Translate

28 Aralık 2023 Perşembe

Rapsodi (Pazarlıkçı Serisi #1) - Kitap Yorumu

 

***
Doğaüstü varlıkların dünyasında herkesin bildiği bir gerçek vardı: İyiliğe ihtiyacınız varsa Pazarlıkçı’ya giderdiniz. O, bir bedel karşılığında istediğiniz her şeyi size verebilirdi; fakat Pazarlıkçı’nın yaptığı bu iyiliklerin bedelini er ya da geç talep edeceğini de göze almanız gerekirdi. Ancak bir müşterisinden asla geri ödeme talep etmedi. Ta ki bugüne kadar…

Callypso Lillis, geçmişe uzanan büyük sorunlara sahip bir sirendi. Son yedi yılını, Pazarlıkçı’dan satın aldığı iyiliklerin bedeli olan, siyah boncuklardan yapılmış bir bileziğin ağırlığını taşıyarak geçirmişti ve bu iyiliklerin karşılığını ödemek hiç kolay olmayacaktı.

Peri kralı dudaklarındaki ufak gülümseme ve gözlerindeki parıltıyla odasında belirdiğinde Callie her şeyin değişmek üzere olduğunu anladı. İlk başta, Pazarlıkçı ondan tek bir boncuk karşılığında masum bir öpücük aldı. Ve daha fazlası için söz verdi.

Ancak bu ödeşme, aralarındaki eski romantizmi alevlendirmekten öteydi. Ötedünya’da tuhaf olaylar yaşanıyordu: Peri savaşçılar birer birer ortadan kayboluyor, sadece kadın savaşçılar cam bir tabutta geri dönüyordu. Pazarlıkçı’nın halkını kurtarmak için bir umudu varsa da bu, uzun zaman önce reddettiği sirenin yardımıyla olacaktı.
***

Bu kitabın evreni tam bir fantastik evren. Olağanüstü güzelliklere sahip sirenler mi dersiniz, kahinler mi dersiniz, periler mi dersiniz; ne ararsanız var. Şekil değiştirenler? Var. Kurtadam? O da var. Vampirler? Bir o yok sanırım...

Dikenler ve Güller Sarayı Serisi'ni veya Bana Dokunma Serisi'ni okudunuz mu? Ana hatlarıyla Dikenler ve Güller Sarayı'na çok benziyor, bazı açılardan da Bana Dokunma'ya. Bu yönden benim için çok kötü oldu çünkü okurken ister istemez karşılaştırdım (Aralarında seçim yapmak istemem ama acotar...). Ama tabii ki konu olarak çok başka. Bu kitapta karakterimiz Callie zor durumdayken ufak iyilikler karşılığında anlaşmalar yapan Pazarlıkçı'dan yardım alıyor ve iletişimleri başlıyor, sonrasında da kopamayacakları bir anlaşmaya giriyorlar.

Normalde 3 kitaplık bir seri. 4. kitap olarak geçen Akşam Yıldızlarının İmparatoru ise aslında Desmond'a ait bir novella.

Desmond Flynn?

Ben bayılmışam, sürünmüşem, mahvolmuşam...

Bu kitabı ben çok beğendim. Ortalarına kadar bir geçmişten bir günümüzden bahsettiği için adapte olmakta biraz zorlandım, ama alışınca çok güzel ilerledi. Çok hoşuma gitti!

Devamı için SABIRSIZLANIYORUM!

Ha bir de kitabın "Rehber" kısmı var, kitaptaki kelimelerin açıklamalarının bulunduğu. Bunu gidip kitabın en arkasına koymuşlar. Ben sonlara yaklaşınca fark ettim, sizin şimdiden haberiniz olsun. Yalnız en arkayı açıp inceleyeyim derken spoiler yemeyin...


"Ateşten küle, şafaktan alacakaranlığa, hayatlarımız son bulana dek daima benim ol..."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Rhapsodic
Yazar: Laura Thalassa
Yayınevi: Martı Yayınları
Çeviren: Aydan Yalçın
Sayfa Sayısı: 432

Serinin Kitapları:
1.) Rapsodi
2.) Yabancı Bir İlahi
3.) Karanlık Harmoni
4.) Akşam Yıldızlarının İmparatoru

22 Aralık 2023 Cuma

Aşk Çıkmazı (The STEMinist Novellas #2) - Kitap Yorumu

 

***
Mühendis olmak, özellikle de tüm zorluklarına rağmen kadın bir mühendis olmak, Sadie için bitmek bilmeyen mücadele anlamına geliyordu. Bununla birlikte, kalbini paramparça eden adamla küçücük bir asansörde –hem de saatlerce– mahsur kaldığında, bu savaştan sağ çıkabileceğinden emin değildi. Erik büyük hatası yüzünden istediği kadar özür dileyebilirdi; fakat genç kadın onu affetmemeye kararlıydı.

Sadie’nin en karmaşık batıl inançları bile böylesine garip bir kavuşmayı öngöremezdi. Erik, üşüdüğü için ceketini çıkarıp ona uzatırken ve bakışları yumuşarken bile tam bir çelişkiydi. Böylece genç kadının aklında önemli bir soru şekillendi:
Taş kalpli düşmanı göründüğünden daha fazlası olabilir miydi?
***

Ali Hazelwood okumak pembe gökyüzü ve pembe bulutlar altında yarının yokmuşçasına müzik dinleyip elini kolunu sallayarak gülümseyip sokakta yürümekmiş. Ben var ya bu kadına bayılıyorum. Romantik okumak bir bağımlılıkmış. 

O kadar tatlı bir kitaptı ki! Sadie ve Erik arasındaki iletişimi okumak hoş bir reklam izlemek gibiydi. ÇOK TATLIYDI, ÇOK TATLIYDI, ÇOK TATLIYDI.

Bu kadının yazdığı erkek karakterler çok iyi. Ağır oluşları ama içlerinin kıpır kıpır olması aşırı güzel. Ayrıca yazarın mizahına da bayılıyorum.

Bu kitap, The STEMinist Novellas'ın bir parçası olarak geçiyor. Bu novella serisi 3 arkadaşın (3 STEM kadınının) her birinin ilişkisini anlatıyor. Ben pat diye ikinci kitaptan başlamışım. Gerçi birbirleriyle bağlantıları yok, yani sırayla okumaya gerek yok ama yine de aklınızda bulunsun fgdfhddhf STEM nedir, diyecek olursanız da açılımı Science, Technology, Engineering, and Mathematics. Karakterlerimiz bu alanlarda çalışıyorlar.

Tek kötü yanı kısa olması ve çabuk bitmesi...

Kitap +18 olaylar içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın birazcıcık büyümesi gerektiğini düşünüyorum.


"His eyes are the exact color of the sky when the sun shines. And I always, always loved the sky."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Stuck with You
Yazar: Ali Hazelwood
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Beril Tüccarcıbaşıoğlu Uğur
Sayfa Sayısı: 136

Serinin Kitapları:
1.) Aynı Çatı Altında
2.) Aşk Çıkmazı
3.) Sıfırın Altında

Hizmetçi (The Housemaid #1) - Kitap Yorumu

 

***

Nina Winchester zarif, manikürlü eliyle elimi sıkarak, “Aileye hoş geldin,” dedi. Kibarca gülümseyip mermer hole göz gezdirdim. Burada çalışmak, yeni bir başlangıç yapmak için son şansımdı. İstediğim kılığa bürünebilirdim. Ama çok geçmeden Winchesterların sırlarının benimkinden çok daha karanlık olduğunu öğrenecektim.

Her gün Winchesterların evini baştan sona temizliyor, kızlarını okuldan alıyordum. Onlara leziz yemekler yapıyor, sonra en üst kattaki odama çıkıp yemeğimi tek başıma yiyordum. Nina’nın sırf beni temizlik yaparken izlemek için evi dağıtıp durmasına, kendi kızı hakkında tuhaf yalanlar söylemesine ve kocası Andrew’un her gün biraz daha çökmesine aldırış etmemeye çalışıyordum... Ama Andrew’un keder dolu kahverengi gözlerine baktıkça Nina’nın yerinde olmanın nasıl bir şey olacağını düşünmeden edemiyordum. Elbise dolabı, lüks arabası, mükemmel kocası…

Bir keresinde nasıl duracağını görmek için Nina’nın bembeyaz elbiselerinden birini giydim. Çok geçmeden bunu öğrendi ve tavan arasındaki odamın sadece dışarıdan kilitlendiğini fark ettiğimde artık çok geçti. Ama kendimi sakinleştirdim: Winchesterlar beni tanımıyorlardı. Neler yapabileceğimi bilmiyorlardı…

***

Eski (1 ay) bağımlılığım olan fantastiği azıcık bir kenara  bırakıp romantik, tatlı kitapların cazibesine kapılmıştım. Hayatıma pembe efekt çekip devam ederken neden macera aramıyorum deyip bu kitaba başladım. Romantikler sonrası gerçekten güzel geldi.

Kitabın garip bir havası var. Okurken sürekli etrafımı kontrol etme ihtiyacı hissettim dkgmdfhd Genel olarak o gerilim süper yansıtılmıştı.

Baştan ortalarına kadarki kısma bayıldım, kurgunun içine çekti ve sular seller gibi aktı. Neredeyse yarısından sonraysa evet, bir şeyler açığa çıktı ve şok olarak devam ettim ama bilemiyorum sanırım açığa çıkması benim için biraz heyecanını öldürdü. Buradan puan kırdım. Ama tabii ki bu kısımlar da yine çok kolay okundu.

İlginç bir deneyim oldu ve psikolojik gerilimin hakkını benim için iyi verdi. Okurken olayların içindeymişim gibi hissettim, iyi gerildim. Bunun dışında tahminlerim ve beklediklerim çıkmadı, güzel ters köşe yapmış yazar. Sonunda da kurguyu çok güzel birleştirip bitirmiş diye düşünüyorum. Serinin devamında karakterimiz farklı bir maceraya atılıyor.

Şaşırt bizi Millie!

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5
Özgün Adı: The Housemaid
Yazar: Freida Mcfadden
Yayınevi: Olimpos
Çeviren: Zehra Uzun
Sayfa Sayısı: 352

Serinin Kitapları:
1.) Hizmetçi
2.) Hizmetçinin Sırrı
3.) The Housemaid is Watching

19 Aralık 2023 Salı

Aşk, Teorik Olarak - Kitap Yorumu

 

***
Elsie Hannaway, günlerinin bir kısmını kadroya girme umuduyla üniversitelerde misafir profesör olarak ders vererek geçiren bir teorik fizikçidir. Kalan zamanında ise ustaca törpülediği kişiliğini ve insanları memnun etme becerisini kullanarak sahte sevgililik piyasasının aranan isimlerinden biridir. Ancak yaşadığı bu iki farklı hayat ayağına dolanmak üzeredir. 

Elsie sahte sevgililik işinden memnundur; ta ki en sevdiği müşterisinin çekici ama sinir bozucu ağabeyi Jack Smith’in, dünyadaki teorisyenlerin itibarını zedeleyen soğuk kalpli deneysel fizikçi olduğu ortaya çıkana kadar... Böylece Elsie’nin özenle inşa ettiği mükemmel diyarı yıkılıp yok olur.

Aynı zamanda MIT’deki işe alım komitesinde yer alan Jack Smith, şimdi onunla hayalindeki iş arasında duruyordur. Elsie, bilimsel sabotajlardan oluşan bir topyekûn savaşa hazırdır; ancak Jack’in uzun ve delici bakışlarını görmezden gelemiyordur. Onunla birlikteyken, büründüğü farklı Elsie’leri bir kenara bırakıp gerçek benliğine sarılabilmesi işleri değiştirecek gibidir.
***

Bu kitap için NE KADAR ÇILDIRDIĞIMI söylemeden önce kitabın adının ne kadar anlamlı olduğunu anlatmak istiyorum. İki ana karakterimiz de fizikçi. Kızımız Elsie fiziğin teorik yönünü savunan bir fizikçi, Jack ise fiziğin deneysel yönünü savunan bir fizikçi. Kitabın adı da: Aşk, Teorik Olarak. Çok anlamlı ve süper değil mi?

İçimi kıpır kıpır yapan başka bir Ali Hazelwood kitabının kapağını kapattığımda biraz üzülmedim değil. Bitince içim sıcacık oldu ama bittiği için üzülüyorum.

Bu kitabı okumayı düşünüyorsanız bunu okumak yerine önce okumadıysanız Aşk Hipotezi'ni okuyun. Çünkü oradaki 2 ana karakter burada da geçiyor (kısa da olsa) VE ÇOK GÜZELDİ, ÇOK GÜZELDİ, ÇOK GÜZELDİ. Adam ve Olive o kadar tatlıydı kiiiiiiiiiiiiiiiiiiii AAAAAAAAAAAAA!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Jack ve Elsie de bir o kadar tatlıydı. Jack, harika biri. Yaptığı şeyler o kadar hoştu ki...

Bu kitapta espriler daha fazlaydı ve şahaneydi, çok eğlendim. Uzun zamandır böyle eğlenmemiştim bir kitapta. Ayrıca bu kadar eğlenmem bir yana, Elsie'nin kitap boyunca yaşadığı duygusal karakter gelişimine bayıldım. Onda biraz da kendimi görmüş olabilirim. Yürü be kızım, kim tutar seni! Ve bu kız Twilight hayranı bu arada!

Kitap ne kadar şahane ve tatlı ve minnoş olsa da ve içimi kıpır kıpır yapsa da içerdiği fizik terimlerini anlamakta biraz zorlandım (fizikten hiç haz etmiyorum) ve fizik içeren esprilerin bazılarını da sanırım kaçırdım dgdfgdfsgdsd Ama olsun çok tatlıydı.

Son olarak çok şaşırdığım için belirtmek istiyorum ki kitapta Jack'in yaşadığı olay hakkında yazar "Yazarın Notu" kısmında bir açıklama yapıyor. Aslında çok büyük bir olay değil ama ben okurken şaşırdım. Bir göz atmayı unutmayın derim.

Bir de +18 olaylar içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın birazcıcık büyümesi gerektiğini düşünüyorum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Love, Theoretically
Yazar: Ali Hazelwood
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Gülfem Çırak
Sayfa Sayısı: 416

17 Aralık 2023 Pazar

Her Şeyden Önce Sen - Kitap Yorumu

 

***
Crystal yaralı bir kadındı. Aşkın acıdan başka bir şey getirmediğini uzun zaman önce öğrenmişti. Yaralı kalbini herkesten korumaya çalışıyor, özellikle de erkeklere asla güvenmiyordu. Çünkü bugüne dek tanıştığı herkes ya onu kullanmış ya da ondan bir şey almıştı.

Ta ki Gabriel Dalton hayatına girene kadar. Geçmişini saran o korkunç karanlığa rağmen Gabriel’ın içindeki iyiliği inkâr etmek mümkün değildi. Onun sessiz gücü Crystal’ın sert kabuğunu kırmış, o nazik sabrı bildiği her şeyi yeniden sorgulamasına neden olmuştu.

Belki de kırık bir kalbi tamir edebilecek tek şey aşktı.
***

Eğer hayatınızda çok fazla mutluluk verici unsur varsa ve biraz üzülmek, içinizi bunaltmak istiyorsanız bu kitap size göre olabilir. Kitap, iki yaralı insanın hayatlarının kesişmesiyle birbirlerini iyileştirme çabasını anlatıyor. Fikir olarak tatlıydı ama his olarak bana pek geçmedi. Karakterlere pek ısınamadım.

Crystal ve Gabriel'ın yaşadıkları travmalarla başa çıkmaya çalışması ve uğraşması gerçekten takdire şayandı. Dünya'da böyle olayların yaşanıyor olması ve insanların mecburen veya utangaçlıkla sessiz kalıyor olması gerçekten çok üzücü. Bu kitapta böyle olaylar sonrasında karakterlerin bastırılmış duygularını iyileştirerek hayata geri dönüş çabalarını anlatmaya çalışmış yazar. Çok güzel, çok tatlı.

Ama... Bilmiyorum, ben pek sevemedim. Başka Dilde Aşk'a BAYILMIŞTIM! Archer, çok tatlıydı. O da bu tarz bir kitaptı. Bu kitaba da yeni bir Archer bulurum ümidiyle başlamıştım. Pek öyle olmadı. Üzüldüm.

Gabriel, aslında tatlı bir adam. Yaşadığı travmanın üstesinden gelmeye çalışarak Crystal ile anlaşmaya çalışıyor. Hem kendine hem de ona iyi gelmeye çalışıyor. Fakat, Crystal... Kitap, ikisinin bakış açısıyla ilerliyor. Crystal'ın bakış açısına geldiğimde sinirlenip durdum dfgdfhsfh Yani bu kız niye bilmiyorum beni uyuz etti. Bazı şeylere tepkileri çok enteresandı. Onun yerine ben utandım, ben kızdım. Evde o kadar gereksiz kıskanıp sinirlendim ki Crystal o sırada yatağında oturmuş boş boş düşünüyordu dfgdfhsdfhsdfhs

Kitabın elimde sürüneceğini biliyordum. O yüzden kendimi zorlayıp hemen bitirdim. Kitabın başını pek sevemedim, ortaları güzeldi, sonu ise biraz klasik olmuştu ama tatlıydı.


"Bunu nasıl yaptın?"
"Bu bir prizma. Annem bunu eskiden mutfağımıza asardı. Ateşlendiğinde gökkuşaklarını sayıklayıp durdun. Düşündüm ki... belki bu hoşuna gidebilir."


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: Most of All You
Yazar: Mia Sheridan
Yayınevi: Yabancı
Çeviren: Asuman Yaşar
Sayfa Sayısı: 328

14 Aralık 2023 Perşembe

Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi (İspanyol Aşk Aldatmacası #2) - Kitap Yorumu

 

***
Bir stüdyo daire.
Zoraki ev arkadaşlığı.
Platonik bir aşk.
Ve altı hafta boyunca sürdürülecek bir sevgililik deneyi.
Yani kesinlikle işlemeyecek bir plan daha.

Rosie Graham’ın bir sorunu vardı. Daha doğrusu birkaç sorunu. Anonim sürdürdüğü yazarlık kariyerine odaklanmak için işinden istifa etmiş ama ailesine bunu söyleyememişti. Şimdiyse tek sayfa bile yazamıyordu. Dairesinin tavanı da çökmek için tam bu dönemi bulmuştu. Neyse ki en yakın arkadaşı Lina’nın yedek anahtarı ondaydı.

Ama dairede Lina’nın kuzeninin kalacağından habersizdi. Aylardır Instagram’dan gizli gizli takip ettiği Lucas Martín’i dikkat dağıtan gülümsemesi ve baş döndüren aksanıyla karşısında bulmayı beklemiyordu.

Lucas tadilat bitene kadar beraber kalmalarını teklif ettiğinde, Rosie ateşle oynadığının farkındaydı. Fakat yeni ev arkadaşının bir sonraki acayip önerisini kabul ederse yanacakları kesindi: Rosie’nin romantik ilhamını yeniden ateşlemek için baş başa bir dizi deneysel randevuya çıkmak.

Çiçeği burnunda yazarın kaybedecek bir şeyi yoktu. Midesinde uçuşan kelebekleri kontrol altında tutabilirdi. Ancak Lucas’ın New York’taki zamanı kısıtlıydı ve altı hafta ne romandaki ne de gerçek hayattaki aşka kavuşmak için yeterliydi.
***

Bu tür bir bağımlılıkmış, onu fark ettim; okudukça okuyası geliyormuş insanın. Tatlı tatlı gülümsemesi, sessiz çığlıklar atası geliyormuş fdhdfhfghjf

Spoiler olmaması için artık kitapların arka kapaklarını okumadan kitaba başlıyorum. Bu kitaba başlarken de okumadım, içeriği konusunda bir fikrim yoktu. Üniversite zamanı aynı evde kalması gereken öğrencileri okuyacağız gibi bir fikir yürütmüştüm, fena sallamışım.

Arka kapağında yazdığı gibi kader Rosie ile Lucas'ı şans eseri aynı ortamda denk getiriyor. Sonrasında olaylar başlıyor. Daha ilk sayfalardan Lucas kalbimi etkilemeyi başardı.

Şapşal Lucas'ın fedakarlıkları, aşçılık yeteneği, harika İspanyolca konuşma şekli... Her preciosa deyişinde mahvoldum. BU ÇOCUK ÇOK TAT-LI!

Kitabı okurken içim gidip gidip durdu. Kıpır kıpır oldum, yaaaaaaa deyip durdum ve mutlu mutlu kapağını kapattım. Niye bittin?

Çok tatlı bir kitaptı, ben bayıldım. Sadece yazarcığımız akıllarda soru işareti kalmasın diye birkaç olayı aralarda pörtletip durmuş, o biraz klasik geldi ama olsun. Çok tatlı!

Kitabı bitirmeden kendinize bir dil kursu ayarlayın bence çünkü kitap bitiminde ister istemez yeni bir dil öğrenesi geliyor insanın, ayy.

Bunlar dışında +18 olaylar içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümesi gerektiğini düşünüyorum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: The American Roommate Experiment
Yazar: Elena Armas
Yayınevi: Yabancı
Çeviren: Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur
Sayfa Sayısı: 392

Serinin Kitapları:
1.) İspanyol Aşk Aldatmacası
2.) Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi

9 Aralık 2023 Cumartesi

Aşk Hipotezi - Kitap Yorumu


***
Doktora öğrencisi Olive Smith aşka inanan biri değildir. Bu inancına şanssızlığı da eklenir ve başına gelen olayların sonunda, sevgilisi olduğuna dair yalan söylemek zorunda kalır. Yalanına kanıt arayan Olive panikler ve okulun koridorunda karşısına çıkan ilk adamı öper.

Ne yazık ki bu adam, öğrenciler tarafından “meşhur pislik” olarak bilinen genç biyoloji profesörü Adam Carlsen’dan başkası değildir. Olive hiç beklemediği bir tavırla karşılaşır; genç adam onun sırrını saklayacağını hatta işbirliği yaparak sevgilisi rolünü oynayacağını söyler.

Olive ile Adam’ın küçük bir deney olarak başladıkları sahte ilişkileri, sonunda her şeyin gerçek olduğu bir noktaya varır. Genç kadın, aşk hipotezlerinden daha karmaşık tek şeyin kendi kalbini mikroskop altında incelemek olduğunu çok geçmeden fark edecektir.
***

Fantastik takıntımı bir kenara bırakıp azıcık mola vermeye karar verdim. Son 3 ayda 2 kitap dışında okuduğum bütün kitaplar fantastik içerikliymiş, dönüp bakınca çok şaşırdım. Üstelik bu görünen kısmı, bir de satın aldıklarımı görün. Kendimi kaptırıp gitmişim fdgdfhdhs 

Bana Dokunma Serisi ile rs eşiğine gelmişken Caaanım Elifim beni kurtardı ve Ali Hazelwood'a başlamamı istedi. İyi ki böyle bir öneride bulunmuş.

O KADAR HOŞUMA GİTTİ Kİ!

Karakterleri olsun, kurgusu olsun çok tatlıydı. Ayyyyy! Güldürdü de. Ekstradan hoşuma giden bir özelliği de Olive'in 26 yaşında ve yüksek lisans öğrencisi olmasıydı. Kendi yaşıma yakın karakterleri okumayı seviyorum. 

Bu kadının daha önce neden hiçbir kitabını okumadım ben!? Diğer kitaplarını da listeme ekledim. Sanırım bu aralar benim ilacım romantik komediler. Bu türe yeni başladığım için kitaptan çok keyif aldım ama bu tarz kitapların artık piri olduysanız kurgusu basit gelebilir. Yine de tatlı. Adam'ın yaşına göre duruşunu, konuşma tarzını falan çok güzel yansıtmış bence.

Bunlar dışında +18 olaylar içerdiğinden küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümesi gerektiğini düşünüyorum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: The Love Hypothesis
Yazar: Ali Hazelwood
Yayınevi: Nemesis Kitap
Çeviren: Gülfem Çırak
Sayfa Sayısı: 376

7 Aralık 2023 Perşembe

Hayal Et Beni (Shatter Me #6) - Kitap Yorumu


***
Aşkı hayal ediyorum, rüzgârı hayal ediyorum, altın sarısı saçlar,
yeşil gözler, fısıltılar ve gülmeler hayal ediyorum.
Kendimi hayal ediyorum…
Ayakta kalmayı başararak kendini şaşırtan kızı,
kendini sevmeyi öğrenen kızı,
kendi tenine saygı duyan kızı,
kendi değerini bilen kızı,
kendini gücünü bilen kızı
güçlü, daha güçlü, en güçlü…
kendi evrenimin efendisi olduğumu hayal ediyorum…
***

Her seri sonunda kapağı ilk defa son kez kapatmak beni üzüyor. İyi kötü o evrene alışmışken farklı bir evrene geçişi hazmedemiyorum, keşke seriler sonsuza kadar sürse...

Bu kitap, bu seri, Juliette, Aaron, Kenji, Adam ve diğerleri konusunda ne söylemeliyim bilmiyorum. Ben sanırım Tahereh Mafi'nin yazım tarzını beğenemedim. Konusu, karakterleri (ki özellikle KARAKTERLERİ) o kadar iyi ki! Ama kurgu akışından hiç memnun olmadım. Sürekli aynı olaylar birbirini tekrar etti, bazı yerlerde biraz gereksiz oyalandık ve bazı yerlere gerekilen alan tanınmamıştı bence. Uzatılarak yazılması gereken olaylar neden kısa yazıldı anlamadım yani Juliette'in Adam hakkında vazgeçemeyişini 1 kitap (belki 1,5?) boyu dinlerken neden Aaronlı ana konulu olaylar hop diye geçti anlamadım. Bu konuda çok kızgınım. O güzel yerleri doya doya okumak isterdim. O yüzden puan kırdım.

Karakterleri gerçekten muazzamdı. Aaron zaten şahane biri. Kenji Kishimoto tek başına kitapları sırtlayabilecek bir yan karakter. Adam'ı boş verin. Nazeera sonradan katılıp gönlüme taht kuran bir karakter ve Emmaline... Hepsi harikaydı -Adam dışında-. Gerçekten uyuz oluyorum ona.

Bunun dışında bu kadar novellaya gerek var mıydı, onu da sormadan edemiyorum. 1.5, 2.5 ve 4.5 tek bir kitap olarak çevrildi fakat 5.5 ve 6.5 henüz çevrilmedi. 6.5. novellayı merak etmiyor değilim, Aaron ve Juliette konusunda. Bakın hâlâ ümitliyim ya daha ne yapayım Tahereh Mafi, o kadar bekledim ki Aaron ve Juliette için...

Normalde sinirim bozuldu, 3 puan verecektim bu kitaba fakat yine aklımı sonlara doğru çeldi 4 verdim. Özellikle son kısımda Kenji'nin yaptıklarına ve Aaron ve Juliette'in bu konudaki tavırlarına çok güldüm. 373. sayfadaki 10. satıra da kalbimi bıraktım. Juliette, sen çok iyi bir kızsın ama Aaron da adam çıktı. 

Bu seri gerçekten MUAZZAM yazılabilirdi. Yine de Aaron ile tanıştığım için çok mutluyum. 
Bir de...
Ah be Kenji...

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Imagine Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Bilge Erkut
Sayfa Sayısı: 376

Serinin Kitapları:
1.) Bana Dokunma 
2.) Beni Bırakma
3.) Beni Yakma
4.) İnan Bana
5.) Beni Kışkırtma
6.) Hayal Et Beni
7.) Bana Dokunma Novellalar (Beni Yık #1.5 - Beni Kır #2.5 - Beni İzle #4.5

4 Aralık 2023 Pazartesi

Beni Kışkırtma (Shatter Me #5) - Kitap Yorumu

 

***
Juliette’in Kuzey Amerika’nın başkomutanı olması kısa sürede felaketle sonuçlandı. Gözünü biyolojik anne babasının evinde açtığında, artık geçmişinden kaçamayacağını anladı. Kalbini paramparça eden sırlar bir bir açığa çıkıyor, içinde güçlenen karanlığa karşı onu savunmasız bırakıyordu.

Dünya liderlerinin çocukları birer birer kapısına geldiğindeyse, Warner’ı aramaktan başka çaresi kalmadı.
***

Eveeeeeet, yavaş yavaş seriyi bitiriyorum. Son bir kitap ve novellalar kaldı. Aaron'a daha yeni alışmaya başlamıştım ve geride bırakacak olmak biraz üzüyor. Daha doğrusu ona doyamamak üzüyor. Teknik olarak 5 kitabı bitirdim ama sayfa sayıları o kadar az ki ne oldu, ne ara oldu anlamadım. Bu bir yönden iyi çünkü çabuk okunuyor ama bir yönden kötü çünkü bitirip yeni kitaba geçince kesik kesik ilerliyormuşuz gibi hissettim. Bu seri daha güzel yazılabilirdi ya, gerçekten yazılabilirdi. Şu an onun üzüntüsü içindeyim...

Beni Kışkırtma'ya dönersek, bu kitap bir dönüm noktası. Seri 4. kitaptan beri çok başka ilerliyor. Kalbimi çaldı. Bu etkiyi yıllar önce Colleen Hoover'ın Umutsuz'unu okurken hissetmiştim. Aynı hissi Beni Kışkırtma'da yaşayınca bu kitabın yeri benim için bir başka oldu :')

Son kitap için ayrı bir umudum var. Tahereh Mafi, umutlarım sömürülüyor. 3. kitaptan beri umutluyum. Bana tam olarak istediğimi vermeni bekliyorum. Beklediğimi bulayım ve Aaronımın hep yüzü gülsün. Spoiler olmasın diye ne beklediğimden bahsetmiyorum çünkü 5. kitaptayız ve hâlâ bazı şeyler soru işareti olarak kalmaya devam ediyor. Son kitabın sonunda artık bütün yorumlarımı yapıyor olacağım, içimi dökeceğim.

Son olarak bu kitap bana Birdy - Wings 'i anımsatıyor. Bu müziği dinleyen ve kitabı okuyan varsa bu konudaki yorumlarınızı çok merak ediyorum. 

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Defy Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Asena Çakmak Özdemir
Sayfa Sayısı: 292

Serinin Kitapları:
1.) Bana Dokunma 
2.) Beni Bırakma
3.) Beni Yakma
4.) İnan Bana
5.) Beni Kışkırtma
6.) Hayal Et Beni
7.) Bana Dokunma Novellalar (Beni Yık #1.5 - Beni Kır #2.5 - Beni İzle #4.5

2 Aralık 2023 Cumartesi

İnan Bana (Shatter Me #4) - Kitap Yorumu

 

***
BENİ
ASLA
ASLA
AFFETMEYECEK.
ONU KAYBEDECEĞİM.
VE BU BENİ ÖLDÜRÜYOR.

Juliette gibi, insanları dokunarak öldürebildiğiniz için on yedi yaşınızda korkunç bir despotu devirip Kuzey Amerika’nın yöneticisi olsanız ne yapardınız?

Hem de öldürdüğünüz o despot, âşık olduğunuz adamın babasıysa, insanları nasıl yöneteceğinize dair en ufak bir fikriniz yoksa ve geçmişe dair korkunç gerçekler birer birer ortaya çıkarsa?..

Juliette bu kez çok derinlerdeki düşmanlarla savaşmak zorunda.
***

Şok içindeyim. Şokun şokunun şokundayım. Çok şoktayım. Ağır şoktayım. Durup durup kitaba bakıyorum ve yazarın son sayfada (gerçekten son sayfada) bunu yaptığına inanamıyorum...

Bu kitap, serinin 4. kitabı. Bu kitap, sırlar dünyası. Bu kitap, seride yeni yeni sırların ortaya çıktığı ve şok olduğum kitap.

Juliette'in yaşadıklarını keşfettikçe kıza üzülmeye başladım. Triplere girmekte haklıymış, hatta sümüklü Adam için bile triplere girmekte haklıymış. AMA bir seviyeye kadar. 

Seri garip bir halde ilerliyor. Bazı yerlerin gereksiz uzatıldığını düşünüyorum, bazı yerler de sanki biraz daha uzatılabilirmiş gibi. Seviyorum gibi ama hoşuma da gitmiyor gibi. Sebebini anlayamadım, sanırım gereksiz triplerin içimi bunaltması yüzünden ve kurgu akışını yavaşlattığını düşünmem yüzünden.

Kenji, hâlâ çok tatlı biri. Çok komik.

Aaron da...

Ona bayılıyorum. ÖZELLİKLE SON SAYFAYI OKUDUKTAN SONRA BU ÇOCUĞA ÇOK BAŞKA BİR GÖZLE BAKIYORUM.

KIYAMAM SANAAAAAAAAAAAA...

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Restore Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Asena Çakmak Özdemir
Sayfa Sayısı: 344

Serinin Kitapları:
1.) Bana Dokunma 
2.) Beni Bırakma
3.) Beni Yakma
4.) İnan Bana
5.) Beni Kışkırtma
6.) Hayal Et Beni
7.) Bana Dokunma Novellalar (Beni Yık #1.5 - Beni Kır #2.5 - Beni İzle #4.5

30 Kasım 2023 Perşembe

Küçük Detaylar (Dreamland Milyarderleri #1) - Kitap Yorumu

 

***
Rowan
Peri masalları yaratma işindeyim. Tema parkları. Üretim şirketleri. Beş yıldızlı oteller. Dreamland'i yenileseydim her şey benim olabilirdi. Zahra’yı işe almak başlangıçta gayet iyi bir fikirdi ama onu öptüğümde tüm plan değişti. Bir sahte ad kullanarak ona mesaj attığımda işler kontrolden çıktı. Nerede hata yaptığımı anladığımda artık çok geçti. Benim gibi insanlar mutlu sonları mahvetmek için vardır, yaşamak için değil.

Zahra
Dreamland'in en pahalı yolculuğunu sarhoş kafayla eleştiren bir teklifte bulunduktan sonra kovulmalıydım. Bunun yerine Rowan Kane bana rüya gibi bir iş teklif etti. Şimdiye kadar tanıştığım en zor patron için çalışmak zorunda kaldım. Rowan kabaydı ve tamamen yasaktı ama kalbim umursamadı.
En azından sırrını keşfedene kadar. Milyardere paranın her şeyi çözemeyeceğini öğretmenin zamanı gelmişti, özellikle de konu aşksa.
***

Bu kitabı ne zaman görsem aklıma hep Sherlock Holmes geliyordu, bağlantıları olabilir mi diye düşünürdüm. Alakası yokmuş. Romantik bir kitapmış.

Karakterimiz Rowan'ın kardeşleriyle olan ilişkisi ve kitabın ana olayı olan miras işi vs. sevdiğim bir olay oldu. Zaten bu seri 3 kitaptan oluşuyor ve her kitap farklı bir kardeşin aşk hayatını içeriyor.

Rowan'ı ilk izlenim olarak seveceğimi düşünmüştüm. Çok tatlıydı. ANCAK kitabın sonlarına doğru bozdu. Manipülatif bir sırtlana dönüştü. İçindeki canavarı gösterdi resmen. Neyse ki Zahra ağzının payını verdi ve içimi rahatlattı. Üzüldüm kızcağıza. Bu kızı hak etmiyorsun Rowan.

Yer yer sıkıldım. Benim için kolay okunabilir bir kitap olmadı. Kaliteli fantastik seriler okuduktan sonra biraz yavan geldi. Yine de arkadaşımla okuduğumdan kitabı kendimize eğlence aracı haline getirerek çabuk bitirdik.

Arka kapağında yazdığı gibi +18 olaylar olduğu için küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümeleri gerekiyor...

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3/5

Özgün Adı: The Fine Print
Yazar: Lauren Asher
Yayınevi: Olimpos
Çeviren: Özlem Menemencioğlu Boğahan
Sayfa Sayısı: 432

Serinin Kitapları:
1.) Küçük Detaylar
2.) Beklenmedik Koşullar
3.) Son Teklif

Gümüş Alevler Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #4) - Kitap Yorumu

 

***
Nesta Archeron her zaman kibirli, çabuk öfkelenen ve yavaş affeden biriydi. Yine de Kazan’a girmeye zorlandığından ve kendi isteği dışında Ulu Peri olduğundan beri, içinde yaşadığı garip dünyada kendine bir yer bulmak için mücadele ediyor. Daha da kötüsü savaşın dehşetini ve içinde kaybettiklerini unutamıyor. Aslında onun öfkesini en hızlı ateşleyen tek bir kişi var: Cassian… Ama Cassian’ın ateşlediği tek şey öfkesi değil… 

Bu arada, son savaş sırasında Kıta’ya dönen insan kraliçeler, diyarlardaki barışı tehdit eden yeni ve tehlikeli bir ittifak peşinde. Ve onları durdurmanın anahtarı, Cassian ve Nesta’nın elinde. Savaşın kavurduğu ve belirsizlikle boğuşan bir dünyada Nesta ve Cassian hem içlerindeki hem dışarıdaki canavarlarla mücadele etmek zorundalar… 
***

Beni ağlattı biliyor musunuz... Çok uzun zaman geçmişti okuduğum kitaptan sonra gözlerimin doluşunun bile üzerinden. Güzelce kremimi sürmüştüm, okuyordum ve mutluydum. Ama beni ağlattı ve kremimi tekrar sürmek zorunda kaldım...

Kitabı bitirmek hiç kolay olmadı. Son 100 sayfasına geldiğimde içim burkuldu. Vedalaşmayı o kadar istemedim ki... Bu yüzden bir hafta kadar bakıştık. 2023 kasım ayının son günü bitirme kararı aldım ve bitirdim. Gelecekteki ben, bu yorumumu okuduğunda muhtemelen hüzünle gülümseyeceksin.

Bu kitap, Nesta ve Cassian üzerinden ilerliyor ama tamamen onlara ait bir kitap değil, ben ilk başta öyle zannetmiştim ve Rhysand'ı okuyamayacağım diye üzülmüştüm. Ama öyle değil, diğer karakterleri de içeriyor ve onlar da olaylara dahil oluyorlar. Başta biraz odaklanmakta zorlandım farklı bir bakış açısıyla yazıldığı için. Ama alışınca akıp gidiyor, sıkmıyor.

Bayılıyorum bu seriye. Her şeyine. Karakterleri olsun, olayların ilerleyişi olsun, tatlı konuşmalar olsun, espriler olsun... Aiden St Delphi ve Daemon Black'in tahtına Rhysand ortak oldu. Kesinlikle favorilerim arasında yerini alan bir seri. Niye bu kadar duygulandım ya :( 

Azriel için de bir kitap yazacağını söyledi Sarahcım. Sabırsızlıkla bekliyorum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A ​Court of Silver Flames
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Arif Dursun
Sayfa Sayısı: 728

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

29 Kasım 2023 Çarşamba

Beni Yakma (Shatter Me #3) - Kitap Yorumu

 

***
Omega Noktası’nın kaderi belirsiz. Juliette’nin tüm dostları hatta tanıdığı herkes, ölmüş olabilir. Savaş daha başlamadan bitebilir.

Juliette, Yeniden Kuruluş’un önündeki tek engel. Kendisi hayatta kalmayı başarabilirse Yeniden Kuruluş’un var olamayacağını biliyor.

Ama Yeniden Kuruluş’u yıkmak ve az kalsın canını alacak olan adamı ortadan kaldırmak için Juliette’in aklının ucundan bile geçmeyen birinin yardımına ihtiyacı var: Bu kişi Warner.

Düşmanlarını yok etmek için birlikte mücadele ederlerken, Juliette bildiğini sandığı her şeyin -Warner, yetenekleri ve Adam- yanlış olduğunu da keşfediyor.
***

Bazen bazı şeylere gerçekten gerek var mı diye düşünüyorum gfjfgjdhd Bütün bunların olması şart mı mesela? Olmadan olmaz mı mesela? Okurken o kadar eziyet çekmemiz gerekiyor mu mesela? 

Seriyi daha önce okumayan varsa spoiler olabilir, baştan uyarıyorum. Juliette'in Adam'a karşı takıntılı davranışları ve Aaron-Adam arasında gidip gelmesi çok sinirimi bozdu. Aslında bu bir noktada çok normal bir durum fakat Juliette'in bazı saçmalıkları o kadar sinirimi bozdu ki süreç bence gereksiz uzadı. Hadi, tamam, bir şekilde sonuçlandı ama mesela kararın tadını çıkaramadan yaşadığımız maceralar neden? Biraz doysaydık o ana, mutlu olsaydık?

Sinirim bozuldu bu kıza dsgdshgdf Yani distopya yönünü, fantastik yönünü bırakıp Juliette'in saçmalıklarını okuduk resmen. %70-80'i hanımefendinin tripleriyle geçti, geri kalan kısımda da ilginç şeyler oldu. Bu puanı Aaron'ın güzel hatrı için veriyorum. Harika biri. Hayır, harika değil. ÇOK HARİKA! BU ÇOCUK ÇOK TATLI,  AAAAAAAAAAAA... İşte bu çocuk olmasa 2 verirdim. Gönlüm o varken 2 vermeye elvermedi. AARONNNNN...

Böyle dediğime bakmayın. Kitabın garip bir havası var, çekiyor. Sanırım mutlu da etti beni. 4'te MUSMUTLU olmak dileğiyle. Böyle diye diye seriyi yarıladım ama hâlâ umutluyum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Ignite Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Bilge N. Zileli Alkım
Sayfa Sayısı: 400

Serinin Kitapları:
1.) Bana Dokunma 
2.) Beni Bırakma
3.) Beni Yakma
4.) İnan Bana
5.) Beni Kışkırtma
6.) Hayal Et Beni
7.) Bana Dokunma Novellalar (Beni Yık #1.5 - Beni Kır #2.5 - Beni İzle #4.5

27 Kasım 2023 Pazartesi

Beni Bırakma (Shatter Me #2) - Kitap Yorumu

 

***
    Juliette, sonunda Omega Noktası’na ulaştı. Onu seven ve özel yetenekleri olan insanların yaşadığı, yeraltı direnişinin merkezine. 

    Yeniden Kuruluş’tan ve silah olarak kullanılmanın verdiği acıdan kaçmayı başarmıştı. Artık Adam’ı sevmekte özgürdü. Ama ölümcül dokunuştan asla kurtulamayacaktı; düşündüğünden de çok onu isteyen Warner’dan da.

Bana Dokunma ile başlayan nefes kesici serinin bu bölümünde, Juliette yaşamını değiştirecek kararı vermek zorunda. Asıl istediği ile olması gereken arasında bir seçim yapmalı ve sonucun tüm yaşamını değiştireceğini unutmamalı.

Kalbi ve Adam’ın yaşamı arasında korkunç bir seçim Juliette’i bekliyor.
***

Juliette.
JULIETTE!
Tamam travmaların var, seni anlıyorum. Üzgün hissediyorsun ve dört duvar arasında kalmaktan kafayı neredeyse sıyırmışsın, anlıyorum ama beni çok yoruyorsun dfgdfhdfh Şanslısın ki Juliette, bu seriye tutuldum. Normalde 5 verecektim bu kitaba, sırf Juliette'in bu tavırları yüzünden puan kırdım.

Bu kız 1, Adam 2. Sümüklü Adam. Zor anlar yaşadın. Tamam. Zor dönemlerden geçiyorsun. Tamam. Ben de sana çok üzülüyorum ama biraz dik durur musun ya? İçim bayıldı...

Gelelim starımıza.
AYYYYYYYYYYYYY!
Warner'a bayılıyorum. Normalde sarışın kitap boyfriendlerimizden pek haz etmem (kişisel zevkler) ama BU ÇOCUK! Warner sus ve yüzüğü kabul et. Değerini bilemiyorlar arım, balım, peteğim, limonlu turtam benim. Şu çocuğu seri boyunca üzmemiş ol Tahereh Mafi, lütfen.

Bir de Kenji var gözümün tuttuğu. Çok komik biri. İki kitapta da mizahı tek başına sırtlanıyor resmen. Aslanım benim.

