***
Basgiath Savaş Akademisi’nde geçirdiği yaklaşık on sekiz ayın ardından Violet Sorrengail artık derslere ayıracak vakitlerinin kalmadığını anlamıştı. Belirsizlik içinde oturup bekleyemezlerdi. Çünkü savaş çoktan başlamıştı. Düşmanlar tüm kuvvetleriyle koruma duvarlarına yaklaşırken kime güveneceklerini bilemez hâle gelmişlerdi.
Dolayısıyla Violet, yabancısı olduğu diyarlardan Navarre saflarında yer alacak müttefik toplamak üzere başarısız Aretia kalkanlarının ötesine yolculuk yapmak zorundaydı. Bu yolculuk boyunca zekâsı, şansı ve gücü sınanacak, sevdiklerini, ejderhalarını, ailesini, yuvasını ve onu kurtarmak için her şeyi göze alacaktı.
Bu, her şeyi yok edecek kadar önemli bir sır saklamak anlamına gelse bile…
Bir orduya ihtiyaçları vardı. Güce ihtiyaçları vardı. Büyüye ihtiyaçları vardı. Dahası, yalnızca Violet’ın ortaya çıkarabileceği şeye ihtiyaçları vardı: Gerçeğe.
Ama fırtına yaklaşıyordu…
ve kimse onun gazabından kolay kolay kurtulamayacaktı.
***
Bitireli neredeyse bir saat oldu. Yani kitap beni bitireli. Yorumu yazacak enerjiyi ve rahat zihni hâlâ bulamadım ama bir yerden başlayacağım...
Öncelikle kitap başlarında aklım çok karıştı. Çoook karakter var, hepsini hatırlayamadım. Bir süre sonra yerine az çok oturdu. Bu sanırım yapabileceğim tek negatif sayılabilecek yorumdu.
Rebecca bu kitapta inanılmaz harika bir iş çıkarmış bence çünkü kurgusuna bayıldım. Normalde kitabın ortası, uzatılan ve bazen sıkıcı olan kısımdır ama burada her yer doluydu ve sıkılmaya fırsat bile vermiyordu. O kadar olay oluyor ki, kitap bitince (BİR DE BU KONU VAR) son darbeyi de yiyip bütün bilgileri sindirmeye çalışarak boşluğu izledim. Bahsettiğim son birilerini kaybetmek gibi sıradan bir son değil bu arada, çok daha fazlası... En acilinden 4'e ihtiyacımız var, ama bilin bakalım hangi kitap çıkalı daha 1 hafta oldu :(
Ana kadromuzdaki karakterlere bayılıyorum. Başta Xaden. İnanılmaz harika bir kişiliğe dönüştü. Geldiği hal, ettiği laflar falan var ya öğğğfff fena. Violet'in ise araştırmacı ve pes etmeyen, tuttuğunu koparan yapısı hâlâ onda en sevdiğim şey. İkinci kitapta Xaden ve Violet sahnelerindeki elektriği yetersiz bulduğum için çok üzülmüştüm. Bu kitapta fazlasıyla mutlu oldum bu açıdan.
Fakat bu kitapta kesinlikle yıldız Ridoc. Şakacı ve sempatik tavırlarına vuruldum. Bir de Andarna var. Bebek ejderham o kadar tatlı ki, içim gitti :')
Bütün karakterleri değerlendirmek günleri alabileceğinden enlerimi minik sıraladıktan sonra hissettiklerime değinmek istiyorum. İkinci kitabın sonu yüzünden merakla başladığım üçüncü kitapta Rebecca beni sürekli korkuttu. Bazı şeyleri tekrar etmesi anksiyetemi arttırdı, acaba ne olacak diye düşünüp durdum. Sonrasında öyle şok edici olaylar patlattı ki, her şok bir öncekinin üstüne eklene eklene ilerledi. Ama hâlâ en başlarda korktuğum o şeyi bekliyorum, çünkü bazı şeyler (çoğu) 4'e kaldı. Olaylar çok başka bir hal aldı ve şimdi daha büyük sorunlarımız var.
Bir kere gözlerim doldu, bir kere de kalbim acıdı. Son 130 sayfayı okuyacak arkadaşlara başarılar dilerim...
Son olarak edindiğim bir bilgiye göre Rebecca sevdiğimiz karakterlerden birinin 4'te olmayacağını söylüyor. Kime ne yaptın kadın :'(
+18 yerler bulunuyor.
"Seni seviyorum."
"Başka bir devrim başlatmak üzere olsam bile mi?"
"Özellikle o zaman."
Bol kitaplı, çiçekli ve hayırlı günler!
Verdiğim puan: 5/5
Özgün Adı: Onyx Storm
Yazar: Rebecca Yarros
Yayınevi: Olimpos
Çeviren: Elif Dinçer
Sayfa Sayısı: 792
Serinin Kitapları:
1.) Dördüncü Kanat
2.) Demir Alev
3.) Oniks Fırtına
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder