibi çok fantastik okuduysanız ve dinlendirici, okuma konusunda heveslendirici bir şey arıyorsanız bence güzel bir alternatif olabilir. Tam sonbaharda okumalık kitap.

Kitabın hafif melankolik bir havası var ama çok tatlı bir de hikayesi var. Archer Hale. Bu çocuk o kadar minnoş ki :') BEN BUNU YERİM.

İşaret diliyle iletişim kurabiliyor ve kitapta tanışınca Bree ile iletişimini bu şekilde sürdürüyor. Normal aşk romanlarına göre farklı bir kurgusu var. (Farkındaysanız bi ciddiyim bu yorumda, normalde Feyre'lara ve Casteel'lara sayıp dökerdim gdfhdfhd öhöm)

" Burada ne yapıyorsun? diye sordum.
Fırtınalardan hoşlanmıyorsun, diye cevapladı.
Başımı şaşkınlıkla hafifçe eğdim. Fırtınalardan hoşlanmadığım için mi iki kilometreyi yağmurda yürüdün?
Bir anlığına tereddüt ederek uzağa bakarken hafifçe kaşını çattı. Sonra bana bakıp basitçe, Evet, dedi. Duraklarken ifadesi acılıydı. Şu anda görmeyi istediğin en son insan olduğumu biliyorum ama korkmaman için sadece verandanda oturabileceğimi düşündüm. Yalnız olmamalısın. "

Benim için çok ayrı yeri olan kitaplar arasına aldım kendisini. Kurgusu sıkmıyor, acı çektirmiyor (dgndfhdh). Bir günde bitirdim. Çok çabuk bitti ya... Çok tatlı gidiyor :') ama bir yeri var ki bir an mahvoldum...

Bir de belirtmeliyim ki +18 olaylar dolayısıyla küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümesi gerekiyor...

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Archer's Voice
Yazar: Mia Sheridan
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Çeviren: Hanife Albayrak Çift
Sayfa Sayısı: 360

Serinin Kitapları:
1.) Başka Dilde Aşk
2.) Travis

16 Ekim 2023 Pazartesi

Kanatlar ve Küller Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #3) - Kitap Yorumu

 

***
Feyre Bahar Sarayı’na döndü. Tamlin’in yapacakları ve Prythian’a diz çöktürmeye uğraşan kral hakkında bilgi toplamaya kararlı. Ama bunu yapabilmek için ölümcül bir oyun oynaması gerekiyor.

Yaklaşan savaş hepsini tehdit ederken, Feyre tehlikeli Yüce Lordlardan hangisine güvenmesi gerektiği konusunda bir karar vermek, müttefikini en olmayacak yerlerde aramak zorunda.
***

Arkadaşlarım, biliyorsunuz ki 3. kitabı yorumluyoruz. Bu sebeple spoiler yiyebileceğinizi göz önünde bulundurun. 1. veya 2. kitabı okumadıysanız bakmanızı tavsiye etmiyorum...

Bu seriye başlarken herkesin neyi sevdiğini anlamaya çalışıyordum. Önce herkes gibi gördüğümün doğru olduğunu düşündüm sonra bazı şeyleri fark ettim (ve bu yol çok keyifliydi :P). Ardından yaşanan entrikalar seriye beni tamamen bağladı. Biraz önce kitabı bitirdim ve bilmiyorum, bir kitap hakkında bu kadar fazla duygu hissedince yorum yazmakta zorlanıyorum ve sakinleşmeyi de bekleyemiyorum.

Tamlin'e biraz üzülüyorum ben ya, yine de bence hak etmiyor bazı şeyleri (ne kadar çenesini tutamayan boşboğazın teki olsa da). Bİ SUSSAN ZATEN HAYATTAKİ BÜTÜN GÜZELLİKLER SENİ BULACAK da neyse. Bunu bir kenara bırakalım. Üzüldüğüm diğer bir konu ise: Rhys. Bu çocuğun hisleri beni mahvediyor. Yaptıklarına karşılık bulduğu şeyler az geliyor ya (biraz sonra iyi bi gömeceğim seni Feyre, dur).

Kitap ilerleyiş açısından benim için yükseliş - düşüş - acayip yükseliş şeklinde ilerledi. Başlarda süperdi. Okurken acayip keyif alıyordum, maceradan maceraya gidip gizli görevler yapıyor gibiydik. Sonra bir dönem vardı, böyle bana göre biraz durağan geçti. Orada sıkıldım, yalan değil. Ama yine bir yer vardı ki oraya ulaştığınızda zaten bir bakıyorsunuz kitap bitmiş. İşte bu kısım... FENAYDI! Ağzım açık okudum, şoktan şoka girdim: Bir üzüldüm, bir şaşırdım, bir mutlu oldum, bir gözlerim doldu... Her duyguyu sonuna kadar yaşattırdı.


Heh, şimdi Feyre'yı konuşalım. KIZ, BANA BAK! Çocuk sana o kadar kalbe dokunacak şeyler söylüyor, sen niye aynısını ona yapmıyorsun... Cidden ama iki doya doya tatlı şey okuyalım ümidiyle ilerliyorum, Odun Feyre hevesimi kursağımda bırakıyor.


!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! SPOILER !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Rhys geri döndüğünde niye her gün ölüyormuş gibi davranıyorsun ya. O üzüntüden sonraki kavuşma hissini bize, ciğerlerimize yansıtsan ya...

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! SPOILER !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!


Sarah'ın fantastik kurguda (bu 3 kitaba dayanarak) aşırı derecede başarılı olduğunu düşünüyorum. Hatta erkek karakterler ve onların hisleri konusunda da şahane işler çıkardığını düşünüyorum ama kadın karakterlerin duygusallıkları... bilmiyorum ya, bir şeyleri eksik geliyor gibi. Aşk romanları okumaya bayılan biri olarak o isteğimi bulamayınca biraz üzüldüm. 

Bunların dışında Nesta'ya bayılıyorum!

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: A Court of Wings and Ruin
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Meriç Keleş 
Sayfa Sayısı: 761

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

11 Ekim 2023 Çarşamba

Sis ve Öfke Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #2) - Kitap Yorumu

                                               

*** 

    Bana bakan yüzü tanıyordum. Yüzünden akan sahteliği, umutsuzluğu, çürümüşlüğü tanıyordum. Hançeri kaldırırken elim titremedi. Kemikli omzunu sıkıca tutup karşımdaki iğrenç yüz e baktım – kendi yüzüme. Ve üvez hançeri tam kalbime sapladım.

    Feyre, Amarantha’dan kurtulup Bahar Sarayı’na dönebildi ama bunun bedeli yüksek oldu. Her ne kadar artık Ulu Peri güçlerine sahip olsa da hâlâ bir insanın kalbini taşıyor ve Tamlin’in halkını kurtarmak için yapmak zorunda kaldıklarını unutamıyor.

    Gece Sarayı’nın Yüce Lordu Rhysand’la yaptığı anlaşmayı da unutmadı. Tüm bunların ortasında Feyre, iktidar çatışmaları ve tutku oyunlarının baş döndürücü hızında yapması gerekeni yapıyor.

***

O YÜCE LORD NEYDİ ÖYLE?! KALBİİĞĞĞĞĞMMMMM...

Tamlin'i çok sevmiştim. Beni hayal kırıklığına uğrattı zalım. Seni boşuna savunmuşum limon kafalı solucan. Hiçbir şeyi hak etmiyorsun sen, otur zırla.

İlk kitabı beğendiğimi sanarken aslında beğendiğim ikinci kitap oldu. Bir yere kadar Feyre'yı yumruklamak istedim, sonra 51. sayfaya geldik ve hangimizin gözlerinden yıldızlar fışkırmadı ki!


Bu kitap benim için çok büyülü ilerledi. Özellikle Gece Sarayı'na vardıktan sonra... Sanki böyle mevsimlerden yaz. Hava sıcak ama hafif serin. Bir akşam vakti çimenlerin üzerinde uzanıyorsunuz. Koyu gökyüzünde tonlarca parıldayan yıldız ve hepsi melodik bir şekilde şarkı söylüyor. Yanlarda böyle uçuşan ateş böcekleri var... Tam olarak çalan şarkı şöyle (https://youtu.be/VkbvUjbHcGE?si=HuR4YWQW6yxjHF57)

Rhys'in olduğu her yer şiir gibiydi. Feyre'yla aralarında geçen espriler hatta normal diyaloglar bile beni çok mutlu etti. Özellikle Rhys'in bir yerde bir konuşması vardı... ALLAH! Herkesin gönlünü fethetti şapşal çocuk. Bir sürü post it kullandırttı bana.