Juliette'in mırmırları dışında kolay okuduğum bir kitap oldu. Keyifliydi. Yaşadıkları olaylar, maceralar devam etti. Yeri geldi, kalbim pıt pıt pıt attı. Yeri geldi, beni gerdi. Ama var ya işte şimdi başlıyoruz. Hissediyorum.

3. KİTAP!

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: Unravel Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Deniz Başkaya
Sayfa Sayısı: 424

Serinin Kitapları:
1.) Bana Dokunma 
2.) Beni Bırakma
3.) Beni Yakma
4.) İnan Bana
5.) Beni Kışkırtma
6.) Hayal Et Beni
7.) Bana Dokunma Novellalar (Beni Yık #1.5 - Beni Kır #2.5 - Beni İzle #4.5

26 Kasım 2023 Pazar

Bana Dokunma (Shatter Me #1) - Kitap Yorumu

 

***
Juliette tam 264 gündür kimseye dokunmadı.

En son birine dokunması bir kazaydı. Ama Yeniden Kuruluş onu cinayetten içeri tıktı. Juliette’in dokunuşunun neden bu kadar ölümcül olduğunu kimse bilmiyor. Kimseye bir zarar vermediği sürece bu durum kimsenin de umurunda değil çünkü dünya zaten perişan durumda. Her gün yeni bir hastalık ortaya çıkıyor, gıda sıkıntısı had safhada, gökyüzünde tek bir kuş kalmadı ve bulutlar garip bir renkte.

Yeniden Kuruluş, yeni düzenin tek çare olduğunu iddia ettiği için Juliette’i bir hücreye kapattı. Hayatta kalan bir avuç insan ise savaş naraları atıyor. İşte bu yüzden Yeniden Kuruluş fikir değiştirmek üzere. Juliette onlar için mükemmel bir silah olabilir. Juliette, yeni düzenin tek silahı olabilir.

Juliette karar aşamasında. Ya bir silah olacak. Ya da bir asi.
***

Yine ne hissedeceğimi bilemediğim bir kitabın yorumunu yazıyorum.
Sevdim mi? Evet.
Nefret ettim mi? Hayır.
Bayıldım mı? Hayır.
Seriye devam edecek miyim? Kesinlikle evet.

Benim gibi her yerde o karakterimizin ismini gördüyseniz bazı şeylerin sürecini az çok kestirebilirsiniz. Ama görmediyseniz spoiler olmaması adına o konuyu açmıyorum. Bazı şeylere sabretmek hoşuma gitmiyor...

Adam, tatlı biri ama Warner kadar değil. Warner, o tavırlarına rağmen Adam'dan daha merak edilesi duruyor. O gücünü ve otoritesini sonuna kadar hissettiriyor, biraz da gıcıklığını. Bana takıntılı mafya babalarını anımsatıyor fhgfhfghjd

Distopya-romantik-fantastik türde bir kitap. Ortamını beğendim. Tam böyle seriye giriş kitabı gibi. Bitirdiğimde sanki totalde 10 sayfa okumuşum gibi hissettirdi bana. Sanırım bunun sebebi 600-700 sayfalık fantastikler okuduktan sonra bu kitabın sayfa sayısının az gelmesi (332). Acayip kolay okunuyor ve çabuk bitiyor, sebebi bu da olabilir.

İlerleyişi güzel. Juliette'in yaşadıklarını ve içinde bulunduğu duruma karşı sergilediği tavırları çok güzel yansıtmış yazar. Diğer karakterler de keyifliydi ve eğlenceliydi. Hangisini seveceğime karar veremedim. Sanki bir yamukluk yapacaklarmış gibi diken üstündeyim.

Bana Dokunma Novellalar içinde bulunan 1.5. kitap olan Beni Yık ile yola devam ediyorum. Bu kitap 3 novellayı barındırdığı için novellalar bitince kitabı bir gönderide ayrı ayrı değerlendirmeyi planlıyorum.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4/5

Özgün Adı: Shatter Me
Yazar: Tahereh Mafi
Yayınevi: Dex
Çeviren: Bilge N. Zileli Alkım
Sayfa Sayısı: 332

Serinin Kitapları:
1.) Bana Dokunma 
2.) Beni Bırakma
3.) Beni Yakma
4.) İnan Bana
5.) Beni Kışkırtma
6.) Hayal Et Beni
7.) Bana Dokunma Novellalar (Beni Yık #1.5 - Beni Kır #2.5 - Beni İzle #4.5

12 Kasım 2023 Pazar

Buz ve Yıldızışığı Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #3.5) - Kitap Yorumu

 

***
        Feyre, Rhys, Cassian, Morrigan ve diğerleri Gece Sarayı’nı ve ötesini yeniden hayata döndürüp barış dolu bir geleceğe hazırlamakla meşguller.
Kış Gündönümü nihayet çok yakında ve artık kutlanabilir. Fakat bu şenlik havası bile geçmişin gölgelerinin ortaya çıkmasını engelleyemiyor. Feyre, Gece Sarayı Yüce Leydisi olarak katıldığı bu şenlikte düşündüğünden daha fazla yaraya sahip olduğunu anlıyor ve tahmin edemeyeceğiniz bir macera başlıyor!
***

Araya birkaç kitap koyduktan sonra seriye devam etmenin mutluluğu içerisindeyim, özlemişim :')

Ara kitap olarak ele alındığında bence çok hoş bir kitap olmuş. Önceki kitaplarda yaşanan koşuşturmalardan ziyade bu kitap daha sakin ve tatlı ilerledi. Soğuk kış mevsiminde sıcacık kabana sarılıp sıcak çikolata içiyormuşçasına huzur verdi. Gece Sarayı zaten şahane biliyorsunuz, onların ortamındaki aile sıcaklığını sonuna kadar hissettirdi :')

Bu kitabı okumadan önce direkt 4'e mi geçsem diye düşünüyordum. Eğer benim gibi düşünen varsa bence geçmesin ve önce bu kitabı okusun. İçimden bir ses 4'te koşuşturmaya devam edeceğimizi söylüyor, o yüzden bu kitapla böyle bir durulmalı ve tatlı tatlı içimizi ısıtmalıyız. Hem özellikle bir diyalog vardı ki MAHVOLDUM, içim eridi, yerlerden toparlandım. Okumayıp 4'e geçseydim ve 3.5'ta böyle bir olay olduğunu duysaydım üzülürdüm.

Rhysand ve Feyre'nın kalbimdeki yeri bambaşka. Yavaş yavaş sona yaklaştığımız için içim biraz burkuluyor. Kendisi bende iz bırakan serilerden biri olacak. Neyse, bu konuşmaları sonraki kitabın yorumuna bırakayım, duygulandım...

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A Court of Frost and Starlight
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Meriç Keleş 
Sayfa Sayısı: 288

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

7 Kasım 2023 Salı

Dördüncü Kanat (The Empyrean #1) - Kitap Yorumu

 

***

Kitaplar ve tarih arasında sakin bir hayat süren yirmi yaşındaki Violet Sorrengail’in Kâtipler Bölüğü’ne girmesi beklenmektedir. Ancak general –aynı zamanda pençe kadar sert olarak bilinen annesi– onun Navarre’ın seçkinlerinden biri, yani bir ejderha binicisi olması için yüzlerce adayın arasına katılmasını emreder.

Fakat herkesten ufak ve narin olduğunuzda ölmek an meselesidir... çünkü ejderhalar “kırılgan” insanlarla bağ kurmazlar. Onları küle çevirirler.

Bağ kurmak isteyen ejderhaların sayısı adayların sayısından az olduğu için çoğu aday başarı şansını artırmak adına Violet’ı öldürmeye hazırdır. Kalanlarsa onu sırf annesinin kızı olduğu için öldürmek ister, tıpkı Biniciler Bölüğü’nün en güçlü ve de en acımasız kanat lideri Xaden Riorson gibi.

Violet, bir sonraki gün doğumunu görmek için bile zekâsının her zerresini kullanmak zorundadır.

Öte yandan her geçen gün dışarıdaki savaş daha ölümcül bir hâl almakta, krallığın koruma bölgeleri tek tek yıkılmakta ve ölü sayısı artmaktadır. Daha da kötüsü, Violet önderlerinin korkunç bir sır sakladıklarından şüphelenmektedir.

Arkadaşlar, düşmanlar, sevgililer… Basgiath Savaş Akademisi’ndeki herkesin sakladığı bir şeyler vardır çünkü bu akademiye bir kez girdiniz mi sadece iki şekilde çıkabilirsiniz: mezun olarak ya da ölerek.

***

Bizim neden ejderhamız yok; neden onlara binip uçamıyoruz ve neden orada Xaden ile tanışmıyoruz? 😭

Bu kitap var ya...

Kurgu olmasının hüznünü bir kenara bırakıp kitap için romantik fantastik diyebilirim. Eğer bir şeye benzetecek olursak başta bana Divergent izlenimi verdi, sonra da Dikenler ve Güller Sarayı havası vardı bazı detaylarla (yeterince dikkatli bakarsanız muşmula suratlı Tamlin'i bile bulabilirsiniz).

Kitabın ilk yarısı konuya adapte olma açısından çok iyiydi, film izliyor gibiydim. Sonraki yarısı ise DEHŞETÜL VAHŞETTİ. Bu kitabı favorilerim arasına aldım. Karakterler arası diyaloglar olsun kurgu olsun çok hoşuma gitti. Kitaptaki espritüel diyaloglara BAYILDIM, ÖZELLİKLE XADEN İLE İLGİLİ OLANLARA!

Ne zaman ara vermek zorunda kalsam sürekli aklım kalıyordu. Fırsatını bulabilirseniz 2 gün bile sürmeden bitirilebilir, o kadar akıcı.

Zaten Xaden'ı gördüğünüzde...

Bu adam nasıl biliyor musunuz... Edward Cullen kadar karanlık ve ilgi çekici, Gece Sarayı'nın Biricik Yüce Lordu Rhysand kadar sempatik, Daemon Black kadar espritüel.

Daha önce hiçbir kitapta bu kadar post it kullanmamıştım. Çok hoşuma giden yerler oldu, ayyyyyy.

+18 yerler bulunuyor.


Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Fourth Wing
Yazar: Rebecca Yarros
Yayınevi: Olimpos
Çeviren: Elif Dinçer
Sayfa Sayısı: 672

Serinin Kitapları:
1.) Dördüncü Kanat
2.) Demir Alev
3.) Oniks Fırtına

29 Ekim 2023 Pazar

Surlar ve Ölüm (Küller ve Kor Serisi #3) - Kitap Yorumu

 

***
Savaşçı İmparatorluğunun içinde ve ötesinde, savaş tehdidi her zamankinden daha güçlüdür. Kızıl Örümcekkuşu Helene Aquilla, kız kardeşinin ve İmparatorluk’taki herkesin hayatını korumak için çaresizdir ve tehlikenin her yanda, pusuda beklediğinin farkındadır: Geçmişi aklından çıkmayan İmparator Marcus giderek dengesiz ve vahşi davranırken, acımasız Kumandan Keris Veturia ardında bıraktığı kıyıma aldırmadan kendi gücünü artırmak için İmparatorluğun istikrarsızlığından faydalanır.
***

Serinin birinci ve ikinci kitabının yorumunu yapan bene şu an ne kadar masummuş gözüyle bakıyorum, ah benim safım... Senin o bütün beklentilerin, güzel umutların var ya...

Kitabın distopyası aslında güzel, kurgusu (orta kısmı dışında) akarak ilerledi. O orta kısımda biraz fazla sıkıldım. Romantik yönü açısından beni hiç tatmin etmedi, bu yüzden kitabı çoğu defa yarıda bırakmayı düşündüm. Artık bir yerlerde aşk olsun da karıncaların aşkını okumaya bile razıyım düşüncesine girdim (aşk romanlarını seviyorsanız hayat size zor). Sadece distopya seven birinin seveceği bir seri olduğunu düşünüyorum, ben tutunamadım; beklentim biraz fazlaydı bu seriden. Bu yüzden üzülerek bu puanı veriyorum...

Elias... Kurabiyem... o kadar harcandın ki :')

Laia... sus.

Ve Keenan... senden adam olur dostum.

Serinin 4. kitabı henüz çevrilmedi. Merak ettiğim için ve seriyi bitirmeyi istediğim için son bir şansı hak ettiğini düşünüyorum (farkındaysanız hâlâ umutluyum dfhdfhdfh).

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 3,5/5

Özgün Adı: A Torch Aganist the Night
Yazar: Sabaa Tahir
Yayınevi: Epsilon
Çeviren: Kübra Tekneci
Sayfa Sayısı: 464

Serinin Kitapları:
1.) Küller ve Kor 
2.) Gece ve Ateş
3.) Surlar ve Ölüm
4.) A ​Sky Beyond the Storm

19 Ekim 2023 Perşembe

Başka Dilde Aşk (The Hales #1) - Kitap Yorumu

 

***
Bree Prescott, Maine’in küçük bir kasabası olan Pelion’a geldiğinde tek arzusu yaşadığı her şeyi ardında bırakmaktı. Yağmurun sesini. Kanı. Teninde hissettiği o buz gibi namluyu. Altı aydır aldığı her soluk ona kendisinin hayatta kaldığını, babasınınsa öldüğünü hatırlatıyordu. Şimdiyse kendini yeniden güvende hissetmeye başlamıştı. Ama Archer Hale’le tanıştığı an dünyasının değişeceğinden ve bir daha asla eski hâline dönmeyeceğinden habersizdi. Bree onun dünyasına bodoslama dalana kadar Archer kimseyle iletişim kurmuyordu. Ancak yakışıklı yüzü, etkileyici bakışları ve işaret diliyle kurduğu iletişimle Bree’nin üzerinde kendisinin bile tahmin edemeyeceği bir etki bırakacaktı. Ama Pelion sırlarla ve ihanetlerle dolu bir kasabaydı ve tüm bunların merkezinde de Archer vardı. Kendi acılarının kozasında yaşayan tutkulu ve yaralı bu iki insan, iyileşmenin ve yaşamaya devam etmenin yolunu belki de Archer’ın sessizliğinde bulacaklardı. 
***

Eveeet, fantastik romanlardan sıyrılıp sakin bir şeyler okumalıyım düşüncesiyle bu kitaba başladım. Böyle tatlı, minnoş, romantik bir kitap. Eğer benim gibi çok fantastik okuduysanız ve dinlendirici, okuma konusunda heveslendirici bir şey arıyorsanız bence güzel bir alternatif olabilir. Tam sonbaharda okumalık kitap.

Kitabın hafif melankolik bir havası var ama çok tatlı bir de hikayesi var. Archer Hale. Bu çocuk o kadar minnoş ki :') BEN BUNU YERİM.

İşaret diliyle iletişim kurabiliyor ve kitapta tanışınca Bree ile iletişimini bu şekilde sürdürüyor. Normal aşk romanlarına göre farklı bir kurgusu var. (Farkındaysanız bi ciddiyim bu yorumda, normalde Feyre'lara ve Casteel'lara sayıp dökerdim gdfhdfhd öhöm)

" Burada ne yapıyorsun? diye sordum.
Fırtınalardan hoşlanmıyorsun, diye cevapladı.
Başımı şaşkınlıkla hafifçe eğdim. Fırtınalardan hoşlanmadığım için mi iki kilometreyi yağmurda yürüdün?
Bir anlığına tereddüt ederek uzağa bakarken hafifçe kaşını çattı. Sonra bana bakıp basitçe, Evet, dedi. Duraklarken ifadesi acılıydı. Şu anda görmeyi istediğin en son insan olduğumu biliyorum ama korkmaman için sadece verandanda oturabileceğimi düşündüm. Yalnız olmamalısın. "

Benim için çok ayrı yeri olan kitaplar arasına aldım kendisini. Kurgusu sıkmıyor, acı çektirmiyor (dgndfhdh). Bir günde bitirdim. Çok çabuk bitti ya... Çok tatlı gidiyor :') ama bir yeri var ki bir an mahvoldum...

Bir de belirtmeliyim ki +18 olaylar dolayısıyla küçük yaştaki dostlarımın biraz büyümesi gerekiyor...

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: Archer's Voice
Yazar: Mia Sheridan
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Çeviren: Hanife Albayrak Çift
Sayfa Sayısı: 360

Serinin Kitapları:
1.) Başka Dilde Aşk
2.) Travis

16 Ekim 2023 Pazartesi

Kanatlar ve Küller Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #3) - Kitap Yorumu

 

***
Feyre Bahar Sarayı’na döndü. Tamlin’in yapacakları ve Prythian’a diz çöktürmeye uğraşan kral hakkında bilgi toplamaya kararlı. Ama bunu yapabilmek için ölümcül bir oyun oynaması gerekiyor.

Yaklaşan savaş hepsini tehdit ederken, Feyre tehlikeli Yüce Lordlardan hangisine güvenmesi gerektiği konusunda bir karar vermek, müttefikini en olmayacak yerlerde aramak zorunda.
***

Arkadaşlarım, biliyorsunuz ki 3. kitabı yorumluyoruz. Bu sebeple spoiler yiyebileceğinizi göz önünde bulundurun. 1. veya 2. kitabı okumadıysanız bakmanızı tavsiye etmiyorum...

Bu seriye başlarken herkesin neyi sevdiğini anlamaya çalışıyordum. Önce herkes gibi gördüğümün doğru olduğunu düşündüm sonra bazı şeyleri fark ettim (ve bu yol çok keyifliydi :P). Ardından yaşanan entrikalar seriye beni tamamen bağladı. Biraz önce kitabı bitirdim ve bilmiyorum, bir kitap hakkında bu kadar fazla duygu hissedince yorum yazmakta zorlanıyorum ve sakinleşmeyi de bekleyemiyorum.