Bu kadar pozitif şeyin üstüne negatif minik bir şey söylemek istiyorum: Aralarında geçen konuşmaların bazılarının biraz daha uzun olmasını isterdim (hüzünlü surat). Bunun dışında kurgu yönünden hiç sıkmadı ve okuması çok kolaydı. Bundan bir önce okuduğum seri Kan ve Külden'di, ona göre çok daha kolay okunuyordu.

Ve sonu...

Son olarak diyeceğim şey:


KALBİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A Court of Mist and Fury
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Meriç Keleş 
Sayfa Sayısı: 647

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

7 Ekim 2023 Cumartesi

Dikenler ve Güller Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #1) - Kitap Yorumu

 

***

Kış çok ağır geçiyor. Feyre ailesini beslemek zorunda…
Bir gün, avlanırken av olmamak için öldürdüğü kurdun intikamını almaya gelen bir canavar çalıyor kapısını. Ama Feyre’yi almaya gelen canavar bir hayvan değil, Tamlin...

Bir zamanlar dünyayı yöneten ölümcül, ölümsüz perilerden biri.
Feyre’nin, hayatı boyunca dehşet dolu hikâyelerini dinlediği perilerin diyarında yasamaya başlamasıyla dünyası altüst oluyor. Kendini bildi bileli hissettiği şiddetli düşmanlık bu güzel ama tehlikeli ülkede bambaşka bir boyut kazanıyor.

Feyre’nin çok önemli bir görevi var: Ülkenin üstüne gittikçe çöken eski, karanlık gölgenin onu yok etmesini önlemek.

***

AR KA DAŞ LAR! BEN. NEDEN. DAHA. ÖNCE. BU. KİTABI. OKUMADIM!? Niye biri kolumdan tutup zorla okur musun şunu demedi!? PİŞMANLIK! Ertelediğim için o kadar pişmanım ki! Son okuyanlardan biri olabilirim...

Yine de benim gibiler varsa ve fantastik-aşk romanları seviyorsanız bu yorum özellikle size; pamuk şekerim niye bekliyorsun :')

Bir önceki yorumum biliyorsunuz ki Kan ve Kül Serisi'ne aitti. O seri henüz tamamlanmadı fakat çevrilen bütün kitaplarını yorumladık. Biraz ağır bir seriydi. Bu kitapsa o kadar hafif ki! Tam kafa dağıtmalık keyifli vakit geçirip iç çekmelik bir kitaptı.

İlk önce (doğal olarak) dünyaya adapte olmaya çalışırken biraz yavaş gidiyorsunuz tabii ki, ama sonrası akıp gidiyor. Dünyası ŞAHANE! 

Sanırım hepimiz okurken aynı yoldan gittik, değil mi dsfdsgfd Bu konuda herhangi bir yorum yapsam spoiler olur, kendimi 2. kitaba saklıyorum. Bir şeycikler duydum ikinci kitap ile ilgili ama tam emin değilim, yaşayıp görmemiz lazım.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A Court Of Thorns And Roses
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Meriç Keleş 
Sayfa Sayısı: 540

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

3 Ekim 2023 Salı

İki Kraliçenin Savaşı (Kan ve Kül #4) - Kitap Yorumu


***
Altın taçların çaresizliğinden ve…
Casteel Da’Neer Kan Kraliçesi’nin ne kadar kurnaz ve gaddar olduğunu çok iyi biliyor ama ortaya çıkan sırlar onun bile aklına gelmeyecek kadar büyük.

Ölümlü bedenden doğan bir savaş başlar.
Poppy’nin kralını serbest bırakmasını ve Kan Kralı’nın temsil ettiği her şeyi yok etmesini hiçbir şey engelleyemez. Hayat İlkeli’nin muhafızlarının gücü ve kurtların desteğiyle Poppy, Atlantisli generalleri ikna etmeli çünkü her iki krallığın da barış içinde yaşayabileceği bir gelecek ümidi hâlâ var.