Tamlin'e biraz üzülüyorum ben ya, yine de bence hak etmiyor bazı şeyleri (ne kadar çenesini tutamayan boşboğazın teki olsa da). Bİ SUSSAN ZATEN HAYATTAKİ BÜTÜN GÜZELLİKLER SENİ BULACAK da neyse. Bunu bir kenara bırakalım. Üzüldüğüm diğer bir konu ise: Rhys. Bu çocuğun hisleri beni mahvediyor. Yaptıklarına karşılık bulduğu şeyler az geliyor ya (biraz sonra iyi bi gömeceğim seni Feyre, dur).

Kitap ilerleyiş açısından benim için yükseliş - düşüş - acayip yükseliş şeklinde ilerledi. Başlarda süperdi. Okurken acayip keyif alıyordum, maceradan maceraya gidip gizli görevler yapıyor gibiydik. Sonra bir dönem vardı, böyle bana göre biraz durağan geçti. Orada sıkıldım, yalan değil. Ama yine bir yer vardı ki oraya ulaştığınızda zaten bir bakıyorsunuz kitap bitmiş. İşte bu kısım... FENAYDI! Ağzım açık okudum, şoktan şoka girdim: Bir üzüldüm, bir şaşırdım, bir mutlu oldum, bir gözlerim doldu... Her duyguyu sonuna kadar yaşattırdı.


Heh, şimdi Feyre'yı konuşalım. KIZ, BANA BAK! Çocuk sana o kadar kalbe dokunacak şeyler söylüyor, sen niye aynısını ona yapmıyorsun... Cidden ama iki doya doya tatlı şey okuyalım ümidiyle ilerliyorum, Odun Feyre hevesimi kursağımda bırakıyor.


!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! SPOILER !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Rhys geri döndüğünde niye her gün ölüyormuş gibi davranıyorsun ya. O üzüntüden sonraki kavuşma hissini bize, ciğerlerimize yansıtsan ya...

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! SPOILER !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!


Sarah'ın fantastik kurguda (bu 3 kitaba dayanarak) aşırı derecede başarılı olduğunu düşünüyorum. Hatta erkek karakterler ve onların hisleri konusunda da şahane işler çıkardığını düşünüyorum ama kadın karakterlerin duygusallıkları... bilmiyorum ya, bir şeyleri eksik geliyor gibi. Aşk romanları okumaya bayılan biri olarak o isteğimi bulamayınca biraz üzüldüm. 

Bunların dışında Nesta'ya bayılıyorum!

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 4,5/5

Özgün Adı: A Court of Wings and Ruin
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Meriç Keleş 
Sayfa Sayısı: 761

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

11 Ekim 2023 Çarşamba

Sis ve Öfke Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #2) - Kitap Yorumu

                                               

*** 

    Bana bakan yüzü tanıyordum. Yüzünden akan sahteliği, umutsuzluğu, çürümüşlüğü tanıyordum. Hançeri kaldırırken elim titremedi. Kemikli omzunu sıkıca tutup karşımdaki iğrenç yüz e baktım – kendi yüzüme. Ve üvez hançeri tam kalbime sapladım.

    Feyre, Amarantha’dan kurtulup Bahar Sarayı’na dönebildi ama bunun bedeli yüksek oldu. Her ne kadar artık Ulu Peri güçlerine sahip olsa da hâlâ bir insanın kalbini taşıyor ve Tamlin’in halkını kurtarmak için yapmak zorunda kaldıklarını unutamıyor.

    Gece Sarayı’nın Yüce Lordu Rhysand’la yaptığı anlaşmayı da unutmadı. Tüm bunların ortasında Feyre, iktidar çatışmaları ve tutku oyunlarının baş döndürücü hızında yapması gerekeni yapıyor.

***

O YÜCE LORD NEYDİ ÖYLE?! KALBİİĞĞĞĞĞMMMMM...

Tamlin'i çok sevmiştim. Beni hayal kırıklığına uğrattı zalım. Seni boşuna savunmuşum limon kafalı solucan. Hiçbir şeyi hak etmiyorsun sen, otur zırla.

İlk kitabı beğendiğimi sanarken aslında beğendiğim ikinci kitap oldu. Bir yere kadar Feyre'yı yumruklamak istedim, sonra 51. sayfaya geldik ve hangimizin gözlerinden yıldızlar fışkırmadı ki!


Bu kitap benim için çok büyülü ilerledi. Özellikle Gece Sarayı'na vardıktan sonra... Sanki böyle mevsimlerden yaz. Hava sıcak ama hafif serin. Bir akşam vakti çimenlerin üzerinde uzanıyorsunuz. Koyu gökyüzünde tonlarca parıldayan yıldız ve hepsi melodik bir şekilde şarkı söylüyor. Yanlarda böyle uçuşan ateş böcekleri var... Tam olarak çalan şarkı şöyle (https://youtu.be/VkbvUjbHcGE?si=HuR4YWQW6yxjHF57)

Rhys'in olduğu her yer şiir gibiydi. Feyre'yla aralarında geçen espriler hatta normal diyaloglar bile beni çok mutlu etti. Özellikle Rhys'in bir yerde bir konuşması vardı... ALLAH! Herkesin gönlünü fethetti şapşal çocuk. Bir sürü post it kullandırttı bana.

Bu kadar pozitif şeyin üstüne negatif minik bir şey söylemek istiyorum: Aralarında geçen konuşmaların bazılarının biraz daha uzun olmasını isterdim (hüzünlü surat). Bunun dışında kurgu yönünden hiç sıkmadı ve okuması çok kolaydı. Bundan bir önce okuduğum seri Kan ve Külden'di, ona göre çok daha kolay okunuyordu.

Ve sonu...

Son olarak diyeceğim şey:


KALBİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A Court of Mist and Fury
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Meriç Keleş 
Sayfa Sayısı: 647

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

7 Ekim 2023 Cumartesi

Dikenler ve Güller Sarayı (Dikenler ve Güller Sarayı #1) - Kitap Yorumu

 

***

Kış çok ağır geçiyor. Feyre ailesini beslemek zorunda…
Bir gün, avlanırken av olmamak için öldürdüğü kurdun intikamını almaya gelen bir canavar çalıyor kapısını. Ama Feyre’yi almaya gelen canavar bir hayvan değil, Tamlin...

Bir zamanlar dünyayı yöneten ölümcül, ölümsüz perilerden biri.
Feyre’nin, hayatı boyunca dehşet dolu hikâyelerini dinlediği perilerin diyarında yasamaya başlamasıyla dünyası altüst oluyor. Kendini bildi bileli hissettiği şiddetli düşmanlık bu güzel ama tehlikeli ülkede bambaşka bir boyut kazanıyor.

Feyre’nin çok önemli bir görevi var: Ülkenin üstüne gittikçe çöken eski, karanlık gölgenin onu yok etmesini önlemek.

***

AR KA DAŞ LAR! BEN. NEDEN. DAHA. ÖNCE. BU. KİTABI. OKUMADIM!? Niye biri kolumdan tutup zorla okur musun şunu demedi!? PİŞMANLIK! Ertelediğim için o kadar pişmanım ki! Son okuyanlardan biri olabilirim...

Yine de benim gibiler varsa ve fantastik-aşk romanları seviyorsanız bu yorum özellikle size; pamuk şekerim niye bekliyorsun :')

Bir önceki yorumum biliyorsunuz ki Kan ve Kül Serisi'ne aitti. O seri henüz tamamlanmadı fakat çevrilen bütün kitaplarını yorumladık. Biraz ağır bir seriydi. Bu kitapsa o kadar hafif ki! Tam kafa dağıtmalık keyifli vakit geçirip iç çekmelik bir kitaptı.

İlk önce (doğal olarak) dünyaya adapte olmaya çalışırken biraz yavaş gidiyorsunuz tabii ki, ama sonrası akıp gidiyor. Dünyası ŞAHANE! 

Sanırım hepimiz okurken aynı yoldan gittik, değil mi dsfdsgfd Bu konuda herhangi bir yorum yapsam spoiler olur, kendimi 2. kitaba saklıyorum. Bir şeycikler duydum ikinci kitap ile ilgili ama tam emin değilim, yaşayıp görmemiz lazım.

Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!

Verdiğim puan: 5/5

Özgün Adı: A Court Of Thorns And Roses
Yazar: Sarah J. Maas
Yayınevi: Dex
Çeviren: Meriç Keleş 
Sayfa Sayısı: 540

Serinin Kitapları:
1.) Dikenler ve Güller Sarayı
2.) Sis ve Öfke Sarayı
3.) Kanatlar ve Küller Sarayı
3.5.) Buz ve Yıldızışığı Sarayı
4.) Gümüş Alevler Sarayı

Elfhame Kralı Öykülerden Nefret Etmeye Nasıl Başladı (Peri Halkı #3.5) - Kitap Yorumu

*** Kedi sütü ve kibirle beslenen, çirkin bir kehanet başına bela olan bir Peri prensi o... Cardan doğumundan beri prens kâh delicesine sevi...