Büyük ilkel güç…
Poppy ve Casteel, değer verdiklerini ve kendilerini savunamayanları korumak için eski ve yeni gelenekleri birlikte sürdürmeliler. Ama savaş sadece başlangıç. Kadim ilkel güçler çoktan harekete geçti ve çağlar önce başlayan dehşeti ortaya çıkardı. Kan Kraliçesi’nin başlattığını bitirmek için, Poppy’nin kehanet edilene, yani en çok korktuğu şeye dönüşmesi gerekebilir.
***

Üçüncü kitabın ortalarındayken bitirdikten sonra farklı bir kitabı okuyup tekrar bu seriye dönmeyi planlıyordum, biraz bunalmıştım. Ama bir yer var, orayı geçtikten sonra kitap inanılmaz hızlı ilerledi benim için. Hatta araya kitap falan koymayarak DİREKT 4'e başladım.

Bu kitap diğer kitaplar gibi (benim için) düşüş - yükseliş tarzında ilerlemedi; TAMAMEN yükseliş şeklinde ilerledi. Hiç böyle bir beklentim yoktu. Olaylar öyle bir gelişti ki...

Ve kurgu da hiç sıkmıyor, kendini tekrar etmiyor. Jennifer nasıl başardı bunu bilmiyorum ama 4. kitabın sonu olmuş mesela hâlâ bir ton şey üretilebilecek durumda. 

O 3. KİTAP NASIL BİTTİ ÖYLE KALBİİİİİĞĞĞĞĞMMMMMM... 4'ü içim gide gide okudum resmen. Jennifer hiç acımıyor (95. sayfa...).

Neyse, huzurum kalmadı fâni dünyada. Biraz güzel şeyler konuşalım... Biliyorsunuz ki harika bir kadromuz var (ÖHÖM ÖHÖM). Seri ilerledikçe farklı karakter olaya dahil oluyor ve hepsine bayılıyorsunuz yahu. Casteel, zaten baş tacı. Kieran, pamuk şeker. Reaver, ayyyyyyyyyyy. Nektas'ı görmüşsünüzdür, alev alev. Delano, minnoş bi şey. Kadın karakterler de fepfena; şu an onlara değinmeyeceğim, spoiler olmasın. Sonraki kitaplarda sanki daha fazlası da eklenecek gibi görünüyor, acayip heyecanlıyııım.

Muhtemelen görünce ya gözünüzü devireceğiniz ya da gülüp geçeceğiniz o yorumda sıra... Bir yer vardı - ikisini de okuyanlar bilir - Lux Serisi gibi değil mi yaaaaa. Tabii ki konu olarak alakasız ama o enerjiyi almak beni çok mutlu etti. Canım Daemon Black, canım Casteel Da'Neer.

4 kitap arasında favorim, ilk kitap ve bu kitap oldu (şimdilik).

Son olarak, biliyorsunuz ki şiddet sahneleri ve +18 olaylar dolayısıyla küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümeleri gerekiyor...


Serinin okuma sırası:
1.) Kan ve Kül 1 (Kan ve Külden)
2.) Kan ve Kül 2 (Ten ve Ateş Krallığı)
3.) Kan ve Kül 3 (Yaldızlı Kemikler Tacı)
4.) Ten ve Ateş 1 (Kıvılcımdaki Gölge)
5.) Kan ve Kül 4 (İki Kraliçenin Savaşı)
6.) Ten ve Ateş 2 (Alevdeki Işık)
7.) Kan ve Kül 5 (Kül ve Kan Ruhu)
8.) Ten ve Ateş 3 (Tendeki Ateş)


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: The War Of Two Queens
Yazar: Jennifer L. Armentrout
Yayınevi: Dex
Çeviren: Seyhan Dönmez
Sayfa Sayısı: 728

Serinin Kitapları:
1.) Kan ve Külden
2.) Ten ve Ateş Krallığı
3.) Yaldızlı Kemikler Tacı
4.) İki Kraliçenin Savaşı
5.) Kül ve Kan Ruhu
6.) The Primal of Blood and Bone

Elfhame Kralı Öykülerden Nefret Etmeye Nasıl Başladı (Peri Halkı #3.5) - Kitap Yorumu

*** Kedi sütü ve kibirle beslenen, çirkin bir kehanet başına bela olan bir Peri prensi o... Cardan doğumundan beri prens kâh delicesine sevi...